FARUK MERCAN
Türkiye bu badireyi nasıl atlatacak, Francis Fukuyama haklı mı çıkıyor?
Türkiye hızla dibe vuruyor.
Bunu artık bizzat rakamlar söylüyor.
Mesela OECD’nin Uluslararası Değerlendirme Programı PISA’da öğrencilerimiz döküldü. Matematik, fen bilimleri ve okuma dallarında Türkiye, OECD ülkeleri arasında sondan ikinci oldu!
Dünyanın saygın yayın organları, giderek kötüleşen ekonomik durumu sebebiyle Türkiye’nin G-20 liginden düşeceğini söylüyorlar.
Daha bugün, NATO Komutanı orgeneral, NATO’daki Türk subaylarının tasfiyesi sebebiyle kaygılı olduklarını, NATO’nun güç kaybettiğini söylüyor. NATO ve Batı’dan uzaklaşan, Rusya ve Çin eksenine kayan bir Türkiye var çünkü…
Evet Türkiye hızla dibe vuruyor.
Bütün diktatörler ülkelerini tüketirler. Türkiye tükeniyor. Türkiye hızla dibe vuruyor.
Demokrasiden uzaklaşan Türkiye, zenginliklerini kaybediyor. Kafaların özgür olmadığı bir ülkede zenginleşme olmaz. Var olan zenginlikler hızla tükenir. Merhum Turgut Özal bu yüzden fikir hürriyeti, din hürriyeti ve teşebbüs hürriyetini birlikte zikrederdi.
Din hürriyeti olmadan fikir hürriyeti olmaz çünkü… Fikir hürriyeti olmadan da teşebbüs hürriyeti olmaz. Zenginliğin kaynağı bu üç hürriyetin bir arada olmasında çünkü…
Başkentin ticaret odası başkanlığı için yapılan seçime bakın… İktidarın belediye başkanının oğlu ile, Saraydaki Şahsın eşinin kuzeni başkanlık için yarıştı. Başka aday yok!..
Çünkü kapalı rejimlerle devletin imkanları giderek dar bir grup arasında paylaşılmaya başlanır. Bu dar grup, işadamları üzerinde de tahakküm kurar zamanla… Böylece ülkenin iş dünyası da onlardan sorulmaya başlanır. Ankara Ticaret Odası seçiminde yaşanan tam da bu…
Son zamanlarda Türkiye’nin gidişatı ile ilgili çok önemli yazılar yazan Pentagon uzmanı Michael Rubin, Türkiye’nin nasıl tükendiğini Venezuella örneği ile açıklıyor.
Venezuella, Güney Amerika’nın en zengin ülkesi ve dünyanın 20. büyük ekonomisiydi bir zamanlar… Peki ne oldu Venezuella’da?.. Yüzde 56 oyla iktidara gelen Hugo Chavez, ülkeyi tüketti. Nitelikli devlet kadrolarını boşaltıp kendi yandaşları ile doldurdu. Venezuella’da basını susturdu.
Devlet kadroları sıfırlanan, medyası teslim alınan bugünkü Türkiye’ye ne kadar benziyor değil mi?
Sonunda ne oldu? Venezuella ekonomik darboğaza girdi.
Dün bir gazetede gördüm. Venezuella’da esnaf değeri dip yapan parayı saymıyor, tartı makinasında tartarak alıyor müşteriden…
“Tarihin Sonu” teziyle meşhur Francis Fukuyama, iki yıl önce yayınlanan “Siyasi Düzen ve Siyasi Çürüme” kitabında üç ülkeyi örnek verdi: Mısır, Türkiye ve Brezilya…
Francis Fukuyama, orta sınıfların harekete geçtiği anı şöyle anlatıyor: Cepleri yanmaya başladığında ve sokakta can güvenliği ortadan kalktığında… Orta sınıfların oy kullanırken de hep bu popülist kaygılarla hareket ettiklerini ifade ediyor Fukuyama…
Türkiye’ye bakın… Üç yıldır anayasa askıda olmasına rağmen, orta sınıfların iktidara verdiği oy, Fukuyama’yı haklı çıkarıyor. Cebime ve bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyen kitle psikolojisi bu…
Ama, senaryonun sonu da var… Ülke tükenme noktasına geldiğinde ve sokakları ateş bastığında bu oylar gidiyor.
Bugün hızla tükeniyor Türkiye… Sokaklara bakın. Artık gün ortasında sokaklarda silahlı çatışmalar, kanlı hesaplaşmalar yaşanıyor. Ülkede kimsenin can ve mal emniyeti kalmadı.
Ekonomik krizi aşmak için 700 şirkete, binlerce vakıf mülküne el konuldu, ama çare olmadı. Çünkü bu soygun düzeninin kara delikleri çok büyük…
Buna bir de Güney Doğu’dan ve Suriye’den gelen şehit haberlerini ekleyin…
Fukuyama, “Mısır’da Mübarek gitti, ama Mursi de gitti. Çünkü kitlelerin cebi yanmış, can güvenliği kalmamıştı…” diyor.
Türkiye’deki tükeniş de, hızla popülist orta sınıfların da canını yakacak bir noktaya doğru gidiyor.
Türkiye dibe vuruyor. Ve Prof. Baskın Oran’nın dediği gibi, eninde sonunda duvara çarpacak…
Türkiye bu badireyi nasıl atlatacak, Francis Fukuyama haklı mı çıkıyor?
Türkiye hızla dibe vuruyor.
Bunu artık bizzat rakamlar söylüyor.
Mesela OECD’nin Uluslararası Değerlendirme Programı PISA’da öğrencilerimiz döküldü. Matematik, fen bilimleri ve okuma dallarında Türkiye, OECD ülkeleri arasında sondan ikinci oldu!
Dünyanın saygın yayın organları, giderek kötüleşen ekonomik durumu sebebiyle Türkiye’nin G-20 liginden düşeceğini söylüyorlar.
Daha bugün, NATO Komutanı orgeneral, NATO’daki Türk subaylarının tasfiyesi sebebiyle kaygılı olduklarını, NATO’nun güç kaybettiğini söylüyor. NATO ve Batı’dan uzaklaşan, Rusya ve Çin eksenine kayan bir Türkiye var çünkü…
Evet Türkiye hızla dibe vuruyor.
Bütün diktatörler ülkelerini tüketirler. Türkiye tükeniyor. Türkiye hızla dibe vuruyor.
Demokrasiden uzaklaşan Türkiye, zenginliklerini kaybediyor. Kafaların özgür olmadığı bir ülkede zenginleşme olmaz. Var olan zenginlikler hızla tükenir. Merhum Turgut Özal bu yüzden fikir hürriyeti, din hürriyeti ve teşebbüs hürriyetini birlikte zikrederdi.
Din hürriyeti olmadan fikir hürriyeti olmaz çünkü… Fikir hürriyeti olmadan da teşebbüs hürriyeti olmaz. Zenginliğin kaynağı bu üç hürriyetin bir arada olmasında çünkü…
Başkentin ticaret odası başkanlığı için yapılan seçime bakın… İktidarın belediye başkanının oğlu ile, Saraydaki Şahsın eşinin kuzeni başkanlık için yarıştı. Başka aday yok!..
Çünkü kapalı rejimlerle devletin imkanları giderek dar bir grup arasında paylaşılmaya başlanır. Bu dar grup, işadamları üzerinde de tahakküm kurar zamanla… Böylece ülkenin iş dünyası da onlardan sorulmaya başlanır. Ankara Ticaret Odası seçiminde yaşanan tam da bu…
Son zamanlarda Türkiye’nin gidişatı ile ilgili çok önemli yazılar yazan Pentagon uzmanı Michael Rubin, Türkiye’nin nasıl tükendiğini Venezuella örneği ile açıklıyor.
Venezuella, Güney Amerika’nın en zengin ülkesi ve dünyanın 20. büyük ekonomisiydi bir zamanlar… Peki ne oldu Venezuella’da?.. Yüzde 56 oyla iktidara gelen Hugo Chavez, ülkeyi tüketti. Nitelikli devlet kadrolarını boşaltıp kendi yandaşları ile doldurdu. Venezuella’da basını susturdu.
Devlet kadroları sıfırlanan, medyası teslim alınan bugünkü Türkiye’ye ne kadar benziyor değil mi?
Sonunda ne oldu? Venezuella ekonomik darboğaza girdi.
Dün bir gazetede gördüm. Venezuella’da esnaf değeri dip yapan parayı saymıyor, tartı makinasında tartarak alıyor müşteriden…
“Tarihin Sonu” teziyle meşhur Francis Fukuyama, iki yıl önce yayınlanan “Siyasi Düzen ve Siyasi Çürüme” kitabında üç ülkeyi örnek verdi: Mısır, Türkiye ve Brezilya…
Francis Fukuyama, orta sınıfların harekete geçtiği anı şöyle anlatıyor: Cepleri yanmaya başladığında ve sokakta can güvenliği ortadan kalktığında… Orta sınıfların oy kullanırken de hep bu popülist kaygılarla hareket ettiklerini ifade ediyor Fukuyama…
Türkiye’ye bakın… Üç yıldır anayasa askıda olmasına rağmen, orta sınıfların iktidara verdiği oy, Fukuyama’yı haklı çıkarıyor. Cebime ve bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyen kitle psikolojisi bu…
Ama, senaryonun sonu da var… Ülke tükenme noktasına geldiğinde ve sokakları ateş bastığında bu oylar gidiyor.
Bugün hızla tükeniyor Türkiye… Sokaklara bakın. Artık gün ortasında sokaklarda silahlı çatışmalar, kanlı hesaplaşmalar yaşanıyor. Ülkede kimsenin can ve mal emniyeti kalmadı.
Ekonomik krizi aşmak için 700 şirkete, binlerce vakıf mülküne el konuldu, ama çare olmadı. Çünkü bu soygun düzeninin kara delikleri çok büyük…
Buna bir de Güney Doğu’dan ve Suriye’den gelen şehit haberlerini ekleyin…
Fukuyama, “Mısır’da Mübarek gitti, ama Mursi de gitti. Çünkü kitlelerin cebi yanmış, can güvenliği kalmamıştı…” diyor.
Türkiye’deki tükeniş de, hızla popülist orta sınıfların da canını yakacak bir noktaya doğru gidiyor.
Türkiye dibe vuruyor. Ve Prof. Baskın Oran’nın dediği gibi, eninde sonunda duvara çarpacak…