15 Temmuz sonrası hukuksuz operasyonlar kapsamında doğum yapmış anneler tutuklanırken cezaevlerindeki hamile kadınlar da serbest bırakılmıyor. Yasalar ve AİHM içtihatları ise hakim ve savcıların keyfi kararlarının tersini söylüyor.
Herhangi bir sağlık sorunu olmasa bile 5275 sayılı Ceza İnfaz Kanunu’nun 16/4 maddesine göre, “Hapis cezası, gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçmemiş kadınlar hakkında geri bırakılır.” ifadesi kullanılıyor. Yine aynı Kanunun 16. maddesine göre, “yukarıdaki hüküm “tutuklular”hakkında da uygulanır.” deniyor.
Uzmanlar 5275 sayılı Kanun’un, 16/4 ve 116. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, hamile kadınların ve bebeği altı ayı geçmemiş olanların tutuklanması, iç hukuka göre mümkün olmadığını vurguluyor.
İç hukuktaki bağlayıcı kararlar kadar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) karar ve içtihatları da hamile kadın ve bebeği olan şüpheli ya da tutuklu anneleri koruma altına alıyor. AİHM kararları, ‘’Tutuklama sadece iç hukuka uygun olmakla kalmamalı, aynı zamanda keyfi de olmamalıdır. Kanunları kötü niyetli uygulama açık keyfiliktir.’’ diyor. Hukukçular şu noktaya dikkat çekiyor:
Hukukçular: Tutuklu avukatları tahliye talebinde bulunsun
‘’Yukarıdaki iki hüküm ışığında bu türden durumda olanların suç işledikleri iddia ediliyorsa, gözaltına alınmadan ifade çağrılmaları Anayasa m. 13’ün de gereğidir. Bu nedenle hamile olan ya da 6 aydan küçük bebeği olup da tutuklananlar veya avukatları, 5275 sayılı Kanunun 16/4 ve 116. Maddelerini gerekçe gösterip tahliye talebinde bulunmalıdır.’’
Hakim ve savcıların keyfi uygulamalarına birkaç örnek;
8 aylık hamileyken cezaevine atıldı, aileye doğumunun bile haber verilmeyeceği söylendi
Tuba Yazıcıoğlu hukuksuz şekilde tutuklanarak 1 ay önce İzmir Şakran Cezaevine, eşi Rıdvan Yazıcıoğlu’nun yanına konuldu. Zorlu gözaltı süreci sonrasında tutuklandığında 8 aylık hamile olan Yazıcıoğlu’nun doğum yapmasına 1 ay vardı. Ailenin talebini geri çeviren cezaevi yönetimi, doğum öncesinde ya da esnasında kendilerine haber verilmeyeceğini bildirdi.
Bir aydır cezaevinde kalan anne karnındaki bebeğin gelişiminde gerileme olduğu bilgisi verilirken aile kızlarının doğum yapıp yapmadığını bile bilmiyor.
Tuğba Tekerek, mahpustaki 8 aylık anne adayını yazmıştı
Gazeteci Tuğba Tekerek, cezaevinde şahit olduğu örneklerden birini kaleme aldığı makalede şöyle anlattı: ‘’Sekiz aylık hamile bir kadın da vardı, konuşmalara pek katılmıyordu, daha çok, büyümüş bedenini idare etmeye çalışmakla meşguldü, sıkıntısı yüzünden okunuyordu. Hukuk da okuyormuş bir yandan ama şimdi hukuktan nefret ediyor. Operasyon olduğunda doğum iznindeymiş arandığını öğrenince, birlikte çalıştığı savcıya gidip “Ben teslim olmak istiyorum” demiş. Üç buçuk yaşında bir kızı varmış. “Yüzünü unuttum nerdeyse, keşke yanıma fotoğrafını alsaydım” dedi, ağlayarak. Başka birisi araya girdi “İzin vermezler ki. Ayna bile yok burada!” Evet, insanın kendi yüzünü bile unutabileceği bir yerdi burası.’’
Yeni doğum yapan anne bir günlük bebeğiyle sorgulandı!
Antalya Alanya’da Fadime Günay Alanya Özel Başkent Hastanesi’nde doğum yaptı. Polis hakkında soruşturma olduğu gerekçesiyle hastaneye baskın yaptı. Ve yeni doğum yapmış anneyi götürmek için kapıda bekledi. Doğum yapan anne gözaltına alınıp adliyeye sevk edildi.3 saattir adliyede tutulan annenin yanına küvezdeki bebeği de getirildi. Anne daha sonra tutuksuz yargılanmak için serbest bırakıldı.
Sezaryenle dünyaya getirdiği bebeğiyle hastanede gözaltına aldılar
Eşi Çorum’da tutuklu Nazlı N. Mert, doğum sancıları tuttuktan sonra Ankara Etlik Ö. Lokman Hekim Hastanesine gitti. Polisler burada doğum sancısı çeken anneyi gözaltına almak için nöbete başladı. Nazlı Mert polislerin baskısı karşısında rahatsızlandı. Tansiyonu düştüğü için müdahale edildi. Sancıları iyice sıklaşan Mert acil şekilde doğuma alındı. Polisler de doğumhanenin kapısında bekledi. Nazlı Mert bugün bebeğiyle gözaltına alındı. Tekerlekli sandalye ile emniyete götürülen Nazlı Mert, ifadesinin ardından serbest bırakıldı.
Herhangi bir sağlık sorunu olmasa bile 5275 sayılı Ceza İnfaz Kanunu’nun 16/4 maddesine göre, “Hapis cezası, gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçmemiş kadınlar hakkında geri bırakılır.” ifadesi kullanılıyor. Yine aynı Kanunun 16. maddesine göre, “yukarıdaki hüküm “tutuklular”hakkında da uygulanır.” deniyor.
Uzmanlar 5275 sayılı Kanun’un, 16/4 ve 116. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, hamile kadınların ve bebeği altı ayı geçmemiş olanların tutuklanması, iç hukuka göre mümkün olmadığını vurguluyor.
İç hukuktaki bağlayıcı kararlar kadar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) karar ve içtihatları da hamile kadın ve bebeği olan şüpheli ya da tutuklu anneleri koruma altına alıyor. AİHM kararları, ‘’Tutuklama sadece iç hukuka uygun olmakla kalmamalı, aynı zamanda keyfi de olmamalıdır. Kanunları kötü niyetli uygulama açık keyfiliktir.’’ diyor. Hukukçular şu noktaya dikkat çekiyor:
Hukukçular: Tutuklu avukatları tahliye talebinde bulunsun
‘’Yukarıdaki iki hüküm ışığında bu türden durumda olanların suç işledikleri iddia ediliyorsa, gözaltına alınmadan ifade çağrılmaları Anayasa m. 13’ün de gereğidir. Bu nedenle hamile olan ya da 6 aydan küçük bebeği olup da tutuklananlar veya avukatları, 5275 sayılı Kanunun 16/4 ve 116. Maddelerini gerekçe gösterip tahliye talebinde bulunmalıdır.’’
Hakim ve savcıların keyfi uygulamalarına birkaç örnek;
8 aylık hamileyken cezaevine atıldı, aileye doğumunun bile haber verilmeyeceği söylendi
Tuba Yazıcıoğlu hukuksuz şekilde tutuklanarak 1 ay önce İzmir Şakran Cezaevine, eşi Rıdvan Yazıcıoğlu’nun yanına konuldu. Zorlu gözaltı süreci sonrasında tutuklandığında 8 aylık hamile olan Yazıcıoğlu’nun doğum yapmasına 1 ay vardı. Ailenin talebini geri çeviren cezaevi yönetimi, doğum öncesinde ya da esnasında kendilerine haber verilmeyeceğini bildirdi.
Bir aydır cezaevinde kalan anne karnındaki bebeğin gelişiminde gerileme olduğu bilgisi verilirken aile kızlarının doğum yapıp yapmadığını bile bilmiyor.
Tuğba Tekerek, mahpustaki 8 aylık anne adayını yazmıştı
Gazeteci Tuğba Tekerek, cezaevinde şahit olduğu örneklerden birini kaleme aldığı makalede şöyle anlattı: ‘’Sekiz aylık hamile bir kadın da vardı, konuşmalara pek katılmıyordu, daha çok, büyümüş bedenini idare etmeye çalışmakla meşguldü, sıkıntısı yüzünden okunuyordu. Hukuk da okuyormuş bir yandan ama şimdi hukuktan nefret ediyor. Operasyon olduğunda doğum iznindeymiş arandığını öğrenince, birlikte çalıştığı savcıya gidip “Ben teslim olmak istiyorum” demiş. Üç buçuk yaşında bir kızı varmış. “Yüzünü unuttum nerdeyse, keşke yanıma fotoğrafını alsaydım” dedi, ağlayarak. Başka birisi araya girdi “İzin vermezler ki. Ayna bile yok burada!” Evet, insanın kendi yüzünü bile unutabileceği bir yerdi burası.’’
Yeni doğum yapan anne bir günlük bebeğiyle sorgulandı!
Antalya Alanya’da Fadime Günay Alanya Özel Başkent Hastanesi’nde doğum yaptı. Polis hakkında soruşturma olduğu gerekçesiyle hastaneye baskın yaptı. Ve yeni doğum yapmış anneyi götürmek için kapıda bekledi. Doğum yapan anne gözaltına alınıp adliyeye sevk edildi.3 saattir adliyede tutulan annenin yanına küvezdeki bebeği de getirildi. Anne daha sonra tutuksuz yargılanmak için serbest bırakıldı.
Sezaryenle dünyaya getirdiği bebeğiyle hastanede gözaltına aldılar
Eşi Çorum’da tutuklu Nazlı N. Mert, doğum sancıları tuttuktan sonra Ankara Etlik Ö. Lokman Hekim Hastanesine gitti. Polisler burada doğum sancısı çeken anneyi gözaltına almak için nöbete başladı. Nazlı Mert polislerin baskısı karşısında rahatsızlandı. Tansiyonu düştüğü için müdahale edildi. Sancıları iyice sıklaşan Mert acil şekilde doğuma alındı. Polisler de doğumhanenin kapısında bekledi. Nazlı Mert bugün bebeğiyle gözaltına alındı. Tekerlekli sandalye ile emniyete götürülen Nazlı Mert, ifadesinin ardından serbest bırakıldı.