[]
Merkez Bankası (TCMB) faizi artırmamış gibi yapmaya devam ediyor. Tabelada yüzde 8 yazsa da Merkez’den borç isteyen bankalar 16 Mart 2017 itibarıyla yüzde 11,75’lik maliyete katlanmak mecburiyetinde. Tabela ile kasa arasındaki 350 puanlık fark Saray’ın hiddetinden uzak durmak için tercih edilen dolambaçlı yolu ifade ediyor. Referandum arefesinde faizleri indirip harcamaları coşturmayı hayal eden Saray’ın beklentisini boşa çıkarmak TCMB için başlı başına bir riske dönüştü. Nitekim Saray, faiz indirimi bekliyordu.
Faizin zımnen de olsa artırılması bile cesaret emaresi sayılıyor. Merkez Bankası kanundan aldığı imtiyazı Saray kapısında bıraktığı için kavramların yerleri ve manası da değişti. Esasında dolar irtifa kazanırken faiz artırmak ya da döviz satmak haricinde üçüncü bir ihtimal yoktu. Merkez’in tansiyonu düşürmek için en az dört ay evvel faizleri bugünkü seviyeye getirmesi icap ediyordu. Amma velakin Reis-i Cumhur Recep Tayyip Erdoğan, “Öyle olmaz. Bizim Yiğit (Bulut) doların 2,80’e düşeceğini söylüyor.” çizgisinden milim sapmadı. Erdoğan’ın hışmına uğramamak için tutuk kalmayı tercih eden TCMB piyasa üzerinde kontrolü temin etme ve piyasaya yön verme fırsatını heba etti.
AMERİKA VANAYI KISARKEN MERKEZ ISLIK ÇALDI
Son üç senenin hülasası şudur ki “Ne pahasına olursa olsun faizler düşük gösterilecek. Diğer taraftan dolar cephesi MİT bavulları ve Katar paraları ile tahkim edilecek. Dolar kalıcı biçimde düşmese de günü birlik düşüşler medyada köpürtülecek.” Amerika’da faizler bu arada yüzde 0,25’ten yüzde 1’e yükseldi. Doların faizi anavatanında üç kat artarken bütçe açığı, cari açık ve sosyal güvenlik açığı gibi üçüz açığı kapatmak için dahilde ve hariçte borç para arayan Türkiye’nin tersine dönen rüzgârdan zarar görmeyeceği ezberini tekrarlayanlar 79 milyonun gözünün içine baka baka yalan söyledi.
Doların bol olduğu senelerin alışkanlıklarını terk etmek zor geldi tabii. Ucuz dolarla bankaları, oradan şahıs ve şirketleri krediye alıştırdılar. Dolar düştükçe ya da yerinde saydıkça alan razı satan razı oluyordu. Oysa ABD Merkez Bankası’nın faizleri artırması Türkiye gibi sermaye kıtlığı çeken ekonomileri hem kur hem de faiz artışı gibi en son arzu edilecek şıkkı tercih etmek mecburiyetinde bırakacağı belliydi. Nitekim Rusya, Brezilya, Hindistan ve Güney Afrika dolar zemherisine hazırlıklıydı. Faizleri tansiyon yükselmeden artırarak kendi para birimlerindeki muhtemel hasarı en aza indirmeye çalıştılar. Başarılı da oldular.
‘FAİZ LOBİSİNE KARŞIYIZ’ DEDİKLERİNDE FAİZ YÜZDE 4,5 İDİ
TL’nin dolar mukabilinde gerilediği seviyede TCMB’nin tutuk kalmasının payı hayli fazla. Madem Geç Likidite Penceresi (GLP) gibi kelime oyunları ile faiz zımnen yüzde 11,75’e getirilecekti niye bu kadar beklendi. FED’in 2017’de faizleri en az iki kere artıracağı sır değil. Bu şartlarda TL’nin kuvvetleneceği iddia edilebilir mi? Aynı hatada ısrar ediliyor.
Efendim Türkiye ekonomisi bunlara dayanıklı imiş… Hazretleri faiz politikasına da faiz lobisine de karşı imiş… Faiz lobisine karşı oldukları tarihte TCMB’nin bugün yüzde 8 diye yutturmaya çalıştığı politika faizi yüzde 4,5 idi. Hazine de yüzde 7,1 ile borç bulabiliyordu. Hal-i hazırda faiz yüzde 12’ye geldi. Bu nasıl karşı olmak? Mamafih dolar da 3,60’ın üzerinde.
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin daha evvel ilan ettiği Orta Vadeli Program’da 2017 için dolar kuru tahmini 2,17 TL. Arada 1,5 liralık fark AKP’nin ekonomideki iflasının tescilidir. Bugünkü seviyeden 10 kuruş aşağı inse ne olur inmese ne olur! Kısmî düşüş ekonomideki tahribatı telafi etmeye kâfi gelmez. Dolar artışından sonra iğneden ipliğe gelen zamlar enflasyonu yüzde 10’un üzerine çıkardı. Şirketler ayakta kalmak umudu ile tenkisata gitti, TÜİK’in en dar tasnifinde bile işsiz sayısı 3 milyon 900 bine yaklaştı. Dolar 10 kuruş düştü diye bütün bunlar düzelmeyecek. Neyse ki TCMB Başkanı Murat Çetinkaya bu kadarcık da olsa cesaret gösterebildi. Şükran borçluyuz! Kerameti kendin menkul müşavirlerin çizgisinde ısrar etseydi ve faizi indirmeye kalksaydı faiz de kur da şirazeden çıkardı. Donald Trump başkan olunca çizgisini değiştirip değiştirmeyeceği merak edilen FED Başkanı Jannet Yellen bildiğini okudu ve piyasaya ‘bağımsızlık’ mesajı verdi. En son faizi artırdığı toplantıda mühim bir tespitte bulundu. “Faizi vaktinde artırmazsak ileride daha fazla artırmak mecburiyetinde kalabiliriz.” sözleri sanki Çetinkaya ve ekibi için söylenmiş.
TÜRKİYE’NİN RİSKLERİ ARTTI
Merkez Bankası, dolaylı da olsa faizi artırmasaydı FED kararı sonrası dolarda 4 liraya doğru hızlı bir hareket görülecekti. Bu tehlike en azından şimdilik atlatıldı. Tehlike geçmedi. Düşüş geçici. Dolar gerilediği her seviyede alım yapmak isteyen zenginler için hâlâ çok cazip. Mart sonunda Türkiye’nin 2016 millî geliri (GSYİH) açıklanacak. Artık yüzde 2’ye gerilemiş bir büyüme Türkiye’nin birikmiş meselelerine merhem olamıyor. AB ile yaşanan kriz yüzünden turizm ve ihracattan gelecek döviz 2017’de de azalacak. Bilvesile Merkez Bankası’nın rezervlerini kimsenin kıskandığı da yok. Net rezervler 30 milyar dolara geriledi. İki aylık ithalat ödemesini bile karşılamaz.
Doların kıymet kazandığı bir senede kurda düşüş beklemek hayalden ibaret. İşsizlik ve enflasyon bu şartlar altında düşmeyecek. Referandumdan evet çıkması halinde bu riskler, ‘tek adam rejiminin sebep olacağı daha büyük risklerle birleşecek. İşte bu yüzden fotoğrafın tamamını gören büyük fonlar, şirketler Türkiye’den uzak duruyor. Türkiye’nin OHAL bahanesi ile hukuk ihlallerine devam etmesi yatırımcıyı tedirgin etmişti. Şimdi okyanus ötesinin vaat ettiği yüksek getiri de şartları aleyhimize çevirecek. Sermaye göçü dört koldan devam edecek.
Gerçi AKP’nin Anadolu sermayesinin çökmesinden ya da göç etmesinden ne kadar rahatsız olmadığı her icraatından belli.
Memleket batsa mesuliyeti dış mihraklara yıkacak milyonlarca seçmenin mevcudiyetine mukabil bu kadar tafsilatlı izahata ne lüzum var! Hele hele AKP’nin devr-i iktidarında (2004 başından 2016 sonuna kadar) kendi tabirleri ile faiz lobisine 170 milyar dolar ödediğini yazmak lüzumsuzluk değil de nedir!
Haklısınız. Bakanımızı sınır dışı eden Hollanda’yı protesto etmek için 40 holstein sığırının sınır dışı edilmesi ile teselli bulanları rahatsız etmeye hiç lüzum yok!
Grafik: Merkez Bankası net rezervleri 30 milyar dolar