[Haber-İnceleme: Onur Türkmen]
Bugünlerde “Arap Baharı”nı başlatan Tunus devriminin 6. yıldönümü kutlanıyor. 10 milyon nüfuslu bu küçük ülkeyi 23 yıl boyunca demir yumrukla yöneten Zeynel Abidin Bin Ali’nin ülkeyi terk etmesi bütün Ortadoğu’yu saran ayaklanmayı başlattı.
Bin Ali rejiminin düştüğü 6 yılda, Tunus’ta hala en çok konuşulan konulardan birisi ailenin edindiği servet. Mevcut Tunus devleti, 6 yıldır süren çalışmalarına rağmen eski diktatörün 15 milyar Euro’luk servetinin önemli bir kısmına hala ulaşabilmiş değil. Bin Ali’nin ailesiyle birlikte nasıl Tunus ekonomisini esir aldığı ve zenginleştiğinin hikayesi ise Ortadoğu’daki bir çok otoriter lider için örnek olmaya devam ediyor.
Özelleştirmeleri kendine çevirdi
Bin Ali klanının zenginleşmesinde hızlı özelleştirme hamlesi ve arsa değerlerinin yükselmesiyle birlikte patlayan inşaat sektörü başrol oynadı. 2000’lerin başında IMF baskısıyla Tunus kamu kurumlarını özelleştirmeye başladı. Ancak, devasa kamu kurumları özelleştirilirken Bin Ali ailesi ve yakınlarının kontrolüne geçti. Tunus’ta turizmin yükselmesiyle birlikte Bin Ali yönetimi arsa piyasasında tek söz sahibi oldu.
Tunus ekonomisinin tamamını geniş ailenin mensupları sektör sektör paylaşarak kontrol ediyordu. Aile arasında sektörler paylaşılmıştı.
Bin Ali’nin eşi Leyla Trabelsi eğitim sektöründen sorumluydu. Leyla Trabelsi’nin eğitim vakfı devletten ücretsiz olarak arsa ve binaları alıyor, yine devletin imkanlarıyla altyapı, toplu ulaşım çalışmalarını yaptırıp özel okul olarak işletiyordu.
Bin Ali’nin en küçük kızıyla evli olan Marouane Mabrouk ise finans sektöründen sorumluydu. Tunus’ta yatırım yapan Fransız telekomünikasyon şirketleri ve bankaların neredeyse tamamına ortak olan Mabrouk yabancı yatırımcılarla ailenin ilişkilerini idare ediyordu.
Tunus’un gelirinin yüzde 21’i Bin Ali ailesine
Dünya Bankası’nın 2010 tarihli bir raporuna göre, Tunus özel sektöründeki yıllık kâr oranının yüzde 21’i Bin Ali ailesinin kasasına giriyordu. 15 Milyar Euro’luk kişisel servet edinmişti. 10 milyonluk nüfusu olan ve hiçbir yer altı zenginliği bulunmayan mütevazı Tunus ekonomisi için olağanüstü bir rakamdı.
2002’de iktidarını tamamen sağlama aldıktan sonra saray inşa etmeye başladı. 11 bin metrekarelik alana yaptırdığı 332 odalı sarayı 500 milyon dolara mal olmuştu. Bin Ali ve karısı Leila Trabelsi’nin ailesinden 112 kişinin yaşadığı sarayda hiçbir masraftan kaçınılmamıştı. Leyla Trabelsi’nin odası altın kaplanmıştı. Bin Ali’nin o dönem 7 yaşındaki oğlu Muhammed’in yatağı altından yapılmış, oyun odası gümüş kaplamayla yapılmış devasa bir salondu.
Bin Ali rejiminin sembolü olan bu saray 6 yıldır kullanılmıyor.
Kartaca bahçelerini SİT alanı olmaktan çıkardı
Rejimin en güçlü isimlerinden birisi de Belhassen Trabelsi idi. Şirketlere bankalara ve medya kurumlarına doğrudan tehdit yöntemiyle yüzde 50 ortak oluyordu. Bin Ali’nin eşi Leyla Trabelsi’nin kardeşi olan Belhassen, bir havayolu şirketi, otomobil fabrikaları, oteller zinciri ve medya kurumlarından oluşan dev bir holdingin patronuydu. Aynı zamanda Tunus Merkez Bankası’nın yönetim kurulunda yer alıyordu.
Belhassen Trabelsi yazlık evi için birinci dereceden arkeolojik alan olan Kartaca bahçelerini SİT alanı olmaktan çıkarmıştı. Belhassen, kendisini öldürmek isteyen askerlerin elinden özel teknesine binerek kaçtı. O günden bu yana Kanada’nın Montreal şehrine yerleşen Belhassen lüks hayatına gözlerden uzak devam ediyor.
Tunus’un resmi iade talebi bulunsa da, Belhassen’in siyasi ilticaya başvurmuştu. Bu talebiyle ilgili davada sonuç Tunus lehine çıktı. Ancak, Trabelsi, geçen ay ilk kez medya karşısına çıkarak Tunus’a geri gönderilmesi halinde can güvenliğinin tehlikede olacağını söyledi.
Damadı medyayı yönetti
Bin Ali’nin gözde damadı Sakher El Materi ise medya sektöründe öne çıkmıştı. Bin Ali ailesine katıldıktan sonra iş dünyasında hızla yükselen El Materi, Assabah ve Zitouna medya gruplarını satın almıştı. Ailenin en çok öne çıkan isimlerinden biri olan damat El Materi, bütün medya sektörünü ele geçirmiş ve iktidarın emrine sokmuştu.
Her medya kurumunda Materi’ye bağlı bir yönetici bulunur ve Bin Ali aleyhinde haber yayınlanmasını engellerdi. Hakkında 20 yıl hapis kararı olan Materi servetinin büyük kısmını kurtardı ve bugün Seychelles adasında büyük bir villada ailesiyle yaşıyor.
Devrimden sonra malvarlığı kaçırıldı
Bin Ali’nin ülkeyi terk etmesinin ardından Tunus yargısı özel bir heyet kurarak ailenin mülk ve hesaplarına el koymaya başladı. Devrim olduktan sonra Bin Ali’nin sarayından nakit 20 milyon dolar çıkmıştı. Ancak, bu rakam Bin Ali’nin servetinin ‘sıfırlanamayan’ kısmıydı. Zira, aile servetin büyük bir çoğunluğunu devrim esnasında yurtdışına kaçırdı. Leyla Bin Ali’nin Tunus’tan kaçarken 1,5 ton altın kaçırdığı biliniyor.
Yine de, servetin büyük kısmı sayısız offshore hesaplara dağıtıldı ve hiçbir zaman Tunus yargısı paranın bu büyük kısmına ulaşamadı. Tunus devriminden 6 yıl sonra bile Bin Ali klanının hala çok rahat koşullarda yaşadığı ve servetinin ancak yüzde 10’unun Tunus halkına geri döndüğü tahmin ediliyor.
Bin Ali rejiminin düştüğü 6 yılda, Tunus’ta hala en çok konuşulan konulardan birisi ailenin edindiği servet. Mevcut Tunus devleti, 6 yıldır süren çalışmalarına rağmen eski diktatörün 15 milyar Euro’luk servetinin önemli bir kısmına hala ulaşabilmiş değil. Bin Ali’nin ailesiyle birlikte nasıl Tunus ekonomisini esir aldığı ve zenginleştiğinin hikayesi ise Ortadoğu’daki bir çok otoriter lider için örnek olmaya devam ediyor.
Özelleştirmeleri kendine çevirdi
Bin Ali klanının zenginleşmesinde hızlı özelleştirme hamlesi ve arsa değerlerinin yükselmesiyle birlikte patlayan inşaat sektörü başrol oynadı. 2000’lerin başında IMF baskısıyla Tunus kamu kurumlarını özelleştirmeye başladı. Ancak, devasa kamu kurumları özelleştirilirken Bin Ali ailesi ve yakınlarının kontrolüne geçti. Tunus’ta turizmin yükselmesiyle birlikte Bin Ali yönetimi arsa piyasasında tek söz sahibi oldu.
Tunus ekonomisinin tamamını geniş ailenin mensupları sektör sektör paylaşarak kontrol ediyordu. Aile arasında sektörler paylaşılmıştı.
Bin Ali’nin eşi Leyla Trabelsi eğitim sektöründen sorumluydu. Leyla Trabelsi’nin eğitim vakfı devletten ücretsiz olarak arsa ve binaları alıyor, yine devletin imkanlarıyla altyapı, toplu ulaşım çalışmalarını yaptırıp özel okul olarak işletiyordu.
Bin Ali’nin en küçük kızıyla evli olan Marouane Mabrouk ise finans sektöründen sorumluydu. Tunus’ta yatırım yapan Fransız telekomünikasyon şirketleri ve bankaların neredeyse tamamına ortak olan Mabrouk yabancı yatırımcılarla ailenin ilişkilerini idare ediyordu.
Tunus’un gelirinin yüzde 21’i Bin Ali ailesine
Dünya Bankası’nın 2010 tarihli bir raporuna göre, Tunus özel sektöründeki yıllık kâr oranının yüzde 21’i Bin Ali ailesinin kasasına giriyordu. 15 Milyar Euro’luk kişisel servet edinmişti. 10 milyonluk nüfusu olan ve hiçbir yer altı zenginliği bulunmayan mütevazı Tunus ekonomisi için olağanüstü bir rakamdı.
2002’de iktidarını tamamen sağlama aldıktan sonra saray inşa etmeye başladı. 11 bin metrekarelik alana yaptırdığı 332 odalı sarayı 500 milyon dolara mal olmuştu. Bin Ali ve karısı Leila Trabelsi’nin ailesinden 112 kişinin yaşadığı sarayda hiçbir masraftan kaçınılmamıştı. Leyla Trabelsi’nin odası altın kaplanmıştı. Bin Ali’nin o dönem 7 yaşındaki oğlu Muhammed’in yatağı altından yapılmış, oyun odası gümüş kaplamayla yapılmış devasa bir salondu.
Bin Ali rejiminin sembolü olan bu saray 6 yıldır kullanılmıyor.
Kartaca bahçelerini SİT alanı olmaktan çıkardı
Rejimin en güçlü isimlerinden birisi de Belhassen Trabelsi idi. Şirketlere bankalara ve medya kurumlarına doğrudan tehdit yöntemiyle yüzde 50 ortak oluyordu. Bin Ali’nin eşi Leyla Trabelsi’nin kardeşi olan Belhassen, bir havayolu şirketi, otomobil fabrikaları, oteller zinciri ve medya kurumlarından oluşan dev bir holdingin patronuydu. Aynı zamanda Tunus Merkez Bankası’nın yönetim kurulunda yer alıyordu.
Belhassen Trabelsi yazlık evi için birinci dereceden arkeolojik alan olan Kartaca bahçelerini SİT alanı olmaktan çıkarmıştı. Belhassen, kendisini öldürmek isteyen askerlerin elinden özel teknesine binerek kaçtı. O günden bu yana Kanada’nın Montreal şehrine yerleşen Belhassen lüks hayatına gözlerden uzak devam ediyor.
Tunus’un resmi iade talebi bulunsa da, Belhassen’in siyasi ilticaya başvurmuştu. Bu talebiyle ilgili davada sonuç Tunus lehine çıktı. Ancak, Trabelsi, geçen ay ilk kez medya karşısına çıkarak Tunus’a geri gönderilmesi halinde can güvenliğinin tehlikede olacağını söyledi.
Damadı medyayı yönetti
Bin Ali’nin gözde damadı Sakher El Materi ise medya sektöründe öne çıkmıştı. Bin Ali ailesine katıldıktan sonra iş dünyasında hızla yükselen El Materi, Assabah ve Zitouna medya gruplarını satın almıştı. Ailenin en çok öne çıkan isimlerinden biri olan damat El Materi, bütün medya sektörünü ele geçirmiş ve iktidarın emrine sokmuştu.
Her medya kurumunda Materi’ye bağlı bir yönetici bulunur ve Bin Ali aleyhinde haber yayınlanmasını engellerdi. Hakkında 20 yıl hapis kararı olan Materi servetinin büyük kısmını kurtardı ve bugün Seychelles adasında büyük bir villada ailesiyle yaşıyor.
Devrimden sonra malvarlığı kaçırıldı
Bin Ali’nin ülkeyi terk etmesinin ardından Tunus yargısı özel bir heyet kurarak ailenin mülk ve hesaplarına el koymaya başladı. Devrim olduktan sonra Bin Ali’nin sarayından nakit 20 milyon dolar çıkmıştı. Ancak, bu rakam Bin Ali’nin servetinin ‘sıfırlanamayan’ kısmıydı. Zira, aile servetin büyük bir çoğunluğunu devrim esnasında yurtdışına kaçırdı. Leyla Bin Ali’nin Tunus’tan kaçarken 1,5 ton altın kaçırdığı biliniyor.
Yine de, servetin büyük kısmı sayısız offshore hesaplara dağıtıldı ve hiçbir zaman Tunus yargısı paranın bu büyük kısmına ulaşamadı. Tunus devriminden 6 yıl sonra bile Bin Ali klanının hala çok rahat koşullarda yaşadığı ve servetinin ancak yüzde 10’unun Tunus halkına geri döndüğü tahmin ediliyor.