[Analiz: Erman Yalaz]
Dünya bir haftadır Tayyip Erdoğan ve çevresinin işlediği küresel suçları konuşuyor. Akıl tutulması değil, diplomatik hata hiç değil. Suç işleme eğiliminin durdurulamaması durumu. Bunları Türk hükümeti ya da devletinin icraatları olarak görmek doğru değil. Çünkü devletler kendi sınırları içinde de dünyanın diğer ülkelerinde de hukukla ve kendilerine tanınan evrensel hak ve sınırlar içinde davranmak zorundadır. O yüzden mahkemeler ve evrensel hukuk isim koyana kadar ‘Erdoğan’ın Yönettiği Yapı’ (EYY) veya örgüt demekte fayda var. Son bir haftada çıkan haberlere bakalım.
İlk adres Amerika Birleşik Devletleri. İstihbarat örgütü CIA’nın bir önceki patronu James Woolsey, Mike Flynn ve Türk hükümetinin iki bakanının Fethullah Gülen’in bir gece yarısı evinin basılıp, Türkiye’ye kaçırma planlarını görüştüğünü deşifre ediyor. Aktörler Tayyip Erdoğan’ın sadık damadı Berat Albayrak, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu.
BİR HAFTADA ÜÇ SKANDAL
İkinci adres Almanya. MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Almanya istihbaratı BND’nin başkanına Münih Konferansı’nda 300 kişilik Gülen hareketi mensubunun dosya, fotoğraf ve görüntülerini veriyor. BND gizli çekim ve casusluk faaliyeti ürünü bu girişime karşı 300 kişiyi uyarıyor.
Üçüncü adres İsrail. İki ay önce tutuklanan TİKA’nın İsrail temsilcisi Ahmet Muhammed Murteca’nın tutuklanma sebebi açıklanıyor. Murteca, Hamas’ın silah üretme, patlayıcı yapımında ve tünel kazma işlerinde çalışmış. Evinde Hamas’a ait el bombası ve silahlar bulunuyor. Bir başka iddiaya göre Hamas’ın askeri kanadına para aktarımı ve haritalandırma teknolojileri ile ilgili bilgi verdiği tespit ediliyor.
İki ay önce ortaya çıkan bir videoda, TİKA’nın Arnavutluk’ta faaliyet gösteren bir okulundaki öğretmen, öğrencilerine IŞİD’i övgülerle anlatıyor. Çocukların ‘El Kaide ve IŞİD insanları öldürüyor, bu iyi mi?’ sorusuna, tereddütsüz ‘iyi’ cevabı veren bir zihniyet, Türkiye’nin Balkan coğrafyasına TİKA eliyle verdiğini söylediği eğitim faaliyetinin merkezinde.
Akıl alır gibi değil. Dünyanın bir numaralı demokrasisinden insan kaçırma, Avrupa’nın kalbinde gizli çekim, fişleme; Ortadoğu’da Hamas’a patlayıcı yapma, harita bilgileri verme. Balkanlar’da IŞİD sempatizanlarını fonlama.
NİJERYA’YA SİLAH TAŞIYAN MİLLİ HAVAYOLU ŞİRKETİ
EYY’nin suç listesi bunlarla sınırlı değil.
Hatırlayın Mart 2014’teki ses kayıtlarını. Dönemin Başbakanının Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı Mustafa Varank, THY Özel Kalem Müdürü Mustafa Karakaş ile konuşuyor. ‘Nijerya’ya gidiyor Müslümanları mı öldürecek, Hıristiyanları mı bilmiyorum’ diyor özel kalem. Başdanışman Hakan Beyle (MİT Müsteşarı Hakan Fidan olduğu iddia ediliyor) biraraya gelemedik diye cevap veriyor. Tonlarca malzeme, silah taşınıyor. Hem de Türk Hava Yolları ile.
EL NUSRA’YA IŞİD’E VE CİHATÇI YAPILARA SİLAH TİCARETİ
Adana Savcılığı’nın talimatıyla 19 Ocak 2014’te ihbar üzerine Jandarma’nın durdurduğu tırlarda 1.000 havan, 1.000 top mermisi, 50 bin makineli tüfek mermisi, 30 bin ağır makineli tüfek mermisi ele geçiriliyor. Önce nasıl durdursun kavgası, sonra içinde insani yardım malzemesi ilaç var yalanı söyleniyor. MİT’le ilişkili olduğu inkâr edilmeyen TIR’larda ağır silahlar El Nusra’ya IŞİD gibi yapılara gidiyor… Memleketi felaketten kurtaran asker savcı kim varsa tutuklanıyor bir algı operasyonu ile. Haberini yapan Can Dündarlar, gazeteciler de… Uluslararası savaş suçu işleniyor oysa. Bir başka boyutu ile insanlık suçu.
KAMERALARIN GÖZÜ ÖNÜNDE VURULAN RUS BÜYÜKELÇİ
Sonra, El Nusra sempatizanı bir AK Polis (Mevlit Mert Altıntaş), 19 Aralık 2016’da Ankara’nın göbeğinde Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov’u kameraların önünde suikastle katlediyor.
IŞİD MİLİTANLARINI TAKASLA SERBEST BIRAKMA
IŞİD militanlarının Musul Konsolosluğu’nda esir tutulan 49 kişiyi serbest bırakmasının perde arkası Ekim 2014’te İngiliz Times gazetesinin haberiyle deşifre oluyor. İki İngiliz vatandaşının da bulunduğu 180 IŞİD militanını Türkiye’nin serbest bıraktığı ortaya çıkıyor. Olay o gün bugün yalanlanmadı.
ÜLKEMİZDEKİ TERÖRİSTLERİ EKRANDA YARGILAMA
Aynı IŞİD 20 Mart 2014’te yani takastan 6 ay önce Niğde’de bir astsubay, bir polis ve bir kamyon şoförünü şehit ediyor. Failler yakalandı deniyor. Yüzleri bile görülmeyen faillere kamera arkasında sözde mahkumiyet veriliyor. Yani ülkemizde cinayet işlemiş bir çetenin salıverilenler arasında olup olmadığı bile açığa kavuşturalamıyor.
EL KAİDE-IŞİD’E SURİYE SAVAŞINDA KÖPRÜ ÜLKE OLMAK
Bu arada IŞİD’in Suriye’ye bir yılda (2015-2016) getirdiği yabancı savaşçı sayısının 12 binlerden 30 binlere yükseldiği dünya istihbarat örgütleri raporlarına giriyor. KHK ile kapatılan medya 2 yıl önce IŞİD militanlarının sahte Türk pasaportları ile bir şebeke eliyle Türkiye’ye oradan Suriye’ye gittiğini ortaya çıkarıyor. Polis baskınlar yapıyor. Olay çok büyük. 100 bine yakın sahte Türk pasaportu üretildiği bunun 50 bine yakının Çin’e gönderildiği ileri sürülüyor.
İddiaya göre dünyanın dört bir yanından gelen militanlar İstanbul üzerinde Suriye’ye akıyor. IŞİD, El Kaide, El Nusra. Sonra bu örgütler kalkıp Sultanahmet’i, Atatürk Havalimanı’nı, Reina’yı basıp katliam yapacak kadar rahat, elini kolunu sallayarak Türkiye’de dolaşıyor. Eli kanlı bu örgütlere Suriye savaşında Türkiye adeta köprü oluyor.
AVRUPA’DA SUİKAST YAPIN TALİMATI
Skandallar bitmiyor. Bir doğuda bir batıda sürüyor.
30 Ağustos 2016’da Yunan Proto Thema gazetesi eski CIA ajanlarına dayanarak MİT’in, kaçak askerleri F..’cü diye dünyanın dört bir yanında suikast emri verildiği haberi ile bir başka skandalı deşifre ediyor. Hedefte sadece askerler yok. Amerika’da gazetecileri fişleyen, gizli takibe alan istihbarat damat Berat Albayrak’ın kardeşi Serhat Albayrak’ın yönettiği Sabah, Takvim ve A Haber’den psikolojik harp yapıyor.
ALMANYA’DA 6 BİN MUHBİR, PARİS’TE SUİKAST
Die Welt yine Ağustos ayı içinde MİT’in Almanya’daki istihbarat görevlileri ve sayıları 6 bini bulan “muhbirleri” ile, Türkiye kökenli Almanları izlediğini ve baskı altında tuttuğu iddiaları ilk kez gün yüzüne çıkarıyor.
Alman Der Spiegel’de yayınlanan MİT’in Fransa’daki 3 PKK’lı kadının infazından sorumlu olduğu haberi gündeme bomba gibi düşüyor. Fransa’nın başkenti Paris’te 9 Ocak 2013 tarihinde PKK üyesi Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez’in öldürülmesinde Türk istihbarat örgütünün açık rol aldığı ortaya çıkıyor.
ERDOĞAN VE DİYANET’İN CASUS İMAMLARI
Aralık 2016’da Erdoğan’ın ve Diyanet’in ‘casus imamları’ skandalı patlıyor. Diyanet’in Avrupa’daki yapısı Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) imamları 38 ülkede 50’ye yakın rapor hazırladığı tespit ediliyor. Avrupa’daki Türk vatandaşları fişlenmiş. Hem de imamlar eliyle. Bilgiler MİT’e TBMM komisyonlarına rapor olarak gidince skandal belirginleşiyor. Almanya, Hollanda, Belçika, Norveç’te din diyanet işleriyle uğraşacak imamlar istihbarat örgütün oyuncağı haline getiriliyor. Lahey Büyükelçiliği Din İşleri Ataşesi Yusuf Acar suç üstü yakalanıyor. Sınır dışı ediliyor. Alman istihbaratı 13 imamı tespit ediyor. Evleri basılıyor. Jet hızıyla Diyanet imamlarını ülkeye geri çağırmak zorunda kalıyor.
PENSİLVANYA’YI BOMBALAYALIM
Bunları keyifle okuyan, bak dışarda operasyon yapıyor ‘Reisimiz’ diye gerilip nağralar atanlar da oluyor tabi. Örneğin CIA eski başkanı Wolsey’in şahitliğiyle Fethullah Gülen’in kaçırma planları deşifre olunca Saray destekçisi Fatih Tezcan isimli bir kişi çıkıp, ‘Kandil nasıl bombalandı ise Pensilvanya’da bombalanmalı… Şunlar şunlar öldürülmeli!….” videosu yayınlıyor. Kandil Kuzey Irak ise orası Kuzey Amerika diyor ham ervahlı kişi.
Klavuzu karga olanın başı beladan kurtulmaz derler. Kurtulmuyor hakikaten.
Kendi ülkende hakimleri savcıları seçip proje mahkemeler kurabilirsin. Onbinleri haksız yere tutuklatabilirsin. İşkence yapan emniyetçilerini, askerini terfi ettirebilirsin. Güpegündüz üstü yarı çıplak vaziyette bir genci Diyarbakır sokaklarında yok yere polisin eliyle katledebilirsin. Ama ABD’den Avrupa’dan Fethullah Gülen’i, sevdiklerini paketleyip, küresel haydutluk ve rüşvetlerle getirtemezsin! Yakalanırsın. Reza Zarrab’ları kurtarıp salabilirsin. 17-25 Aralık’ta yolsuzluk ve rüşvet skandalında 4 AKP’li bakandan oğullarına, Erdoğan’dan damadına kadar herkesin gırtlağına kadar para işine boğulmasından daha ciddi durum. Bu kez yakalanan Reza Zarrab’ın AKP versiyonu. Ekim Alptekin yeni dosyaların kahramanı. Yakalanan Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı da bunun işaretçisi değil mi?
Ülkenin içerde huzurunu kaçıranlar, adaleti ve insan haklarını yok edenler, demokrasiyi işlemez hale getirenler Türkiye’yi dünyada da bir çetenin yönettiği ülke pozisyonuna düşürüyor. MİT, Diyanet, DİTİB, UTED, Maarif Vakfı, TİKA…. Devletin kurumları, sivil toplum alet ediliyor bu suçlara. Günah galerisine yansıyanlar bunlar… Hesap defterleri kabarık.
(TR724)