[Haber-İnceleme: Efe Yiğit]
“Dün hayallerim öldü. Geçen seneki mutluluk ve şampiyonluk sonrasında, hep Leicester’da kalacağımı hayal ediyordum. Benim için mutlulukla dolu, unutulmaz ve muhteşem bir dönem geride kaldı. Beraber başardıklarımızı kimse elimizden alamaz. Bunu düşündükçe yüzünüzün hep güldüğünü ve hep güleceğini umuyorum.”
Bu sözler Leicester City’deki görevine son verilen İtalyan Hoca Claudio Ranieri’nin veda mesajından. Futbolun değişmez kuralı Ranieri için de işledi: Başarısızlıkta faturayı ilk teknik adam öder. Ancak daha 9 ay önce Leicester City’ye tarihinin en büyük başarısını yaşatan adamdı kovulan. Ancak Ranieri yalnız değil, futbol tarihi boyunca başarılarının ardından kovulmaktan kurtulamayan hocalara tanıklık ettik.
Mircea Lucescu: Türkiye’ye gelen kaliteli teknik adamlardan biri olan Mircea Lucescu, Fatih Terim sonrası 2000’de Galatasaray ile anlaştı. Romen teknik adam ilk sezonunda şampiyonluğu son haftalarda Fenerbahçe’ye kaptırırken, Şampiyonlar Ligi’nde tarihinin en başarılı sezonunu geçirip çeyrek final oynattı. İkinci sezonunda Lucescu yönetimindeki Galatasaray ligi şampiyon olarak tamamdı. UEFA Şampiyonlar Ligi’nde de başarılı performans gösteren Galatasaray, ikinci tura yükselip, FC Barcelona, Liverpool ve Roma’lı grupta 5 beraberlik 1 mağlubiyet alıp, gruptan çıkma şansını son maçta kaçırmıştı. Başkanlığa adaylığını koyan Özhan Canaydın’ın vaatlerinden biri ‘gönüllerin teknik adamını’ göreve getirmekti. Bu isim Fiorentina ve Milan macerası fiyasko ile biten Fatih Terim’di. Lucescu, iki yılda elde ettiği başarılara rağmen Canaydın başkan seçilince, kulüpten gönderildi. Fatih Terim’in ikinci dönemi tam bir fiyasko olurken Lucescu, gittiği Beşiktaş’ı ilk yılında lig şampiyonluğuna taşıdı.
Vicente Del Bosque: Real Madrid’in patronluk koltuğuna 1999 yılında oturan Del Bosque’den beklenen takımı sezon sonuna kadar kazasız belasız götürmesiydi. Eski Beşiktaş hocası John Benjamin Toshack’lı kısa dönemde alınan başarısız sonuçlar Real Madrid’i şampiyonluk potasından uzaklaştırdığı için ‘emanetçi’ Del Bosque’nin alacağı başarısız sonuçlar fazla tepki çekmeyecekti. Del Bosque işine ciddi sarılıp, takımı La Liga’da üst sıralara taşırken, Şampiyonlar Ligi kupasını kulübe taşıyarak ‘emanetçi’ konumundan kalıcı pozisyona geçti. Lorenzo Sanz sonrası göreve gelen Flerentino Perez istikrarı seçip takımı kalıcı olarak Del Bosque’ye emanet etti. 1999 -2003 yılları arasında Real Madrid’i çalıştıran Del Bosque bu döneme 2 La Liga şampiyonluğu, 2 Şampiyonlar Ligi kupası, 1 Kıtalararası şampiyonluk ve 1 İspanya Kupası sığdırdı. 2002-03 sezonunda Real Madrid mutlu sona ulaşıp 29. kez şampiyonluğunu ilan ettikten birkaç gün sonra İspanyol basını şok bir haberle okuyucunun karşısına çıktı: “Del Bosque ve kaptan Fernando Hierro’nun Real Madrid’le ilişkileri kesildi”. Daha şampiyonluk sevincini tam yaşamadan gönderilen Del Bosque’ye haksızlık yapıldığı konusunda herkes hem fikirdi. Del Bosque’nin suçu başarılı olmaktı. Bu vefasızlığın bedelini Real Madrid üst üste başarısız geçen yıllarıyla ödedi.
Ersun Yanal: 1 Haziran 2013’te Fenerbahçe ile 1 yıllık sözleşme imzalayan Ersun Yanal, tarihi bir başarıya imza atıyordu. Yanal, Fenerbahçe ile 2013-2014 sezonunda 27 Nisan’da şampiyon olarak süper ligin en erken şampiyonluğa ulaşan teknik direktörü olarak tarihe geçti. Fenerbahçe yönetimi Yanal’la gelen erken şampiyonluktan dolayı “Mayıs’lar sizin olsun bize Nisan’lar yeter” diyerek ezeli rakiplerine laf atarken, sezon sonunda Yanal ile yeniden nikah tazelendi. Yanal yönetiminde 2014-15 sezonuna hazırlanan Fenerbahçe’de şok gelişme ligin başlamasına sayılı günler yaşandı. Fenerbahçe, Yanal’ı başarısının karşılığını kovarak ödedi! Yanal sonrası geçen 3 yılda ise Fenerbahçe şampiyonluk yaşayamadı.
Hamza Hamzaoğlu: 2014-15 sezonuna İtalyan Cesare Prandelli yönetiminde başlayan Galatasaray, ilerleyen haftalarda alınan başarısız sonuçlardan dolayı teknik adam değişikliğine gitti. 1 Aralık 2014’te takım Hamza Hamzaoğlu’na teslim edilirken, beklenti sezon sonuna kadar genç teknik adamın emanetçilik yapmasıydı. Şampiyonluk öngörülmemişti. Ancak Hamzaoğlu, hem lig de hem de kupada Galatasaray’ı zirveye taşıyınca, yönetim mecburen 3 yıllık sözleşme imzaladı. Ancak bu nikahın zoraki olduğu, 2015-16 sezonunun başlamasıyla ortaya çıktı. Avrupa’da alınan başarısız sonuçlar ve yönetimle ters düşmesi bahane edilerek Hamzaoğlu’nun görevine son verildi. Büyük ümitlerle teknik patronluk koltuğu Mustafa Denizli’ye teslim edildi ama usta teknik adamın günleri tam bir fiyasko oldu. Hamzaoğlu’na vefasızlığın bedeli ağır olurken, genç teknik adam, hem futbolcu hem teknik adam olarak kulüp tarihinde çifte şampiyonluk elde eden ilk teknik direktör oldu ve kulüp tarihine geçmeyi başardı.
Roberto Di Matteo: 1996-2002 arası Chelsea’de oynayan Di Matteo, futbolu bıraktıktan sonra teknik adamlığa soyundu. 2011’de Portekizli Villas-Boas’ın yardımcısı olarak Chelsea’de göreve başladı. Boas’ın görevine Mart 2012’de son verilince takım Di Matteo’ya emanet edildi. Roman Abramovich’in, uğruna 1 milyar Euro harcadığı Devler Ligi kupasını Chelsea’ye getiren isim oldu, ‘stajyer hoca’ gömleğini üzerinden çıkarıp 2,5 yıllık imza attı. Ancak Chelsea günleri alınan başarısız sonuçlarla Kasım 2012’de son buldu. 7 ay görev yaptığı Chelsea’ye Avrupa’da en büyük başarısını tattıran isim olarak adını tarihe yazdırdı ama kovulmaktan kurtulamadı.
Bu sözler Leicester City’deki görevine son verilen İtalyan Hoca Claudio Ranieri’nin veda mesajından. Futbolun değişmez kuralı Ranieri için de işledi: Başarısızlıkta faturayı ilk teknik adam öder. Ancak daha 9 ay önce Leicester City’ye tarihinin en büyük başarısını yaşatan adamdı kovulan. Ancak Ranieri yalnız değil, futbol tarihi boyunca başarılarının ardından kovulmaktan kurtulamayan hocalara tanıklık ettik.
Mircea Lucescu: Türkiye’ye gelen kaliteli teknik adamlardan biri olan Mircea Lucescu, Fatih Terim sonrası 2000’de Galatasaray ile anlaştı. Romen teknik adam ilk sezonunda şampiyonluğu son haftalarda Fenerbahçe’ye kaptırırken, Şampiyonlar Ligi’nde tarihinin en başarılı sezonunu geçirip çeyrek final oynattı. İkinci sezonunda Lucescu yönetimindeki Galatasaray ligi şampiyon olarak tamamdı. UEFA Şampiyonlar Ligi’nde de başarılı performans gösteren Galatasaray, ikinci tura yükselip, FC Barcelona, Liverpool ve Roma’lı grupta 5 beraberlik 1 mağlubiyet alıp, gruptan çıkma şansını son maçta kaçırmıştı. Başkanlığa adaylığını koyan Özhan Canaydın’ın vaatlerinden biri ‘gönüllerin teknik adamını’ göreve getirmekti. Bu isim Fiorentina ve Milan macerası fiyasko ile biten Fatih Terim’di. Lucescu, iki yılda elde ettiği başarılara rağmen Canaydın başkan seçilince, kulüpten gönderildi. Fatih Terim’in ikinci dönemi tam bir fiyasko olurken Lucescu, gittiği Beşiktaş’ı ilk yılında lig şampiyonluğuna taşıdı.
Vicente Del Bosque: Real Madrid’in patronluk koltuğuna 1999 yılında oturan Del Bosque’den beklenen takımı sezon sonuna kadar kazasız belasız götürmesiydi. Eski Beşiktaş hocası John Benjamin Toshack’lı kısa dönemde alınan başarısız sonuçlar Real Madrid’i şampiyonluk potasından uzaklaştırdığı için ‘emanetçi’ Del Bosque’nin alacağı başarısız sonuçlar fazla tepki çekmeyecekti. Del Bosque işine ciddi sarılıp, takımı La Liga’da üst sıralara taşırken, Şampiyonlar Ligi kupasını kulübe taşıyarak ‘emanetçi’ konumundan kalıcı pozisyona geçti. Lorenzo Sanz sonrası göreve gelen Flerentino Perez istikrarı seçip takımı kalıcı olarak Del Bosque’ye emanet etti. 1999 -2003 yılları arasında Real Madrid’i çalıştıran Del Bosque bu döneme 2 La Liga şampiyonluğu, 2 Şampiyonlar Ligi kupası, 1 Kıtalararası şampiyonluk ve 1 İspanya Kupası sığdırdı. 2002-03 sezonunda Real Madrid mutlu sona ulaşıp 29. kez şampiyonluğunu ilan ettikten birkaç gün sonra İspanyol basını şok bir haberle okuyucunun karşısına çıktı: “Del Bosque ve kaptan Fernando Hierro’nun Real Madrid’le ilişkileri kesildi”. Daha şampiyonluk sevincini tam yaşamadan gönderilen Del Bosque’ye haksızlık yapıldığı konusunda herkes hem fikirdi. Del Bosque’nin suçu başarılı olmaktı. Bu vefasızlığın bedelini Real Madrid üst üste başarısız geçen yıllarıyla ödedi.
Ersun Yanal: 1 Haziran 2013’te Fenerbahçe ile 1 yıllık sözleşme imzalayan Ersun Yanal, tarihi bir başarıya imza atıyordu. Yanal, Fenerbahçe ile 2013-2014 sezonunda 27 Nisan’da şampiyon olarak süper ligin en erken şampiyonluğa ulaşan teknik direktörü olarak tarihe geçti. Fenerbahçe yönetimi Yanal’la gelen erken şampiyonluktan dolayı “Mayıs’lar sizin olsun bize Nisan’lar yeter” diyerek ezeli rakiplerine laf atarken, sezon sonunda Yanal ile yeniden nikah tazelendi. Yanal yönetiminde 2014-15 sezonuna hazırlanan Fenerbahçe’de şok gelişme ligin başlamasına sayılı günler yaşandı. Fenerbahçe, Yanal’ı başarısının karşılığını kovarak ödedi! Yanal sonrası geçen 3 yılda ise Fenerbahçe şampiyonluk yaşayamadı.
Hamza Hamzaoğlu: 2014-15 sezonuna İtalyan Cesare Prandelli yönetiminde başlayan Galatasaray, ilerleyen haftalarda alınan başarısız sonuçlardan dolayı teknik adam değişikliğine gitti. 1 Aralık 2014’te takım Hamza Hamzaoğlu’na teslim edilirken, beklenti sezon sonuna kadar genç teknik adamın emanetçilik yapmasıydı. Şampiyonluk öngörülmemişti. Ancak Hamzaoğlu, hem lig de hem de kupada Galatasaray’ı zirveye taşıyınca, yönetim mecburen 3 yıllık sözleşme imzaladı. Ancak bu nikahın zoraki olduğu, 2015-16 sezonunun başlamasıyla ortaya çıktı. Avrupa’da alınan başarısız sonuçlar ve yönetimle ters düşmesi bahane edilerek Hamzaoğlu’nun görevine son verildi. Büyük ümitlerle teknik patronluk koltuğu Mustafa Denizli’ye teslim edildi ama usta teknik adamın günleri tam bir fiyasko oldu. Hamzaoğlu’na vefasızlığın bedeli ağır olurken, genç teknik adam, hem futbolcu hem teknik adam olarak kulüp tarihinde çifte şampiyonluk elde eden ilk teknik direktör oldu ve kulüp tarihine geçmeyi başardı.
Roberto Di Matteo: 1996-2002 arası Chelsea’de oynayan Di Matteo, futbolu bıraktıktan sonra teknik adamlığa soyundu. 2011’de Portekizli Villas-Boas’ın yardımcısı olarak Chelsea’de göreve başladı. Boas’ın görevine Mart 2012’de son verilince takım Di Matteo’ya emanet edildi. Roman Abramovich’in, uğruna 1 milyar Euro harcadığı Devler Ligi kupasını Chelsea’ye getiren isim oldu, ‘stajyer hoca’ gömleğini üzerinden çıkarıp 2,5 yıllık imza attı. Ancak Chelsea günleri alınan başarısız sonuçlarla Kasım 2012’de son buldu. 7 ay görev yaptığı Chelsea’ye Avrupa’da en büyük başarısını tattıran isim olarak adını tarihe yazdırdı ama kovulmaktan kurtulamadı.