[Veysel Ayhan]
Klasik ifadeyle “yaptıkları yapacaklarının teminatı”. Kehanete gerek yok. 2016 başında “bunları yapacak” desek “saçmalamayın” denecek ne varsa hepsini yaptı. Biz sadece emaresi ufukta belirmiş, takvime bağlanmış “2017 öngörülerini” yazdık:
1- Bir türlü dizginlenemeyen ve milli iradeye başkaldıran “dolar” sorunu dövizin serbest dolaşımı yasaklanarak çözülecek. Döviz büroları kapatılacak. Borsa dış yatırımcıya yasaklanacak. Bu yolla ülke, yabancı sermayenin ve büyük şirketlerin yani “üst aklın” baskısından kurtarılacak!
2- Sıcak para bulup ekonomik krizi önlemek için İstanbul Boğazı, güney sahilleri ve Trabzon’daki dev arazi ve ormanlık alanlar -Katar emirine helikopter ile gezdirilen yerler- yani Türkiye haritasının küçük dilimleri Katar’a, Dubai’ye ve bazı Arap prenslerine 49 yıllığına kiralanacak.
3- Google ve diğer arama motorları “milli” olan yeni arama motoruyla değiştirilecek. “Milli” olmayan bilgiler sansürlenecek. Twitter, Facebook, Youtube ve diğer sosyal medya kanalları tamamen yasaklanacak. Onların yerine TÜBİTAK’ın tüm kadrosuyla üzerine yoğunlaştığı yerli Twitter, Facebook, Youtube ve diğer sosyal medya platformları piyasaya sürülecek.
4- Referandum şansa bırakılmayacak. Sonuçlar Anadolu Ajansı vasıtasıyla yüzde 60 küsur olarak açıklanacak. Tüm kanallar aynı sonuçları koro halinde ilan edecek. Gazeteler aynı sonuçları yayınlayacak. YSK üyeleri toptan gözaltına alınmamak için aynı neticeyi 10 gün sonra aynen ilan edecek. Binali Yıldırım referandum sonrası gönderilip yerine damat Berat “Başkan yardımcısı” sıfatıyla sekreter olacak.
5- AB’ye girmek için kaldırılan idam cezası “AB bizi dışlasın, ilişkileri kessin” diye geri getirilecek. Böylece günah keçisi AB olmuş olacak.
6- NATO’dan çıkmanın yolu yapılacak. ABD, medya yoluyla şeytanlaştırılacak. (Havuz medyası bitirilen Silahlı Kuvvetler ve olmayan nükleer gücümüz ile ABD’ye savaşı başlattı bile) Bunlar dışında AHİM, Tahkim, falan… Ne kadar “milli iradeye kasteden” örgütlenme varsa hepsi ile yapılmış anlaşmalar iptal edilecek. Dünyaya kapılar kapanacak.
7- Havuz medyasına paralel yayın yapsa da Hürriyet, CNN Türk, Habertürk, NTV ve diğer kanalları “Alo Fatih, Alo Nermin, Alo Ahmet…” gibi uzaktan kumandayla idare etme demode oldu. Haber kanalları ya “A Haber” gibi olacak veya el konulacak. Sahipleri kanalı teslim eder “kaos” çıkarmazsa sorun yok. Az direnirse hepsi hapse tıkılacak.
8- Tüm gazeteler ya Sabah gibi olacak veya kapatılacak. Cumhuriyet, Birgün, Sözcü ve diğer tüm muhalif gazeteler ya kapatılacak veya hepsine kayyım atanacak. Yeni bir gazeteci tutuklama dalgasıyla dışarıda “muhalif gazeteciler hapse atılıyor” diyecek kimse bırakılmayacak.
9- Geçmiş yıllarda Erdoğan’ın canını az çok kim sıktıysa “yanına konulmayacak.” Bülent Arınç, Sadullah Ergin, Hüseyin Çelik’ten başlanmak üzere pek çok isim tutuklanacak. Sırtına Suriye politikası yüklenerek Ahmet Davutoğlu da tutuklanacak. Melih Gökçek ve siyasi “yol arkadaşları”nın burnu sürtülecek.
10- Abdullah Gül’ün tutuklanmamak için kıvranması ve her sabah endişeyle uyanmasının zevki bir müddet tadılacak sonra o da tutuklanacak. Emine Hanım’ı çıldırtan, “intifada”lara falan kalkan Hayrunnisa Hanım kendini kurtarırsa ne âlâ! Böylece hem herkese gözdağı verilecek hem de en ufak bir sendelemede alternatif oluşturacak parti içi tüm kanallar kapatılacak.
11- “Ne olur ne olmaz” diye TSK’da AKP’li olmayan laik, Atatürkçü tüm general ve subaylar kademeli olarak emekli edilecek. Yani şu an yapılanlar devam edecek. Stratejik konumlara SADAT üyesi emekli askerler yerleştirilecek.
12- Tüm Atatürk büst ve heykelleri kaldırılacak. Pilot deneme Rize’de yapıldı. Ses seda çıkmadı. Resmi bayramlar yeni ihdas edilenlerle değiştirilecek. 15 Temmuz Demokrasi bayramı gibi…
13- MHP diye bir parti kalmayacak. Parti paramparça halde barajın altına itilecek. Devlet Bahçeli ve peşine taktığı bir kısım MHP’liler, kendilerine vaat edilenler unutulup tarihi geçmiş stepne lastik olarak bir kenara atılacak.
14- HDP, Anayasa mahkemesi eliyle kapatılacak. Mecliste AKP dışında tek parti olarak CHP kalacak. Can sıkan bazı CHP milletvekilleri (Enis Berberoğlu, Mahmut Tanal, Eren Erdem ve Barış Yarkadaş) tutuklanacak. Diğerleri de her an tutuklanma korkusuyla sinecek.
15- Erdoğan’ın fiyakasını çizen, kimyasını bozan Gezi direnişinden intikam alınacak. Proje devreye sokulacak. Gösteri yapmak isteyenler polise hacet kalmadan AKP il-ilçe teşkilatlarına bağlı trol-milislere ezdirilecek.
BUNLAR DELİ SAÇMASI
Şimdi birileri çıkıp da “Olur mu canım, deli saçması bunlar!” “Nerden uyduruyorsunuz bunları? Dünya müsaade etmez.” “Akıl var mantık var.” demesin. Erdoğan 2016’da yukarıdakilerden daha öte şeyler yaptı.
“Avrupa’nın bize ihtiyacı var” “ABD, Sovyet eksenine kaymamıza izin vermez” gibi sözler geçen asırda anlamlıydı ama 21. yüzyılda hükümsüz. Ülke adım adım batarken keyfine bakan bir halk için dünya, keyfini bozmaz. Harakiriye niyet etmiş bir ülkeyi kim, niye kurtarsın?
‘İŞ SAVAŞSA İÇ SAVAŞ’
Bunların yapılmasını engelleyecek bir güç var mı? Mukavemet edecek, muhalefet yapacak kim kaldı ki? Hadi oldu diyelim. En fazla ne olur? İç savaş çıkar. E zaten Erdoğan iş savaşı göze aldığını, “âsileri” ezip geçeceğini en yakınlarına söylememiş miydi?
Peki, ne olacak?
Allah, fevkaladeden inayet edip “fiili diktatörlüğü yasallaştırma” sevdasını tuz buz etmezse geçmiş olsun. Şimdilik bunlar olacak.
1- Bir türlü dizginlenemeyen ve milli iradeye başkaldıran “dolar” sorunu dövizin serbest dolaşımı yasaklanarak çözülecek. Döviz büroları kapatılacak. Borsa dış yatırımcıya yasaklanacak. Bu yolla ülke, yabancı sermayenin ve büyük şirketlerin yani “üst aklın” baskısından kurtarılacak!
2- Sıcak para bulup ekonomik krizi önlemek için İstanbul Boğazı, güney sahilleri ve Trabzon’daki dev arazi ve ormanlık alanlar -Katar emirine helikopter ile gezdirilen yerler- yani Türkiye haritasının küçük dilimleri Katar’a, Dubai’ye ve bazı Arap prenslerine 49 yıllığına kiralanacak.
3- Google ve diğer arama motorları “milli” olan yeni arama motoruyla değiştirilecek. “Milli” olmayan bilgiler sansürlenecek. Twitter, Facebook, Youtube ve diğer sosyal medya kanalları tamamen yasaklanacak. Onların yerine TÜBİTAK’ın tüm kadrosuyla üzerine yoğunlaştığı yerli Twitter, Facebook, Youtube ve diğer sosyal medya platformları piyasaya sürülecek.
4- Referandum şansa bırakılmayacak. Sonuçlar Anadolu Ajansı vasıtasıyla yüzde 60 küsur olarak açıklanacak. Tüm kanallar aynı sonuçları koro halinde ilan edecek. Gazeteler aynı sonuçları yayınlayacak. YSK üyeleri toptan gözaltına alınmamak için aynı neticeyi 10 gün sonra aynen ilan edecek. Binali Yıldırım referandum sonrası gönderilip yerine damat Berat “Başkan yardımcısı” sıfatıyla sekreter olacak.
5- AB’ye girmek için kaldırılan idam cezası “AB bizi dışlasın, ilişkileri kessin” diye geri getirilecek. Böylece günah keçisi AB olmuş olacak.
6- NATO’dan çıkmanın yolu yapılacak. ABD, medya yoluyla şeytanlaştırılacak. (Havuz medyası bitirilen Silahlı Kuvvetler ve olmayan nükleer gücümüz ile ABD’ye savaşı başlattı bile) Bunlar dışında AHİM, Tahkim, falan… Ne kadar “milli iradeye kasteden” örgütlenme varsa hepsi ile yapılmış anlaşmalar iptal edilecek. Dünyaya kapılar kapanacak.
7- Havuz medyasına paralel yayın yapsa da Hürriyet, CNN Türk, Habertürk, NTV ve diğer kanalları “Alo Fatih, Alo Nermin, Alo Ahmet…” gibi uzaktan kumandayla idare etme demode oldu. Haber kanalları ya “A Haber” gibi olacak veya el konulacak. Sahipleri kanalı teslim eder “kaos” çıkarmazsa sorun yok. Az direnirse hepsi hapse tıkılacak.
8- Tüm gazeteler ya Sabah gibi olacak veya kapatılacak. Cumhuriyet, Birgün, Sözcü ve diğer tüm muhalif gazeteler ya kapatılacak veya hepsine kayyım atanacak. Yeni bir gazeteci tutuklama dalgasıyla dışarıda “muhalif gazeteciler hapse atılıyor” diyecek kimse bırakılmayacak.
9- Geçmiş yıllarda Erdoğan’ın canını az çok kim sıktıysa “yanına konulmayacak.” Bülent Arınç, Sadullah Ergin, Hüseyin Çelik’ten başlanmak üzere pek çok isim tutuklanacak. Sırtına Suriye politikası yüklenerek Ahmet Davutoğlu da tutuklanacak. Melih Gökçek ve siyasi “yol arkadaşları”nın burnu sürtülecek.
10- Abdullah Gül’ün tutuklanmamak için kıvranması ve her sabah endişeyle uyanmasının zevki bir müddet tadılacak sonra o da tutuklanacak. Emine Hanım’ı çıldırtan, “intifada”lara falan kalkan Hayrunnisa Hanım kendini kurtarırsa ne âlâ! Böylece hem herkese gözdağı verilecek hem de en ufak bir sendelemede alternatif oluşturacak parti içi tüm kanallar kapatılacak.
11- “Ne olur ne olmaz” diye TSK’da AKP’li olmayan laik, Atatürkçü tüm general ve subaylar kademeli olarak emekli edilecek. Yani şu an yapılanlar devam edecek. Stratejik konumlara SADAT üyesi emekli askerler yerleştirilecek.
12- Tüm Atatürk büst ve heykelleri kaldırılacak. Pilot deneme Rize’de yapıldı. Ses seda çıkmadı. Resmi bayramlar yeni ihdas edilenlerle değiştirilecek. 15 Temmuz Demokrasi bayramı gibi…
13- MHP diye bir parti kalmayacak. Parti paramparça halde barajın altına itilecek. Devlet Bahçeli ve peşine taktığı bir kısım MHP’liler, kendilerine vaat edilenler unutulup tarihi geçmiş stepne lastik olarak bir kenara atılacak.
14- HDP, Anayasa mahkemesi eliyle kapatılacak. Mecliste AKP dışında tek parti olarak CHP kalacak. Can sıkan bazı CHP milletvekilleri (Enis Berberoğlu, Mahmut Tanal, Eren Erdem ve Barış Yarkadaş) tutuklanacak. Diğerleri de her an tutuklanma korkusuyla sinecek.
15- Erdoğan’ın fiyakasını çizen, kimyasını bozan Gezi direnişinden intikam alınacak. Proje devreye sokulacak. Gösteri yapmak isteyenler polise hacet kalmadan AKP il-ilçe teşkilatlarına bağlı trol-milislere ezdirilecek.
BUNLAR DELİ SAÇMASI
Şimdi birileri çıkıp da “Olur mu canım, deli saçması bunlar!” “Nerden uyduruyorsunuz bunları? Dünya müsaade etmez.” “Akıl var mantık var.” demesin. Erdoğan 2016’da yukarıdakilerden daha öte şeyler yaptı.
“Avrupa’nın bize ihtiyacı var” “ABD, Sovyet eksenine kaymamıza izin vermez” gibi sözler geçen asırda anlamlıydı ama 21. yüzyılda hükümsüz. Ülke adım adım batarken keyfine bakan bir halk için dünya, keyfini bozmaz. Harakiriye niyet etmiş bir ülkeyi kim, niye kurtarsın?
‘İŞ SAVAŞSA İÇ SAVAŞ’
Bunların yapılmasını engelleyecek bir güç var mı? Mukavemet edecek, muhalefet yapacak kim kaldı ki? Hadi oldu diyelim. En fazla ne olur? İç savaş çıkar. E zaten Erdoğan iş savaşı göze aldığını, “âsileri” ezip geçeceğini en yakınlarına söylememiş miydi?
Peki, ne olacak?
Allah, fevkaladeden inayet edip “fiili diktatörlüğü yasallaştırma” sevdasını tuz buz etmezse geçmiş olsun. Şimdilik bunlar olacak.