TBMM’de görüşülmeye başlanan Anayasa paketinde ilk sözü alan CHP eski lideri Deniz Baykal tarihi bir konuşma yaptı. Önce babasını anan Baykal, ‘’TBMM tarafından İstiklal Madalyası ile onurlandırılmış bir istiklal gazisinin oğlu olarak, babamın helalliğini kazanabilmek için konuşmak zorundayım’’ dedi. Baykal, Meclis kürdüsünden şöyle konuştu:
”Belki hiç birimiz için, bundan sonra böyle bir konuşma şansı olmayacak. Bu değişiklik alel acele hazırlanmış sipariş bir projedir. Millet egemenliğinin yerine şahıs hegomanyası geliyor. Bu tekliften Türk halkının haberi yok. Üniversitelerin, baroların, sendikaların, esnafın, milletin haberi yoktur. Milleti uyarmadan işi olup bittiye getirme çabası var. Karda kışta zemheride bu telaş niye… Talimatla milletin arkasından oyun çevirmeyin. Gümrükten mal mı kaçırıyorsunuz ?”
Ne yazık ki böyle tarihi karar anına bizi taşıyan, müellifi bilinmeyen boş kağıt imzalatılarak önümüze getirilen bir projedir. Bu projenin müellifi belli değildir ama arkasındaki siyasi irade bellidir. Bu proje alel acele bir hazırlanmış, hukuki ve siyasal olgunluktan uzak bir sipariş projedir. Milletin egemenliğini ve Meclis’in üstünlüğü anlayışını temel alan bir asırlık milli siyasi kültürümüzü çökertecek, millet egemenliği yerine şahıs hegemonyasını inşa edecek bu tasarı önümüzde duruyor.
HALKIN BU TASARIDAN HABERİ YOK
Türk halkının bu tasarıdan haberi yok. Anayasamızın devletimizin en temel dayanaklarıyla oynan milletin haberi olmadan görüşme durumunda kalıyoruz. 80 milyon, kaderi ile ilgili bu vahim tasarı için hiç bilgilendirilmemiştir. Üniversite, baroların, sendikaların, esnaf kuruluşlarının haberi yoktur. Milleti uyarmadan işi olup bittiye getirme çabası vardır. Çözüm sürecinde PKK ile anlaşmayı halka anlatmak için akil adamlarla çırpınıyordunuz. Anayasa değişikliğini millete anlatmak için en küçük çaba sarf ediyor musunuz?
Meclis TV kapatılmış. Böylesine önemli bir konu konuşulurken kendisine güvenen insanlar milletin göz önünde bu tartışmayı yapmaktan niye kaçınırlar. İşi olup bittiye getirme çabası var. Bu sizin tasarınıza güvenemediğinizi gösterir. Bırakın millet gerçekleri öğrensin. Acele etmeyin acele işe şeytan karışır. Eğer oldurmaya çalışıyorsanız bunun içinde bir çapanoğlu, sıkıntı var demektir. Uzatmayın bitirin bu işi diyen varsa ona söylemeniz gereken ‘Size saygı duyarız ama millete daha çok saygı duyarız’ demektir. Milletin arkasından talimatla oyun çevirmek kimseye yakışmaz.
OHAL REJİMİ ALTINDAYIZ
Bu tasarıyı OHAL rejimi altında konuşuyoruz. Kararnamelerle yargı yetkileri kullanılıyor, idari kararların ne zaman yargı denetimine alınacağı hale belirsiz. Cumhuriyet tarihinin en kanlı terör saldırılarını yaşıyoruz. Ekonomi alarm veriyor. Suikast timleri kentlerimizde yuvalanmış. Güvenlik krizi sizi muhalefet liderlerine zırhlı araba teklif etme noktasına getirmiş. Allah aşkına bu ortamda referandum yapma düşüncesini nasıl aklınızdan geçirebiliyorsunuz. Millet can derdinde birileri et derdinde. yasını tutan, matemini yaşayanlara bana oy ver diyeceksiniz. Bu bana kargaşa ortamında ayıplı malını pazarlamaya çalışan kurnaz bir tüccarı hatırlatıyor.
Başbakan ‘OHAL altında referandum yapılmaz’ diyor. Başbakanın saygınlığını da tahrip etmiştir. Bu dayatmanın altında yatan halkın bilgilenmesinden, teklifin iç yüzünün ortaya çıkmasından duyulan telaş ve korkudur. İlk kez Türkiye’de 12 Eylül’den bu yana uzlaşma olmadan bir anayasa değişikliği yapılıyor. Şimdi ilk kez milleti ikiye bölmeye iktidar davetiye çıkarmaktadır. Halbuki Türkiye’nin birliğe ihtiyaç vardır. Sıradan bir değişiklik değil. Anayasanın temellerini, egemenlik anlayışını, birbirleriyle ilişkisini dünyanın hiçbir yerinde olmayacak kadar allak bullak edecek bir proje.
YÜZDE 100’Ü FESHEDECEK
Anayasanın temelinde milli egemenlik ve Meclis’in üstünlüğü var. Bu değişiklik bunları ortadan kaldıracaktır. Bu Meclis’in arkasında yüzde 100 ile millet var. Ama şimdi seçim yapacağız. Yüzde 51 ile seçeceğimiz Cumhurbaşkanı bu milletin yüzde 100’ünü temsil edecek. Meclis’i de gerekçesiz feshedebilecek. Cumhurbaşkanı iktidar partisinin de genel başkanı olacak. Bu yasama ile yürütmeyi iç içe geçirmek demektir. Tüm Türkiye’nin temsilcisi Grup toplantısına, MYK toplantısına katılacak, o partinin çıkarlarını takip edecek, AKP genel başkanı yargıyı, anayasa mahkemesini, HSYK’yı belirleyecek. Sağ duyumumuzu mu kaybettik. Bir de tarafsızlık yemini edecek. Cumhurbaşkanı köşkünde tarafsız, AKP genel merkezinde genel başkan… Bu parti devletini oluşturmak demektir. Siyaseti devletin temeline sokmak demektir. Esad bile Meclis’i gerekçesiz fesih yetkisine sahip değil.
Kabine kuracak. OHAL kararnamesi çıkaracak. KHK ile anayasayı değiştirecek. Yürütme yetkilerini kullanacak. İstediği bakanlıkları kullanır. Bu kadar büyük yetkiler kullanan birisi denetlenemez. Başbakanı ortadan kaldırıyor. AKP genel başkanı olarak milletvekillerini de yazacak. Bu Anayasa değişikliği geçmezse, Türkiye rahatlar, siz kimliğinizi kazanacaksınız. Dolmabahçe sarayından egemenliği getirdik şimdi siz Beştepe’deki saraya taşıyorsunuz.”