AKP, ‘Otorite’den Doğalgaz Alacak!..

[Analiz: Semih Ardıç]

Gazze’ye insanî yardım götürmek üzere denize açılan Mavi Marmara gemisinde 10 eylemcinin İsrail askerleri tarafından katledilmesi Türkiye ile İsrail’i savaşın eşiğine getirmişti. Devrin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan İsrail’in ‘haydutluk yaptığını’ belirtmiş, devletlerarası münasebetler ikinci kâtip seviyesine indirilmişti.
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) o gün sulh için şart koştuğu ‘Gazze’ye ablukanın kaldırılması’ ve ‘resmen özür dilenmesi’ bahsinde hiçbir ilerleme kat edilmediği halde 20 milyon dolar tazminat mukabili İsrail askerleri aleyhine açılmış bütün davalar düştü, daha doğrusu düşürüldü. Erdoğan’ın, Gazze seferini tertip eden İHH Başkanı Bülent Yıldırım ve diğer isimlere, hatta mağdur ailelere hitaben, “Bana mı sordunuz! Otoriteden izin aldınız mı?” sözlerini sarf etmesiyle Mavi Marmara bahsi kapanmış oldu. Bu sözlerin işaret ettiği savrulma, halkın huzurunda İsrail’i ‘terörist, haydut ve katil’ olmakla itham eden Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) sözcülerinin, kapalı kapılar ardında farklı hareket ettiğinin alenen ispatıydı.
KRİZ GÖSTERMELİKTİ, ERDOĞAN’IN TANKERLERİ HİÇ DURMADI
Esasında hakaretlerin havada uçuştuğu devirde bile İsrail’den jet yakıtı ithal etmeye devam ettik. Tankerler, Kuzey Irak’tan çıkarılan Kürt petrolünü Ceyhan Limanı’ndan İsrail’e taşıdı. Petrolü taşıyan tankerler arasında Reis-i Cumhur Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın da ortak olduğu BMZ Group’a ait tankerlerin de ismi geçti. Ticaret Sicil Gazetesi’nde BMZ’nin diğer iki ortağı Erdoğan’ın kardeşi Mustafa Erdoğan ve eniştesi Ziya İlgen olarak görünüyor. Tribünleri diri tutmak için yapılan amigoluk devresinde bile ticaret hiç inkıtaa uğramadı.
O zahirî kriz çoktan geride kaldı. AKP ile İsrail arasındaki yakınlaşmada yeni bir safhaya gelindi. Artık İsrail’den doğalgaz ithal edeceğiz. Rusya ve İran’dan almayı taahhüt ettiği gazı tüketmediği halde parasını ödeyen Türkiye’nin İsrail’den gaz almasını icap ettirecek ne doğalgaz açığı ne de ciddi bir talep patlaması var. Hatta büyümenin yüzde 2’lere gerilemesi, enerji sarfiyatını aşağı çekti. Bu yüzden Rusya ve İran gazının tamamını tüketemiyoruz.
HANİ TÜRKİYE, DOĞU AKDENİZ’DE DOĞALGAZ ÇIKARACAKTI!
AKP, seçim meydanlarında millete Doğu Akdeniz’de doğalgaz ve petrol çıkarma taahhüdünde bulunmuştu. Hepsi unutuldu gitti. Oysa Erdoğan’dan şu ana dek vazife yapmış bütün AKP’li enerji bakanlarına kadar bütün yetkili zevatın beyanları tetkik edildiğinde AKP iktidarının, Kıbrıs Rum Kesimi ve İsrail’in bölgede doğalgaz-petrol sondajı yapmasından duyduğu rahatsızlık müşahede edilecektir. Türkiye’nin burnunun dibinde enerji pastası dilimlere ayrılıyor ve Ankara masada yok! İsrail ile Ankara’nın tanımadığı Kıbrıs Rum Kesimi arasında imzalanan enerji işbirliği anlaşmaları Türkiye’nin Kıbrıs siyasetine hizmet etmediğine göre İsrail’den gaz almaya karar vermek tam bir iflastır. İflastan öte zillettir. AKP, dış siyasetin Doğu Akdeniz, İsrail ve Kıbrıs’ı içine alan meselelerinde bir uçtan öbürüne savrulmuştur.
ANLAŞMANIN HABERİNİ İSRAİL’DEN ALIYORUZ
Nihayetinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin tensibi lazım gelen bir anlaşmadan şu ana dek hiç bahsedilmemesi hakikaten manidar! Böylesine ciddi bir mevzuda haberi İsrail’den alıyoruz. İmzalar atıldı atılacak neredeyse… İsrail Enerji, Altyapı ve Su Kaynakları Bakanlığı Genel Direktörü Shaul Meridor, şu anda fiyatlar ve miktarlar gibi teferruatın konuşulduğunu ifade ediyor: “Birkaç ay içinde umarım sadece görüşüyor değil anlaşmaya varmış da oluruz. İsrail gazını Türkiye’ye taşıyacağımıza dair iyimserim, süreci ciddiye alıyoruz.” Meridor’un verdiği bilgilere bakılırsa Türkiye ve İsrail arasında doğalgaz boru hattı kurulmasına matuf müzakereler ticarî şirketler ile hükümetler arasında iki koldan yürütülüyor.
İSRAİLLİ BÜROKRAT, 2037’YE KADAR TÜRK TARAFININ TAVRINI BİLİYORMUŞ
Meridor, anlaşmaya varılacağından o kadar emin ki diplomatik nezaketin ötesine geçerek Türkiye’nin hissiyatını bile aktarabiliyor: “Bana göre, herkes anlaşmaya varmayı ve ilerleme kaydetmeyi istiyor.” Meridor’un akabinde gelen sözleri daha da calib-i dikkat: “Boru hattını inşa ettiğimizde bu sadece bir sene icin olmayacak. Dolayısıyla, bakmanız gereken bugünün fiyatı değil. Önümüzdeki 20 senenin (2037) Türk tarafını tanıyor ve biliyorum. Çok iyi görüşmeler yürütüyoruz. Bu yüzden eminim ki Türkiye için iyi olacak bir anlaşmaya varacağız.” Meridor’un “Önümüzdeki 20 senenin Türk tarafını tanıyor ve biliyorum” cümlesini tekrar tekrar okudum. Ne demek istemiş olabilir? 2037 senesine kadar iktidarda kimlerin kalacağını nasıl bilebilir ki! Dili sürçtü herhalde!
İSRAİL GAZI, İRAN GAZINI GEÇECEK Mİ?
Ankara ile Telaviv arasında bahar rüzgârlarının estiği şu günlerde gaz fazlası olan Türkiye’nin İsrail’den senelik 10 milyar metreküpe yakın gaz alacağını da Meridor vasıtasıyla öğrenmiş olduk. Bin metreküp için 350 dolar ödense her sene ortalama 3,5 milyar dolar İsrail gazına gidecek. Bu rakam tahakkuk ederse İsrail’den gaz ithalatı, İran’dan yapılan 8 milyar metreküplük ithalatın da fevkinde olacak. Alsak da almasak da bu miktarda gazın parasını İsrail’e ödeyeceğiz. Meridor, ittifakın doğalgazla mahdut kalmayacağını, güneş, su ve rüzgârdan elektrik elde edilmesi için Türkiye ile İsrail’in farklı projelerde el sıkışabileceğini kaydediyor.
Mısır, İsrail ve Rum Kesimi, Akdeniz’de petrol ve doğalgaz çıkarıyor da Türkiye niye seyrediyor? “Eyyy” diye başlayan nutukların zekâtını ödeselerdi Türkiye, Doğu Akdeniz’de bu kadar acziyet ve zillet içine düşmemiş olurdu. Zillet ve acziyetin müsebbibi olan iktidarın İsrail’den gaz ithal etmesi hiç de şaşırtıcı olmaz.
Enerjide dışa bağımlılık bitecekti, öyle mi?
(TR724)