[Hazırlayan: Faik Can]
Bütün âlemleri yaratan ve ayakta tutan Rabb’imize, zerrât-ı kâinat adedince hamd ve şükür, Peygamberler Serveri Efendimiz’e, diğer enbiya-i izâma, melâike-i kirama, ehl-i beyte ve Hakk’ın bütün sadık kullarına da deryalardaki su damlaları, çöllerdeki kum taneleri adedince salât ü selam olsun.
Yâ Men Vesiat Rahmetühû Külle şey! Ey Muztar kullarının duasına icabet buyuran Yüceler Yücesi Rabb’imiz, işte yüce dergâhına geldik; boyun büküyor, huzurunda kemerbeste-i ubûdiyet içinde el pençe divan duruyor, Rahmet’inin tokmağına dokunuyor, affına iltica ediyoruz. Eğer biz kullarını kapından uzaklaştırırsan, biz gidip hangi kapıya sığınabiliriz?! Şayet huzurundan kovacak olursan biz kime yalvarırız?!
Yâ Gâfira’l-hatâyâ! Ey en büyük günahları bağışlayan ve en büyük kusurları, eksikleri sarıp sarmalayan Rabb’imiz! Senden, en kahredici günahlarımızı bile bağışlayıp yok saymanı, yüzümüzün karası suçlarımızı örtmeni, bize günahlarımıza göre değil engin Rahmetinle icabette bulunmanı, kıyamet gününde affının ve gufranının serinliğinden ve bağışlayıcılığının güzelliğinden bizleri mahrum etmemeni diliyoruz.
Yâ Men Yakbelü üzra’t-tâibîn! Sen samimiyetle günahından nedamet edip Sana yönelen kullarının özürlerini kabul edersin. Bahtına düştük, ey biricik Matlûb’umuz, Maksûd’umuz, Mahbûb’umuz; ne olur, tevbelerimizi kabul, kalblerimizi de ihya buyur! Buyur ki, günahlarımızı affedebilecek, yaralarımızı sarıp tedavi edebilecek Sen’den başka hiç kimseyi bilmiyoruz.
Yâ Muîne’d-duafâ! Ey güç ve kuvvetin yegâne sahibi olan Yüce Allah’ımız! Sen Kavî’sin, biz ise Senin zayıf, aciz ve muhtaç kapıkullarınız. Zayıf ve acizleri Senden başka kim koruyup kollayabilir ve ihtiyaçlarını giderebilir! Ne olur, salih kullarını sevindirdiğin gibi bizi de sürpriz lütuflarınla sevindir! Şu anda zindanlarda zalim tiranların elinde işkence gören, sıkıntı çeken mazlum, mağdur, mahpus kadın-erkek bütün kardeşlerimizden ve yeryüzünün değişik yerlerine hicret edip hizmetlerine devam eden kardeşlerimizden tasa ve elem sebebi olan kötülüklerin hepsini bertaraf et!
Yâ Men lâ yakbelü’t-tevbete illâ hû! Günahlara tevbe etmenin karşılığı gönülden duyulan nedametse, Sana yemin ederiz ki, yapıp ettiklerimizden bin kere, yüz bin kere pişmanız. İstiğfarda bulunup Sen’den bağışlanma dilenmek hataların defterden silinmesine bir vesileyse, yürekten istiğfarda bulunuyor, bu nâçar kullarını da yarlığayacağını ümid ediyoruz. Evet, ümidimiz budur ve hoşnutluğunla gönlümüze sürûr salacağın âna kadar da bu kapıyı asla terk etmeyeceğiz.
Yâ Mücîbe da’veti’l-muztarrîn! Ey ızdırar içerisinde hafakanlar yaşayan muzdar kullarının niyazlarına icabet buyuran.. Ey zararları kaldırıp telâfi eden.. Ey iyilikleri karşılıksız ve en büyük olan.. Ey gizli gizli cereyan eden işlere de nigehbân olan Yüceler Yücesi Allah’ımız! Huzuruna sermayesiz geldik; çaresiz bir şekilde, Senin cömertliğine ve keremine sığınıyor, rahmet denizlerinden hissedar olmak istiyoruz. Dualarımıza icabet buyur ve bizi ümitlerimizde, dileklerimizde haybet ve hüsrana uğratma!
Yâ Kâhira’l-a’dâ! Ey bu güne kadar, Peygamberlerine, veli kullarına düşmanlık eden küstahları kahrıyla perişan eden Kudreti Sonsuz, Yüceler Yücesi Rabb’imiz! Senin dinine, Kitab’ına, Peygamber’ine ve Senin namını bütün insanlığa duyurmaktan başka gayeleri olmayan masum kullarına düşmanlık besleyen cahil, kaba, insanlık ve medeniyet mahrumu zalim birtakım tiranlar ve onların avaneleri göz göre göre zorbalık ve derebeyliği yapıyorlar. “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah” hazinelerinin tek sahibi Sen’sin. Yâ Ze’l-be’si ve’n-nikam! Sabah akşam düşmanlık hisleriyle oturup kalkan, Hocamızın ve hizmete gönül vermiş kardeşlerimizin aleyhine sürekli komplo üstüne komplolar kuran, her gün yeni yalan ve iftiralarla halkı kandıran, masum insanları terörist olarak yaftalayıp zindanlara atan insanlık mahrumu o zorbaları Sana havale ediyoruz. Bu haddini bilmez, haramiler, insafsız despotlar şayet salah yolunu seçmezler, fitne ve fesatlarına devam ederlerse, Sen onları kahreyle… Ellerini, kollarını bağla… Ayaklarına prangalar vur… Masum insanların aleyhine kullandıkları ne kadar yol-yöntem, imkân ve malzeme varsa, hepsini ellerinden çekip al… Menfur emellerine ulaşmalarına fırsat verme ve bizi o tiran bozması zalimlerle daha fazla karşı karşıya bırakma… Nusretinle, hıfz u inayetinle bu aciz ve çaresiz kullarını te’yid buyur Allah’ım!
Bütün mazlum ve mağdurlarla birlikte ellerimizi açıyoruz
Yâ Enîse’z-zâkirîn! Ey Kendisini ananları hiç yalnız bırakmayan Rahmeti Sonsuz! Senin lütfedip bizlere gönderdiğin Ramazan-ı Şerif ayını idrak ettik. Reyyan kapısından girmeye inşaallah liyakat kazandık. Şu anda bu Ramazan’ı hapishanelerde geçiren ya da evinde hapse düşmüş eşini, evladını, anne babasını bekleyen mazlumların, tiranın zulmünden kaçarak ülkesini terk etmek zorunda kalan muhacir kardeşlerimizin, dünyanın dört bir yanında senin dinine hizmet eden bahtiyarların, bir Ramazan’ı daha yüreği ızdırapla dolu olarak gurbette idrak eden Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’nin duaları içinde ellerimizi kaldırıyor, Kadir Gecesi’dir diyen, Ramazan’dır diyen saflaşmış insanlarla beraber halimizi Sana arz ediyoruz. Ne olur bizi yalnız bırakma, dualarımızı kabul eyle Yâ Rabbi! Bizi hâib ve hâsir eyleme Yâ Rabbi!
Yâ Sâhibe’l-gurebâ! Ey Yüceler Yücesi Rabb’imiz! Hadiseler bizi boğacak hale geldi. Üstesinden gelebilecek gibi de değiliz. Şahit olduğumuz her manzara artık gırtlağımızda hıçkırıklarımızı yumruk gibi düğümletiyor. Bir zamanlar Senin dinine beşiklik etmiş Anadolu coğrafyasında ve Müslümanların yaşadığı hemen bütün coğrafyalarda zulümler, haksızlıklar irtikâp ediliyor, cinayetler, katliamlar işleniyor. Bir tarafta Senin Mü’minlerin zindanlarda türlü zulüm ve işkencelere maruz kalırken diğer yanda modern çağın firavunları ve onların yalancı, sahtekâr, ikiyüzlü ve dinbaz avaneleri yeni zulümler peşinde koşuyorlar. Yâ Habîbe’l-bekkâîn! Paklardan pak annemiz Hazreti Aişe’nin gözyaşlarının kuruması gibi, asrın muzdaribinin ve çile çeken binlerce masumun gözyaşları kurudu. Sen bu vaziyette bizi daha fazla devam ettirme Yâ Rabbi! Keremin ve lütfun engindir Senin. Sıkıntı içindeki bütün kardeşlerimize yardım et Allah’ım. Onlara en kısa zamanda bir fereç ve mahreç lütfet. Zalimlerin zulmünden, fitnecilerin ve münafıkların hile ve hud’alarından onları ve bizleri muhafaza buyur Yâ Rabbenâ! Bunu Senden Habîb-i Edîbin hürmetine dileniyoruz Rabbimiz…
Yâ Men Yerâ Bükâe’l-hâifîn! Bütün benliğimizle bir kere daha Sana yöneliyor, af ve mağfiret dileniyoruz. Kalb katılığından, gafletten, başkalarına yük olmaktan, aşağılıktan, aşağılanmaktan, miskinlikten, cehaletten, doymak bilmeyen nefisten, kabul edilmeyen duadan, yaşarmayan gözden, ürpermeyen kalpten, nimetlerinin zeval bulmasından, lütuflarının değişip başkalaşmasından, ansızın bastıran azabından, gelip çatan gazabından Sana sığınıyoruz. Senden her zaman yalvaran diller, haşyetle ürperen gönüller istiyoruz Yâ Rabbenâ!
Bizler Senin zayıf, aciz kapıkullarınız
Yâ Men lâ Yütimmü’n-ni’mete illâ hû! Allah’ım, Senden her işimizde sebat, Kur’an yolunda kararlılık ve nimetlerine karşı da duyarlılık hissi bekliyoruz. Kapına yönelenleri boş çevirme. Bize vadettiğin nimetini tamama erdir. Bizim ve yeryüzündeki bütün kullarının sinelerini imana, İslam’a, Kur’an’a, İhsan şuuruna ve Hazreti Muhammed sevgisine açık hale getir. Bu işi tamamlarken de ne olur, biz aciz, fakir bendelerini istihdam buyur. İtaatte bulunanlara bol bol karşılık ver, Sana başkaldıranlara da doğru yolu göster. Muzdariplerin gönüllerini lütfunla şâd eyle.
Yâ Nâsıra külli mahzûl! Ey güç ve kuvvetin yegâne sahibi Yüce Allah’ımız! Sen Kavî’sin, biz ise Senin zayıf, aciz ve muhtaç kapıkullarınız. Zayıf ve acizleri Senden başka kim koruyup kollayabilir ve ihtiyaçlarını giderebilir! Ne olur, salih kullarını sevindirdiğin gibi bizi de sürpriz lütuflarınla sevindir! Yâ Fârice külli mağmum! Bizden, muhterem Hocamızdan, hapishanelerde çile çeken ve yeryüzünün değişik yerlerinde ve hayatın bütün katmanlarında hizmet eden bütün kardeşlerimizden tasa ve elem sebebi olan kötülüklerin hepsini bertaraf et!
Yâ Habîbe men lâ Habîbe lehû! Ey yoluna gönülden baş koymuşları her zaman vuslat neş’esiyle serfiraz kılan, adanmış ruhlardan merhametini hiçbir zaman esirgemeyen ve onları katiyen yalnız bırakmayan Rabb’imiz! Bizi de dünyanın geçici ve zevâle mahkûm güzelliklerine aldanıp da Rabbilerini unutanlardan olmaktan muhafaza buyur.. Bizleri Seni sevmek ve Senin sevgine mazhar olmak lütfuyla serfiraz eyle. Sâlih kullarının kalblerine yerleştirdiğin gibi bizim kalblerimize de Seni delicesine sevme duygusunu yerleştir!..
Yâ Men Yehûlü beyne’l-mer’i ve kalbihî! Ey Rabb’imiz! Biz kullarını Senin sevmediğin ve hoşnut olmadığın vadilerde dolaşmaktan muhafaza buyur.. Kalblerimizi mâsivadan ve günahların hâsıl ettiği bütün yara ve kirlerden temizle. Beyt-i Hüda olan o kalbe Sen’den başkasının gelip otağ kurmasına izin verme. Senin nezdinde anlamsız sayılan ne kadar meşguliyet varsa bizi onlardan uzak tut.. Nereden gelirse gelsin, bütün bulanık düşüncelerden ve kirli hayallerden zihnimizi ve kalbimizi koru.. Enbiyâ ve Mürselîn efendilerimizi donattığın gibi, onların yollarından yürümeye azmetmiş bu muhtaç bendelerinin kalblerini de değişik ve sürpriz mevhibelerinle donat!
Yâ Hâfiza men istahfazahû! Ey biricik Koruyan’ımız! Dinimize ve dünyaya müteallik bütün işlerimizde insî ve cinnî şeytanların, durmadan kötülüğü emredip duran nefs-i emmarenin vereceği zararlardan, inanan kullarına karşı kalbleri kin ve nefret duygularıyla dopdolu düşmanların saldırgan davranışlarından bizi muhafaza et. Onların tuzaklarından, komplolarından bizi ve gönlünü Senin dinine vermiş bütün inananları himaye eyle.
Hocamızı ve kardeşlerimizi muhafaza buyur
Yâ Nâsıra’l-evliyâ! Ey Kudreti Sonsuz, bize Seni ve Kitab’ını tanıtan, Efendimiz’i ve ashabını sevdiren, irşadıyla hayatımıza anlam kazandıran Muhterem Hoca’mızı başımızdan eksik etme. Ona hayırlı, bereketli, sıhhat ve afiyet içinde uzun ömürler ihsan eyle. Kalbine ferahlık lütfeyle. Bizlere O’nun ızdırabına ortak olma şuuru ver. Onu dahilî, haricî, insî ve cinnî her türlü düşmanın ve şeytanın şerrinden muhafaza eyle. Bulunduğu her yerde ve zamanda kendi katından bir Ruh ile onu te’yid buyur. Dünyada ve ahirette bizi O’ndan ayırma. Gösterdiği istikamette son nefesimize kadar koşturmayı, bu şekilde ruhumuzu teslim etmeyi, O’nunla beraber haşrolmayı, Cennet’te Efendimiz’e birlikte komşu olmayı nasip eyle. Üstad’ımızla ve Hoca’mızla kalbî irtibatımızı kuvvetlendir. Onları daha iyi anlamaya bizleri muvaffak eyle. Hasenatımıza kat kat fazlasıyla onları şerik eyle. Bizi onlara karşı mahcup olacağımız hatalara düşmekten, yanlışlar yapmaktan muhafaza eyle!
Yâ Muîne men isteânehû! Bize düşmanlık yapanlara karşı Sen bizim muînimiz ol.. Haddini aşıp hukukumuza saldıran mütecavizlerin şerlerini üzerimizden defet. Aleyhimizde fitne ateşini körükleyenlerin ocaklarını söndür. Ey şefkati ve merhameti varlığı bütünüyle kucaklamış Rabb’imiz! Hakkında beslediğimiz hüsn ü zanda bizi tasdik et.. Et de, biz çaresiz kullarını her türlü endişe, gam, üzüntü, keder ve sıkıntıdan halâs eyle! Efendimiz Hazreti Muhammed’e, aile fertlerine ve bütün ashabına salât ü selam ederek bunları Senden dileniyoruz, Rabb’imiz…
Yâ Men lâ Yütimmü’n-ni’mete illâ hû! Hayatın bütün katmanlarında ve dünyanın dört bir yanında insanlığa hizmet sevdasıyla bulunan erkek-bayan bütün kardeşlerimize ihlâs, samimiyet, istikamet, aşk u şevk lütfeyle. Ömürlerine vüs’at, rızıklarına bereket, hanelerine huzur ihsan eyle. Onları İmana ve Kur’an’a hizmette daim eyle. Kalblerimizi telif buyur. Vifak ve ittifak içinde hizmet etmeye muvaffak eyle. Kem gözlerden, kötü ruhlu, kötü düşünceli, kötü karakterli kimselerden muhafaza eyle. Hasidlerin hasedinden, fesatçıların fesadından, münafıkların nifakından, zalimlerin zulmünden halâs eyle.
Yâ Mutlika’l-üsâra! Elli binden fazla masum kardeşimiz zindanlarda asrın firavununun zulmüne maruz kalıyor. Aileleri, yakınları dışarıda onların yolunu gözlüyor. Bütün esaret zincirlerini kıran Sen’sin. Yusuf Aleyhisselam’ı kuyudan, Yunus Aleyhisselam’ı fırtınalı denizden, Musa Peygamberi Firavundan, Efendimiz’i Ebu Cehiller’den Sen kurtardın. Ne olur Allah’ım, bahtına düştük! Bu mübarek Ramazan’ın, Kadir Gecesinin ve gelen bayramın hürmetine bütün masumları tez zamanda en güzel şekilde özgürlüklerine kavuştur. Hizmetimizi, atılan iftiraların tamamından beraat ettir. Bütün kardeşlerimizle birlikte hepimize mahşerde Nebiler Sultanı’nın Livâü’l-hamd sancağı altında Üstad’ımızla ve Hoca’mızla beraber buluşmayı nasip ve müyesser eyle.
Her zaman engin lütuflarıyla, buhranlı zaman dilimlerinin peşinden de aydınlardan daha aydınlık bayram günlerini yaratan Rabb’imize, ağaçların yaprakları, denizlerin dalgaları ve yağmurların damlaları adedince hamd ve şükür; hürmetine kâinatın yaratıldığı, sünnetine bütün varlığın hayran kaldığı Efendimiz’e, insanlık âleminin yüz akları olan âline ve ashabına da sonsuz salât ü selamlar ediyor, günlerin nevbahara döneceği demlerin heyecanıyla ümitle bekliyoruz.
Duamızın evvelinde salât ü selamla kaldırdığımız ellerimizi bir kere daha Efendimiz’i, O’nun tertemiz, dupduru, pırıl pırıl aile fertlerini, yıldızlar kadar yükseklerde dolaşan ashabını hayırla yâd ederek indiriyor ve bizi ellerimiz boş ve hüsran içinde geri çevirmemeni diliyoruz Rabb’imiz! Amin… (tr724)