[Barbaros J. Kartal]
Bu en basitinden şu demek: Size el koyma ve kayyım atanması için Erdoğan’ın pek de ihtiyaç duymadığı ama mahkemelerin usulen de olsa bir şey yazalım dediği şart oluşturuldu. Temsilciniz içeri atılarak dosya masaya kondu. Bir tane sulh ceza savcısının ve aynı tıynette bir hakimin talimatı beklemesi kaldı. Trump kazandı bize şimdi dokunamaz ya da biz yurt dışında etkiliyiz bize daha gelmez. Valla öyle olmuyor… El koyuluyorsunuz, kapatılıyorsunuz öylece kalıyor. Şimdi adamınız elde rehine bekliyeceksiniz. Bakalım yeni pazarlıklarla daha ne kadar vakit kazanacaksınız. Gerçi pazarlık yapacak neyiniz kaldı, vermediğiniz hangi ödün kaldı. Yeni kelleler mi ya da yeni yanaşmalar mı? Yoksa elden çıkarmalar mı? Bakalım… O kadar ilkesiz ve omurgasız bir yayın organısınız ki size el koyulduğunda gazetesi kapatılan ve bunun ne demek olduğunu bilen emekçiler belki sevinmeyecek ama hiç de üzülmeyecek.
Havuzun İlginç Tavrı
Doğan grubunun temsilcisi gözaltına alındığında bayram eden, bunu büyüttükçe büyüten havuz medyasında tutuklanma haberi ilk anons dışında sümen altı edildi. Gazetelerinin ilk sayfasında ölçülü yer alan haber sitelere de az yansıdı. Bugün internet sitelerinde hiçbir şekilde manşette yer almadığı gibi neredeyse izi bile yoktu. İstisnasız hepsinin sitesinde haber neredeyse gizlenmişti. Elbette bir talimat gereği bunu yaptıklarında şüphe yok. Şimdilik olayı büyütmeme kararı aldıklarına göre uygun zaman bekleniyor demektir.
———
BUNU NİYE YAPMIYORSUNUZ?
Şimdi deniyor ya 17 Aralık’ı milat kabul ediyoruz. Erdoğan’ın bizzat ağzından defalarca 17-25 ilk darbe girişimidir lafını duymuşsunuzdur. Peki pek kutsal milli iradeye yapılan bu alçak girişimi siz neden toplantılarla anmıyorsunuz? 17-25 Aralık’ta suçlanan, önce komik mahkemelerde beraat eden sonra yüce divan oylamasından aklanan yani hukuken tertemiz olan bakanlar şimdi neredeler? Biraz Egemen Bağış fotoğraf karelerine girmek için hopluyor zıplıyor diğer bakanlar ise kayıp.
Bu kadar haksızlığa uğrayan bakanlara iade-i itibar yapmak için neden özel bir toplantı yapmıyorsunuz. Onları onore etmiyorsunuz? Reza’ya bile iki bakan yan yana ödül verdi. Kendi insanınıza sahip çıkmamanız hiç hoş olmuyor. Eğer toplantı organize etmeyecekseniz benim diğer önerim adlarını sonsuza kadar yaşaması için bir yerlere vermeniz. Hacı Egemen Bağış Camii, TOKİ Erdoğan Bayraktar Konutları gibi. Bir saat kulesine Zafer Çağlayan’ın adı verilebilir mesela. İran konsolosluğunun önünden geçen caddeye Muammer Güler adı verilebilir. Bir düşünün derim. Selam ve dua ile…
———
O TWEETLER NE ANLAMA GELİYOR?
Mesajların saatine baktım öyle sarhoş kafa ile yazılacak saat değil. Hacklenmemiş de. Twitter’da bir çok insanın ifade ettiği gibi başkası atsa bu tweetleri kapısına polis dayanır. Peki eski asker Ahmet Zeki Üçok’un darbe olacak tweetleri ne anlama geliyor? Haberlerde eksik bırakılan bir tweet var, daha önce atılan. Orada Üçok diyor ki TC cumhurbaşkanını asla teslim etmeyeceğiz, teslim olmayacağız.
Bir kere biat işini halletmiş. Öyle zannedildiği gibi tehdit yok. Bazı tarihleri sıralamış 17-25, 15 temmuz, 27 Ekim ekonomi darbesi. 27 Ekim ekonomi darbesini duymamıştım. Bir de 7 Şubat var. 7 Şubat yani MİT müsteşarı Hakan Fidan’ın ifadeye çağrıldığı tarih. Ahmet Zeki Üçok’ların zamanında en ağır küfürleri ettikleri Hakan Fidan yani. Toplantılarda astsubay diye aşağıladıkları adam nedense şimdi milat olmuş. Kim kiminle ne iş tutuyor ne kadar açık değil mi? Bir kumpas ile ordudan cemaatçi diye bir çok insanı atmışlardı. Galiba benzer şeyi Ergenekonvari isimlere yapacaklar. Erdoğan tabii ki biliyor pis işlerde işbirliği yaptığı çevrelerin eninde sonunda kendisi ile uğraşacağını. Elbette Ergenekon da biliyor Erdoğan’ın hukuksuz işlerinde yardımcı olurken Saray’ın da planlar yaptığını. Öyle ya da böyle sonunda Türkiye’nin bir kez daha kaybedeceği savaş yaklaşıyor demek ki. Paratoneri ortadan kaldırdıklarına sonra bakalım şimşekler nerelere düşecek ülkede. O tweetlere en çok Ergenekon kızmıştır şüpheniz olmasın.