Bazı insan hakları örgütlerinin tespitlerine göre suçlulara ulaşılamaması durumunda, bu kişilerin yerine aile bireylerinin tutuldukları ya da seyahat haklarına sınırlamalar getirildiğine atıfta bulunuluyor. Raporun yine aynı bölümünde çok sayıda okul, kurum ve derneğin kapatıldığı, onbinlerce kişinin de yasal başvuru ya da temyiz hakkı olmadan işlerinden atıldığı belirtiliyor.
Cezaevlerinde İnsan Hakları İhlalleri
Raporda dikkat çekilen bir başka konu da hapishanelerin kalabalıklaşması. Darbe girişiminden sonra onbinlerce kişinin tutuklanması nedeniyle, hapishanelerde aşırı kalabalığın ortaya çıktığına dikkat çekiliyor. Bu noktada hükümetin, 3 binden fazla yargı mensubunu görevden almasının yargının bağımsızlığını kısıtladığı, davaların ertelenmesine neden olduğu ve bir korku ortamı yarattığı ifade ediliyor. Öte yandan adı insan hakları ihlallerine karışan yönetici ve güvenlik güçleri hakkında soruşturma açılması ve cezalandırılmaları konusunda hükümetin attığı adımların sınırlı kaldığı hatırlatılıyor.Raporda 15 Temmuz başarısız darbe girişimi sırası ve sonrasında yaşananlardan bahsedilirken özellikle tutuklu gazeteci sayısının fazlalığına dikkat çekiliyor.
Amerikaninsesi.com’un habeberine göre, rapor Türkiye’nin çok partili parlamenter bir sistem ile yönetildiği, bir Başbakan ve Cumhurbaşkanı’nın bulunduğu anayasal bir sistem olduğu ifadeleri ile başlıyor.Raporda ilk olarak 15 Temmuz başarısız darbe girişimi ve bu girişim esnasındaki sivil kayıplardan bahsediliyor. Rapor 15 Temmuz başarısız darbe girişimi sırasında 240’dan fazla kişinin hayatını kaybettiğini, 2 bin 100’den fazla kişinin de yaralandığını hatırlatıyor. Raporda Türk hükümetinin darbe girişiminden Fethullah Gülen ve takipçilerinin sorumlu tuttuğundan bahsedilirken, Gülen için “din adamı” ifadesi kullanılıyor.
Raporun girişindeki özet kısmında başarısız darbe girişimi ile birlikte PKK terörüne ilişkin de rakamlar veriliyor. PKK ile güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmalarda, 600’den fazla güvenlik gücü mensubunun ve en az 200 sivil vatandaşın hayatını kaybettiği belirtilirken bilinmeyen sayıda PKK’lının da öldürüldüğü ifade ediliyor. Söz konusu terör olayları nedeniyle yaklaşık 300 bin kişinin de evlerini terk etmek zorunda kaldıkları tahminine yer veriliyor.
İnsan Hakları Raporu’nda ayrıca PKK terörü ile birlikte IŞİD saldırıları neticesiyle de çok sayıda sivilin 2016 yılı boyunca hayatını kaybettiğine dikkat çekiliyor.
Raporda Türkiye’deki en temel insan hakları sorunları şu başlıklar şeklinde sıralanıyor.
- Adil yargılama sürecine ulaşım sorunları,
- Hükümetin ifade özgürlüğüne müdahalesi,
- Sivillerin güvenliğinin sağlanamaması,
- Cezaevlerindeki insan hakları ihlalleri,
- İnsan hakları ihlali gerçekleştiren güvenlik güçleri ve yöneticiler hakkında soruşturma açılması ve cezalandırılmaları konusundaki eksiklikler.
Adil Yargılama Süreçlerine Erişim Sorunları
Adil yargılama süreçlerine ulaşım sorunları kısmında, mahkemelerin darbeyi ya da terör örgütlerini desteklediği suçlaması ile onbinlerce kişinin hapse atılmasına karar verdiği, bu kişilerin büyük çoğunluğu hakkında suçlamalar ile ilgili yeterli delil ve kanıt olmadığı ifade ediliyor. OHAL kapsamında çıkarılan kararnameler ile şüphelilerin adli yardım almakta zorlandıkları belirtilirken bir aya kadar uzayan sebepsiz gözaltılar konusuna da dikkat çekiliyor. Bazı insan hakları örgütlerinin tespitlerine göre suçlulara ulaşılamaması durumunda, bu kişilerin yerine aile bireylerinin tutuldukları ya da seyahat haklarına sınırlamalar getirildiğine atıfta bulunuluyor. Raporun yine aynı bölümünde çok sayıda okul, kurum ve derneğin kapatıldığı, onbinlerce kişinin de yasal başvuru ya da temyiz hakkı olmadan işlerinden atıldığı belirtiliyor.
İfade Özgürlüğüne Müdahale
Raporun ifade özgürlüğü ile ilgili bölümünde ise darbe girişimin ardından Türkiye’de hükümetin, ifade özgürlüğüne, medyaya ve internete kısıtlamalar getirdiği belirtiliyor. Ayrıca raporda, “Gülen Hareketi” olarak isimlendirilen grup ile ilişkili ya da PKK terör örgütü ile bağlantılı oldukları gerekçesi ile, 140’dan fazla gazetecinin hapse gönderildiğine dikkat çekiliyor. Bununla birlikte çok sayıda medya kuruluşuna baskın yapıldığı, çoğunun kapatıldığı, kitapların yasaklandığı, gazeteciler ve editörler hakkında teröre destek suçlamaları ile davalar açıldığı, internet sitelerinin engellendiği ve yayın yasakları getirildiği hatırlatılıyor. Hükümetin tartışmalı bölgelere yabancı basını ve gözlemcileri sokmadığı, buralardaki durum ile ilgili bağımsız raporlar hazırlanmasını önlediği belirtiliyor.
Sivillerin Güvenliğinin Sağlanamaması
Amerikan Dışişleri Bakanlığı İnsan Hakları 2016 Yılı Raporu’na göre hükümet, PKK ile mücadele noktasında sivillerin güvenliğini sağlamakta başarısız oldu. Yüzbinlerce kişi şiddet olayları nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kaldı. 200’e yakın sivil hayatını kaybetti. Yine rapora göre çeşitli insan hakları örgütlerinin verdiği bilgiler, güvenlik güçlerinin Suriye sınırından Türkiye’ye kaçak yollardan girmeye çalışan çok sayıda kişiyi vurarak öldürdüğüne, darbe girişimi sonrası gözaltına alınan kişilere taciz ve işkence uygulandığına işaret ediyor.
Raporda ayrıca, Türkiye’nin erken yaşta evliliğin önlenmesi, kadın ve çocuk haklarının korunması, aralarında Alevilerin, Hristiyanların ve LGBTİ bireylerin de bulunduğu azınlık haklarının gözetilmesi gibi konularda da yetersiz kaldığı, AKP hükümeti yanlısı basın kuruluşlarının azınlıkları hedef alan söylemlerde bulunduğu tespitleri yapılıyor.