Saray Piyasası Kurulu: Spk

[Haber-Analiz: Semih Ardıç]

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Zaman ve Today’s Zaman gazetelerinin yayın yönetmenleri ve sorumlu müdürleri hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunmuş. Gerekçe olarak da 23 Temmuz 2014 tarihinde her iki gazetede yayımlanan ‘Türkiye Hava Yolları türbülansta’ başlıklı haberi sunmuş. Aradan neredeyse üç sene geçmiş ve SPK bu haberle ‘manipülasyon suçu’ işlendiği kanaatine varmış.
Her hafta toplanan kurulun iddia ettiği gibi bir suç varsa bugüne dek beklemiş olması başlı başına bir suç! Güler misin, ağlar mısın? Manipülasyon suçunun her gün işlendiği Borsa İstanbul’da savcılığa bildirilecek isimler olarak bula bula gazetecileri mi buldunuz?
TARAF GAZETESİ’NDEN İKTİBAS EDİLMİŞ BİR HABER!
Bu suç duyurusu son üç senede rutinleşen gayr-i hukukî işlemler gibi baştan sona siyaset kokuyor. Tek tutarlı yanı var o da SPK bürokratlarının bu şekilde, “Efendim, biz de şöyle bir malzeme bulduk.” diyerek Saray’ın gözün girmek istemeleri. Bank Asya linç edilirken, yalan haberlerin bini bir para iken sessiz kalan SPK güya Zaman ve Today’s Zaman yöneticilerini, mesul müdürlerini köşeye sıkıştıracak. Dosyada geçen haber, özel bir haber değil. Taraf gazetesinde bir gün evvel haber olmuş bir bilgi nasıl ‘manipülasyon’ başlığı altında mütalaa edilebilir mi? Üstelik Taraf’a atıf yapılarak yayımlanmış bir haberden gazetecilerin menfaat temin ettikleri nasıl iddia olunabilir? Bu mantıkla gazetelerin ekonomi sayfalarında çıkan üç haberden ikisi mahkemelik olur.
Ekrem Dumanlı ve Bülent Keneş gibi hayatında Borsa’nın semtine uğramamış, tek hisse senedi alıp satmamış, maişetini kalemiyle temin etmiş gazetecileri mesnetsiz ithamlarla karalayan SPK kendi idari tahkikatının neticesinden bir şey çıkmayınca devrin İstiklal Mahkemeleri’nden yardım istemiş olmalı. SPK haberden bir sene sonra yazılı cevap istediği ve tek suç unsuru bulamadığı bir dosyayı referanduma bir ay kala yeniden açtı. Manidar!
BU HABERLE NELERİ UNUTTURMAK İSTEDİLER?
Saray ve hükümetin iktisadî kriz ve dış siyasetteki fiyaskolar yüzünden başı dertte. İşsizlik adeta patladı. Turizm çakıldı. Bu atmosfere rağmen Reis-i Cumhur Recep Tayyip Erdoğan; Almanya, Avusturya ve Hollanda’ya ‘Nazi artığı’ gibi ağır ve mesnetsiz ifadeleri ile hedef aldı. Bu sözlerin Türkiye’ye nasıl zarar verdiğini yaz aylarında turizmde daha da derinleşen krizde hakke’l-yakin müşahede ederiz. Avrupa’da Türkiye’nin ismi geçince çehresi değişiyor. Artık Alman ve Hollandalı turisti unutun.
Kaybımız parayla mahdut kalsa keşke. Referandumda üç rey fazla almak pahasına Türkiye’nin itibarını ayaklar altına serenler hicap etmese bile içinde zerre kadar vicdan taşıyan herkesin yüzü kızardı, mahcup oldu. Türkiye’nin AB üyeliğini destekleyen Hollanda’nın İstanbul Başkansolosluğu’nda bayrağı indirip yerine Türk bayrağı asacak kadar şirazeden çıktı dış siyaset. Dostumuz, müttefikimiz kalmadı batıda. Bugünkü Almanya’nın demokrasi ve insan haklarında geldiği seviyeyi bile bile böyle ifadeler kullanılması en hafif tabirle işgüzarlıktır.
YALAN MAKİNESİNE MALZEME LAZIM TABİİ
Halkın bunlarla fazla meşgul olmaması için yalan makinesi durmamalı. Bunun için o makineye gün aşırı malzeme atmak lazım. Dış siyasetten ekonomiye her sahada müflis vaziyete düşen iktidar, dikkatleri başka tarafa kaydırmak maksadıyla her sıkıştığında yaptığı gibi bu sefer de Hizmet Hareketi ile gönül bağı olan kimseleri hedef aldı. Rusya’da kazanılan Brokoli Zaferi saman alevi gibi söndü gitti. Zira Rus lider Putin’in verdiklerine bakıldığında ortada zaferden eser olmadığı görülüyor. Nar, kabak, domates ve yaş üzüm gibi en fazla ihraç edilen kalemlerde yasağı devam ettiren Moskova, teselli ikramiyesi olarak brokoli ve karnabahara müsaade etti.
SPK da işgüzarlık yapıyor. Her sahada çift haneli çöküş yaşandığı halde halkın bunlardan bihaber olması için sahneye fırlayanlar arasında SPK da var. Kendince takla atıyor. “Bakın bende ne var efendim!” diyor ve THY haberinden birilerinin menfaat temin ettiğini iddia ediyor. Bu dosya dünyanın en vasati demokrasisinde herhangi bir savcının önüne gitse o dakikada çöpe atılır.
GAZETECİYE İFTİRA ATACAĞINIZA THY’DEKİ ÇÖKÜŞÜN HESABINI SORUN
Gazeteciler haber yapar. Bu imtiyazı da anayasa ve kanunlardan alırlar. Türk Hava Yolları’nın kötü yönetiliyor olması manşetlik bir haberdir. Hem Hazine payı olması hem de hisselerinin ekseriyetinin halka açık olması maşeri vicdanı doğrudan alakadar eden bir şirketten bahsediyoruz. O günlerde bu haberler dikkate alınsaydı ve THY’de nelerin yanlış yapıldığı masaya yatırılsaydı millî hava yolu hal-i hazırda 30 uçağını folyolayıp parka çektirmezdi. 30 uçağın atıl vaziyette bekletildiği her gün THY 7 milyon dolar (26,2 milyon lira) kaybediyor. Bilanço oyunları ile bu zararı makyajlanmış olması bu hakikati değiştirmediği gibi THY’nin onlarca uçuş noktasından çekilmesinin sebebi çöküş değil de nedir!
SPK’nın maksadı belli. Yarın takipsizlik kararı çıksa bile Anadolu Ajansı onun haberini geçmeyeceğine göre çamur at izi kalsın, öyle mi? Yazıklar olsun. Bank Asya alenen yalan haberlerle hedef alınırken üç maymunu oynayan SPK, Taraf’ın THY bilançosundan hareketle rakamlara istinat ederek yayımladığı haberinden suç icat etme peşinde.
ALIN SİZE SUÇ DUYURUSU: MEPET, TÜMOSAN VE BAKANLAR MEDYA…
SPK’yı Saray’a bağlayan Başkan Vahdettin Ertaş, manüplasyon suçu arıyorsa sadece şu son iki ay içinde Galip Öztürk’ün şirketi MEPET’e, Albayrak Grubu’nun TÜMOSAN’ına bakması kâfi. Hani ‘Altay Tankı’na TÜMOSAN motoru’ takılacaktı. Yeni Şafak gazetesi Albayrakların değil mi? Onlarca Altay Tankı haberi arşivde duruyor. O haberlerden sonra hisse fiyatı 5 liradan 10 liraya kadar çıkmadı mı? Şimdi ne olacak? Bu erken ve yönlendirme maksatlı haberlerden Albayrakların menfaat temin ettiği ortada iken bunun üzerine gitmeyeceksiniz…
Sedat Peker ve Galip Öztürk gibi adli sicili kabarık isimler Borsa’yı parmağında oynatacak… Algoritma ismi verilen ne idüğü belirsiz otomatik sistemle geçeceksiniz… Geçen seneye nazaran aynı seviyede para girişi olduğu halde Borsa endeksi nasıl oluyorsa 8 bin puan yükselecek… Daha ziyade Yatırım Finansman ile çalışan ve tek başına Borsa’yı yukarı çıkarabilen Hintli Herif’in kim olduğunu sağır sultan duyacak… Borsa kumarhaneden beter bir intiba bırakacak… 2013’te Bakanlar Medya halka arz olunacak. Dört sene şirketin hisseleri işlem görecek. SPK, şirketin faal olmadığın ancak Şubat 2017’de fark edebilecek(!) ve kottan çıkaracak. Bakanlar Medya hissesi alanlar da üzerine bir bardak soğuk su içecek…
Bütün bunları görmezden gelmeniz yetmiyor gibi 2014’ten bir haberin hesabını sormaya kalkacaksınız. Ne âlâ memleket değil mi?
Köpekleri salmışlar, taşları bağlamışlar. Saray Piyasası Kurulu/SPK da müflis tüccar misali eski defterleri karıştırıyor.