[Vehbi şahin]
Tam bir ironi yaşadıklarımız…
Türkiye’yi 15 yıldır isminde “adalet” kelimesi olan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) tek başına yönetiyor.
Gelinen son nokta, adaletin AKP ve onun lideri Erdoğan eliyle katledilmesi…
CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Bıçak kemiğe dayandı” diyerek yollara düşüyor.
Neden?
Katledilen adaleti bulmak için…
AKP Genel Başkanı Erdoğan ise bu yürüyüşten rahatsız…
Hem de çok rahatsız…
Adalet isteyenleri tehdit ediyor.
Neyle?
Adaleti, adilce dağıtması gereken adalet sistemiyle…
“Yargı, yarın sizi de davet ederse şaşırmayın” diyor.
Yargıya aleni talimat veriyor.
Yarın dediği gibi Kılıçdaroğlu gözaltına alınabilir mi?
Alınabilir.
Türkiye’de bağımsız yargı kalmadı çünkü…
Erdoğan “tak” diye emrediyor, yargı da “şak” diye verilen talimatı yerine getiriyor.
YANDAŞA YARGI DOKUNMUYOR
Ama aynı yargı, Erdoğan’a ve AKP yandaşına uzanan bir mesele oldu mu görmüyor, duymuyor…
Misal…
Manisa’da zehirlenen askerler…
Binlerce Mehmetçik, yandaş olduğu iddia edilen bir yemek şirketinden gelen yemekle zehirleniyor.
Şehirdeki hastaneler yetersiz kalıyor.
Yargı ne zaman harekete geçiyor?
Dördüncü vaka olduktan sonra…
O da tepkileri yatıştırmak için…
Göstermelik gözaltına alıp sonra bırakma, yargının “yandaş” için bulduğu bir formül…
Yarın Manisa’da da aynı tiyatro oynanırsa hiç şaşırtıcı olmaz yani…
Kısacası…
17-25 Aralık operasyonlarından sonra artık Türkiye’de iktidar partisinin yaptığı yolsuzluklar, rüşvetler soruşturulmuyor.
Erdoğan’ın anayasa ihlalleri incelenmiyor.
AKP’nin ihale sistemi sorgulanmıyor.
Lakin…
Muhaliflere gözdağı verilecekse yargı birden aslan kesiliyor.
HDP lideri Demirtaş’ı cezaevine atıyor.
Bu partinin belediyelerine kayyım ataması yapıyor.
Milletvekillerini gözaltına alıp tutukluyor.
Hepsini yargı yapıyor.
ERDOĞAN’A DOKUNAN YANIYOR
Kılıçdaroğlu’nun tabiriyle Saray’dan gelen talimatı yerine getiriyor.
AKP ve Erdoğan’a dokunan ise yanıyor.
Sosyal medyada “esprili muhalefet” yapan gençler bile hapsi boyluyor.
Muhalif gazeteciler, akademisyenler, yazarlar, karikatür çizerleri istisna değil…
Hepsi yargı eliyle terbiye ediliyor.
4 yıldır Cemaat’e yapılan soykırım da yargının eseri değil mi?
Haklarında somut delil olmadan 200 bine yakın masum insanı soruşturmadan geçiren kim?
60 bine yakın kişiyi zindana kim tıktı?
Erdoğan…
Ama…
Gücünün zirvesinde olmasına rağmen Erdoğan sıkıntılı…
Çok istediği başkanlık yolu kendisine açıldı.
AKP’nin başına tekrar geçti.
Fakat mutlu değil Erdoğan…
Hatta çok hırçın…
Giderek de bu duygusu daha fazla açığa çıkıyor.
Neden acaba?
İşler umduğu gibi gitmiyor mu?
Kılıçdaroğlu’nun “adalet” yürüyüşüne verdiği tepkiler anormal…
Aklı başında bir devlet adamı, kendini bu kadar bağlayacak çıkışlar yapmaz çünkü…
Ama Erdoğan yapıyor.
Neden?
BAHÇELİ VE PERİNÇEK DE OLMASA…
Sanırım siyasi hayatının hazin sonunu görüyor.
Gittiği yolun çıkmaz sokak olduğunu anlamış durumda…
Hırçınlığı bundan…
Sürekli tehdit ederek ayakta kalmaya çalışıyor.
Ama nafile…
Hükümet ve AKP’nin önemli isimleri bile yalnız bıraktı kendisini…
Çoğu, yeni dönemde bize de bir rol düşer mi diye sinsice bir köşede çekirdek çıtlatarak bekliyor.
Sağdan ve soldan ölümüne Erdoğan’ı savunan iki isim kaldı.
Biri MHP lideri Devlet Bahçeli…
Diğeri de Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek…
Her iki lider de adalet için yollara düşen Kılıçdaroğlu’na ağır eleştiriler yaptı.
İlginç bir durum…
Size de tuhaf gelmiyor mu?
Ben bir AKP’li olsam kendime şu soruyu sorardım:
-Siyasetin iki uç noktasını temsil eden Bahçeli ve Perinçek bizim Reis’e niye bu kadar sahip çıkıyor?
Hadi Erdoğan’ı anladık.
İktidarı kaybetme korkusuyla tedirgin ve hırçın…
Bahçeli ile Perinçek’e ne oluyor?
Onlar niye Kılıçdaroğlu’na bu kadar öfkeli?
Niye CHP liderine saldırıyorlar?
AKP’li olsanız sormaz mısınız?
-Birbirine muhalif bu iki lideri Erdoğan ortak paydasında buluşturan çıkar nedir acaba?
Vatan sevgisi mi?
Milli menfaat mi?
Emperyalizme karşı ortak direniş mi?
AMAÇ TEK ADAM REJİMİ KURMAK
Ortada milli menfaat de yok dış düşman da…
Sadece dikta rejimi kurmaya çalışan bir Erdoğan var.
O zaman tekrar soralım:
-Sahi nedir Perinçek ile Bahçeli’nin bitmek bilmeyen Erdoğan aşkı?
-Neden AKP iktidarına payanda oluyorlar?
-Nedir Erdoğan’dan bekledikleri şey?
Bu soruların cevabını bilen…
Türk siyasetinde nadir rastlanan bir birlikteliğe imza atan Erdoğan, Bahçeli ve Perinçek’in de neden bu kadar “hırçın” olduğunu biliyor demektir.
İlişki durumu biraz karışık gibi görünüyor.
Ama öyle değil…
Üç lider tek bir hedef için birlikte çalışıyor aslında.
Niyetleri, demokrasiyi katlederek Türkiye’yi “tek adam” rejimine çevirmek…
Yargıdaki, askeri bürokrasideki kadrolarıyla bu hedeflerine ulaşmalarına ramak kaldı.
Yolun sonuna geldik dedikleri anda da Kılıçdaroğlu’nun, Gandhi gibi uzun bir yürüyüşe çıkması oyunlarını şimdilik bozmuş görünüyor.
Hırçınlıkları bundan…
Bakalım, sağ ve sol iki yedek lastikle dönüşü olmayan yola giren Erdoğan, toplumsal muhalefeti arkasına alan Kılıçdaroğlu’nu nerede, ne zaman durdurmayı deneyecek.
Yakında görürüz.
Türkiye’yi 15 yıldır isminde “adalet” kelimesi olan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) tek başına yönetiyor.
Gelinen son nokta, adaletin AKP ve onun lideri Erdoğan eliyle katledilmesi…
CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Bıçak kemiğe dayandı” diyerek yollara düşüyor.
Neden?
Katledilen adaleti bulmak için…
AKP Genel Başkanı Erdoğan ise bu yürüyüşten rahatsız…
Hem de çok rahatsız…
Adalet isteyenleri tehdit ediyor.
Neyle?
Adaleti, adilce dağıtması gereken adalet sistemiyle…
“Yargı, yarın sizi de davet ederse şaşırmayın” diyor.
Yargıya aleni talimat veriyor.
Yarın dediği gibi Kılıçdaroğlu gözaltına alınabilir mi?
Alınabilir.
Türkiye’de bağımsız yargı kalmadı çünkü…
Erdoğan “tak” diye emrediyor, yargı da “şak” diye verilen talimatı yerine getiriyor.
YANDAŞA YARGI DOKUNMUYOR
Ama aynı yargı, Erdoğan’a ve AKP yandaşına uzanan bir mesele oldu mu görmüyor, duymuyor…
Misal…
Manisa’da zehirlenen askerler…
Binlerce Mehmetçik, yandaş olduğu iddia edilen bir yemek şirketinden gelen yemekle zehirleniyor.
Şehirdeki hastaneler yetersiz kalıyor.
Yargı ne zaman harekete geçiyor?
Dördüncü vaka olduktan sonra…
O da tepkileri yatıştırmak için…
Göstermelik gözaltına alıp sonra bırakma, yargının “yandaş” için bulduğu bir formül…
Yarın Manisa’da da aynı tiyatro oynanırsa hiç şaşırtıcı olmaz yani…
Kısacası…
17-25 Aralık operasyonlarından sonra artık Türkiye’de iktidar partisinin yaptığı yolsuzluklar, rüşvetler soruşturulmuyor.
Erdoğan’ın anayasa ihlalleri incelenmiyor.
AKP’nin ihale sistemi sorgulanmıyor.
Lakin…
Muhaliflere gözdağı verilecekse yargı birden aslan kesiliyor.
HDP lideri Demirtaş’ı cezaevine atıyor.
Bu partinin belediyelerine kayyım ataması yapıyor.
Milletvekillerini gözaltına alıp tutukluyor.
Hepsini yargı yapıyor.
ERDOĞAN’A DOKUNAN YANIYOR
Kılıçdaroğlu’nun tabiriyle Saray’dan gelen talimatı yerine getiriyor.
AKP ve Erdoğan’a dokunan ise yanıyor.
Sosyal medyada “esprili muhalefet” yapan gençler bile hapsi boyluyor.
Muhalif gazeteciler, akademisyenler, yazarlar, karikatür çizerleri istisna değil…
Hepsi yargı eliyle terbiye ediliyor.
4 yıldır Cemaat’e yapılan soykırım da yargının eseri değil mi?
Haklarında somut delil olmadan 200 bine yakın masum insanı soruşturmadan geçiren kim?
60 bine yakın kişiyi zindana kim tıktı?
Erdoğan…
Ama…
Gücünün zirvesinde olmasına rağmen Erdoğan sıkıntılı…
Çok istediği başkanlık yolu kendisine açıldı.
AKP’nin başına tekrar geçti.
Fakat mutlu değil Erdoğan…
Hatta çok hırçın…
Giderek de bu duygusu daha fazla açığa çıkıyor.
Neden acaba?
İşler umduğu gibi gitmiyor mu?
Kılıçdaroğlu’nun “adalet” yürüyüşüne verdiği tepkiler anormal…
Aklı başında bir devlet adamı, kendini bu kadar bağlayacak çıkışlar yapmaz çünkü…
Ama Erdoğan yapıyor.
Neden?
BAHÇELİ VE PERİNÇEK DE OLMASA…
Sanırım siyasi hayatının hazin sonunu görüyor.
Gittiği yolun çıkmaz sokak olduğunu anlamış durumda…
Hırçınlığı bundan…
Sürekli tehdit ederek ayakta kalmaya çalışıyor.
Ama nafile…
Hükümet ve AKP’nin önemli isimleri bile yalnız bıraktı kendisini…
Çoğu, yeni dönemde bize de bir rol düşer mi diye sinsice bir köşede çekirdek çıtlatarak bekliyor.
Sağdan ve soldan ölümüne Erdoğan’ı savunan iki isim kaldı.
Biri MHP lideri Devlet Bahçeli…
Diğeri de Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek…
Her iki lider de adalet için yollara düşen Kılıçdaroğlu’na ağır eleştiriler yaptı.
İlginç bir durum…
Size de tuhaf gelmiyor mu?
Ben bir AKP’li olsam kendime şu soruyu sorardım:
-Siyasetin iki uç noktasını temsil eden Bahçeli ve Perinçek bizim Reis’e niye bu kadar sahip çıkıyor?
Hadi Erdoğan’ı anladık.
İktidarı kaybetme korkusuyla tedirgin ve hırçın…
Bahçeli ile Perinçek’e ne oluyor?
Onlar niye Kılıçdaroğlu’na bu kadar öfkeli?
Niye CHP liderine saldırıyorlar?
AKP’li olsanız sormaz mısınız?
-Birbirine muhalif bu iki lideri Erdoğan ortak paydasında buluşturan çıkar nedir acaba?
Vatan sevgisi mi?
Milli menfaat mi?
Emperyalizme karşı ortak direniş mi?
AMAÇ TEK ADAM REJİMİ KURMAK
Ortada milli menfaat de yok dış düşman da…
Sadece dikta rejimi kurmaya çalışan bir Erdoğan var.
O zaman tekrar soralım:
-Sahi nedir Perinçek ile Bahçeli’nin bitmek bilmeyen Erdoğan aşkı?
-Neden AKP iktidarına payanda oluyorlar?
-Nedir Erdoğan’dan bekledikleri şey?
Bu soruların cevabını bilen…
Türk siyasetinde nadir rastlanan bir birlikteliğe imza atan Erdoğan, Bahçeli ve Perinçek’in de neden bu kadar “hırçın” olduğunu biliyor demektir.
İlişki durumu biraz karışık gibi görünüyor.
Ama öyle değil…
Üç lider tek bir hedef için birlikte çalışıyor aslında.
Niyetleri, demokrasiyi katlederek Türkiye’yi “tek adam” rejimine çevirmek…
Yargıdaki, askeri bürokrasideki kadrolarıyla bu hedeflerine ulaşmalarına ramak kaldı.
Yolun sonuna geldik dedikleri anda da Kılıçdaroğlu’nun, Gandhi gibi uzun bir yürüyüşe çıkması oyunlarını şimdilik bozmuş görünüyor.
Hırçınlıkları bundan…
Bakalım, sağ ve sol iki yedek lastikle dönüşü olmayan yola giren Erdoğan, toplumsal muhalefeti arkasına alan Kılıçdaroğlu’nu nerede, ne zaman durdurmayı deneyecek.
Yakında görürüz.