Alman gazetelerinde yine Türkiye ile ilgili gelişmeler ön plandaydı. Süddeutsche Zeitung’daki yorumda “Ankara’daki muhteşem sarayında Erdoğan’ın gerçekle bağlantısı kopmuş gibi görünüyor” görüşüne yer verildi.
Türkiye’de yaşanan siyasi gerilim Avrupa’nın ve özellikle de geniş bir Türk nüfusuna sahip olan Almanya’nın gündemindeki yerini koruyor. Alman gazeteleri hafta sonu Türkiye ile ilgili çok sayıda haber ve analize yer verdi.
Süddeutsche Zeitung’daki Vural Ünlü imzalı yorumda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Etiyopya İmparatoru Haile Selassie ile karşılaştırıldı. Yorumda şu satırlar dikkat çekiyor:
“Erdoğan 2016 yılının Temmuz ayındaki darbe girişimini atlattı ve bundan güçlenerek çıktı. Ancak siyasi geleceği belirsizliğini koruyor. Erdoğan, Türkiye’de cumhuriyetin yüzüncü yılı olan 2023’e kadar iktidarda kalmak istediğini açıklamıştı. Anayasa değişikliği için yapılan referandumda ‘evet’ çıkması onun ve Adalet ve Kalkınma Partisi’nin sürekli devlet başkanlığı koltuğunda kalmasını garanti altına alabilir. Ancak 16 Nisan’da sonuç ne olursa olsun, Ankara’daki muhteşem sarayında Erdoğan’ın gerçekle bağlantısı kopmuş gibi görünüyor. İktidara yapışmak, acilen gereken reformlara karşı ilgisizlik, dış politikada saldırgan sözler şu sıralar Erdoğan’ın siyasi tutumunu belirliyor. Ancak Erdoğan’ın kaderi gerçekle bağını kaybeden diğer liderlerin kaderi gibi olabilir, bu hem Türkiye hem de Avrupa için bilinmeyen bir son.”
Welt am Sonntag gazetesinde yer alan makalede ise “Dünyanın artık Türkiye’yi incelemekten yorulduğu” ifadesine yer verildi. Makalede şu görüşlere yer verildi:
“Bugün artık Türkiye ve tüm iktidarı elinde toplamak isteyen Cumhurbaşkanına çoğunlukla kafa sallanıyor. Ancak Türkiye’de ise Almanya ve Almanlara kafa sallanıyor. Burada ülkeyi kimin yöneteceği Almanları ne ilgilendirir sorusu sıklıkla soruluyor. Üstelik sadece hükümet yanlısı olanlar tarafından değil. Muhalefet içinde de bazı kesimler, Avrupa’nın dışlayıcı politikasının Türk hükümetinin işine yaradığına inanıyor. Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği konusunda da, Türkiye’de otoriter bir rejim olması, başarısızlığın bir garantisi değil mi? Avrupa’da birçok kişi bunu istemiyor mu? Türkiye talihsiz bir aşkın kurbanı olmuş gibi görünüyor. Hatta Avrupa da. Zira neyi kaçırdığını bilmiyor.”