Yalan Kavmi..

[Alper Ender Fırat]

Ramazan boyunca TV kanallarında, iftar programlarında daha çok dinden, Allah’tan, Kur’an’dan, Peygamberlerden, haktan bahsediyor olmanız sizin kirli yüzünüzü örtmüyor. Bilakis ikiyüzlülüğe yeni boyutlar kazandırıyorsunuz. Artık maskeniz yerle yeksan oldu ve o kirli yüzünüz bütün çıplaklığıyla ortaya çıktı.
Bir necaset gibi tarihin çöplüğüne atıldığınızda ardınızdan gelenler sizi Allah’ın ayetlerini ucuz dünya çıkarları için satanlar olarak anacak.
Dilleri Musa (a.s) gibiydi ama Firavundan daha zalim ve ondan daha küstahlardı’ diyecekler.
Süfyani sihir bozulduğunda, yalanlarınızın yaldızları tel tel döküldüğünde sizin için ‘ağızları hep Ömer derdi ama elleri Haccac’ın yaptıklarından daha beterini yaptı’.  denilecek.
Sizi anlatanlar ‘Allah ticareti yaptılar ama O’na hiç inanmadılar, bütün münafıkları, bütün yalancıları gören bir Rabbin olmadığını sandılar. Sandılar ki bu dünya cennet, bütün hesapların görüldüğü bir gün hiç gelmeyecek. Yalanlarla insanları kandırdıkları gibi Rabbi de kandırabilecekler. Mazlumlara zulmetmeyi, hak yemeyi, mala çökmeyi, talancılığı Allah’a fetih olarak sunabileceklerini sandılar.’
Tarih sizi kininde boğulmuş, onu din haline getirmiş bir kavim olarak anacak. Diyecekler ki kavga ederken, düşman gördüklerine saldırırken hiçbir ahlaki kriter gözetmediler, Allah’ın emrettiğine göre değil kinlerinin gereğine göre davrandılar. “Savaşırken bile kadınlara, yaşlılara, çocuklara dokunmayın, kimse işlemediği suçun cezasını çekmez” diyen bir dinin değil hınçlarının dediğini yaptılar. Helvadan put yapıp tapan müşrikler gibi, kendi yaptığınız devlet putuna tapındığınızı, ona tapınmayanı da taşlamaya, kurşunlamaya başladığınızı anlatacak bugünü yazanlar.
Tarih sizden gördüğü en yalancı güruh diye bahsedecek. Yalan yazan, yalan konuşan, yalan yaşayan, yalan yiyip yalan kusan ve dili ile söylediği hiçbir iyi şeyi yapmayan ‘Yalan kavmi’ olarak anılacaksınız.
Geri kalanınız da okullarda dilsiz şeytanlar diye anlatılacak. ‘Yalan kavmi’ kendisinden olmayan herkese zulmederken, onların kanını dökerken seyrettiler ve oy vererek zulmün arkasında durdular. Ahlakı, adaleti, erdemi, hakkaniyeti, insafı, vicdani azıcık bir dünya menfaati ya da korkusu karşılığında terk ettiler. Kur’an da yazan önceki kavimlerin yaşadıklarının sadece birer masal olduğunu zannettiler. Dilleri mümin ama yürekleri (imanı örten) kafir gibiydi.
Tarihin çöplüğüne atıldığınızda vicdan sahibi hiç kimse sizi özlemeyecek. Hiçbir mazlum sizden iyi sözlerle bahsetmeyecek. Bir daha medeniyetimiz, kültürümüz, tarihimiz gibi sözleri ağzınıza alamayacaksınız.
Çağı, zamanı, insanlığı, mümin olmayı anlamamış, her yaptığı alçaklığa kendince fetvalar bulan bir yobazlar güruhu olarak tarihin kara sayfalarında yerinizi alacaksınız. Sizin ne İslama, ne ümmete ne de insanlığa zulüm ve acıdan başka verebileceğiniz bir şey yok.
Aklı ve izanı olan herkes bunu anladı artık.
(TR724)