[Tarık Toros]
8 aydan uzun süredir Türk televizyonlarını izlemiyorum. Mühim bir şey olursa, internete düşüyor zaten, oradan bakıyorum. Ülkede gazetecilik bitince, yeni bir şey başladı; web üzerinden YouTube tabanlı TV yayını… Ruşen Çakır’ın Medyascope’u ile Birgün gazetesinin TV’si dikkat çekici. İş oraya gidiyor. Baskılar, serbest gazetecileri yeni mecralarda bir araya getirecek. Çünkü ülkede artık ABD seçimleri bile rahatça konuşulamıyor.
Amerika’da Trump kazandı. Yemin edip göreve başlamasına iki buçuk ay var. Seçim zaferi, “Hangi gruba ne kadar yarayacak?” üzerinden konuşuluyor. Hala öğrenemediysek, bir kez daha altını çizelim: Kurtuluşu veya çıkışı siyasette, seçim sonuçlarında arama dönemi biteli çok oldu. Bizim bugün bir numaralı problemimiz, işlenen insanlık suçları. 40 bini bulan tutuklu, yüz binleri aşan tasfiye, mala mülke el koyma, milyonlarca mağdur.
Bugünden başlayarak gerçek gündeme yani insan hakları ihlallerine yer vereceğim. Başlarken, isimleri bende mahfuz 5 örnek seçtim. Düşük cümleleri düzeltip, kısalttım, metinlerde başkaca oynama yok. Hadi başlayalım, gerçek gündem bu çünkü…
ENGELLİ ÇOCUKLARIMLA ORTADA KALDIK
“Uşak’ta oturuyorum. Ev hanımıyım. 20’li yaşlarda oğlum ve kızım var. İkisi de doğuştan bedensel ve zihinsel engelli. Yürüyemiyorlar, konuşamıyorlar, söylenenleri anlayamıyorlar. Sürekli ağızları açık ve bebek gibi önlüklü oluyorlar. Şimdiye kadar kocamın memur maaşıyla geçiniyorduk. Çocuklarımızın kişisel bakımını da eşimle birlikte yapıyorduk. Kimseye muhtaç olmadan yaşayıp gidiyorduk. Ta ki, devletimiz KHK ile kocamı devlet memurluğundan atana kadar. Ardından, karıncayı bile incitmeyen kocamı, hiçbir gerekçe göstermeden hapse attılar. Engelli çocuklarıma bakamaz hale geldim. Kadın olarak tek başıma ne yapabilirim.”
İŞKENCEDEN BAĞIRSAK AMELİYATI OLDU
“Öğretmen olan eşim Temmuz ayında Antalya’daki evimizden gözaltına alındı. Antalya Kaçakçılık ve Organize Şube Müdürlüğü’ne götürüldü. Avukat bulamadık. Gözaltı süresince kendisi ile irtibat kuramadık. Günün birinde, hastanede kendisini gören bir tanıdığımız arayınca çok şaşırdık. Emniyete gidip durumunu sorunca ‘Bir şeyi yok’ deyip çok ağır hakaretlerle bizi şubeden çıkardılar. Etraftakiler sakinleştirmese neredeyse bizi döveceklerdi. Belli ki eşimin durumunu sormamızdan endişe ettiler. Üstüne, aynı gün bizden eşim için terlik istediler. Kardeşim ve babam da gözaltında. Onlar için istemeyip eşim için istemeleri bizi daha da kuşkulandırdı. Savcıya gidip durumu anlattık. Savcı, Emniyet’i arayıp bilgi aldı, sonra eşimin hastanede olduğunu söyledi. Hangi hastanede olduğunu öğrenemedik. Tüm hastaneleri taradık. Neticede devlet hastanesinde genel cerrahide yattığı bilgisine ulaştık. Gittik, odasını bulup içeri girdik. Yoğun bakımda tedavisi sürüyordu. Sadece ‘ameliyat oldum’ diyebildi, bizi fark eden polisler derhal yaka paça attı. Bu arada enteresan bir şey öğrendik. Eşim gözaltına alındığı ilk beş gün boyunca, hemen her gün bir özel hastaneye götürülmüş. Gittiği günlerin kayıtlarına ulaştık. Bağırsaklarından gizlice ameliyat ettirilmiş. Sorgusunda fiziki şiddet kullanıldığını, vücuduna sert bir cisim sokularak işkence edildiğinden şüpheleniyoruz.”
HAMİLE HALİMLE HAKARETE UĞRADIM
“Eşim öğretmen. 15 Temmuz’dan sonraki cadı avında İzmir jandarma karakolunda avukat dâhil kimseyle görüştürülmeden 14 gün tutuldu. Sonra Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Fakat ailesi dâhil kimseye haber verilmedi. Burada da 4 gün tutuldu. Fiziksel işkence gördüğünü öğrendik. Şöyle ki, ağabeyi günler sonra kıyafet götürdüğünde Emniyet’teki kameradan buna şahit oluyor. Vücudunun farklı yerlerinde morluklar oluşmuş. Kayıt tutulmaması için doktora götürülmemiş. Saatlerce avukatsız olarak işkence altında sorguya tabi tutulmuş. 9 aylık hamileyim. Gözaltında olduğu yere çok uzakta oturduğum halde, o halimle gittim, ihtiyaçlarını bırakmak için. İçeri alınmadım. Ağır hakaretlere maruz kaldım. Psikolojik baskı gördüm, anlatamam.”
ÇOCUKLARI SÜREKLİ AĞLIYOR
“Ailecek görüştüğüm arkadaşlarım Antalya’daki özel kolejde karı-koca öğretmenlik yapıyorlardı. Sırf o okulda çalıştıkları için gözaltına alındılar. 5 yaşındaki çocukları ise anneanneye kaldı. Çocuk sürekli ağlıyor. Anneanne ne yapacağını bilemez halde. Kadıncağız perişan. Çocuk hasta.”
KANSERLİ HALDE TUTUYORLAR
“Müvekkillerim karı-koca Milli Eğitim’de öğretmen. 8 yaşında bir çocukları var. Manisa’daki operasyonda karı-koca tutuklandılar. Kadının bir rahatsızlığı yok fakat erkek hasta. Lösemi tedavisi görüyor, hastalığı gözüne vurmuş, bir gözünde yüzde 80 körlük var. Hastalığı yüzünden tahliye edildi. Fakat sonra By-Lock’tan tekrar tutuklandı. Yaşadığı hadiselerden dolayı süratle kilo kaybediyor. Çocukları ise ortada kalmış durumda.”
Amerika’da Trump kazandı. Yemin edip göreve başlamasına iki buçuk ay var. Seçim zaferi, “Hangi gruba ne kadar yarayacak?” üzerinden konuşuluyor. Hala öğrenemediysek, bir kez daha altını çizelim: Kurtuluşu veya çıkışı siyasette, seçim sonuçlarında arama dönemi biteli çok oldu. Bizim bugün bir numaralı problemimiz, işlenen insanlık suçları. 40 bini bulan tutuklu, yüz binleri aşan tasfiye, mala mülke el koyma, milyonlarca mağdur.
Bugünden başlayarak gerçek gündeme yani insan hakları ihlallerine yer vereceğim. Başlarken, isimleri bende mahfuz 5 örnek seçtim. Düşük cümleleri düzeltip, kısalttım, metinlerde başkaca oynama yok. Hadi başlayalım, gerçek gündem bu çünkü…
ENGELLİ ÇOCUKLARIMLA ORTADA KALDIK
“Uşak’ta oturuyorum. Ev hanımıyım. 20’li yaşlarda oğlum ve kızım var. İkisi de doğuştan bedensel ve zihinsel engelli. Yürüyemiyorlar, konuşamıyorlar, söylenenleri anlayamıyorlar. Sürekli ağızları açık ve bebek gibi önlüklü oluyorlar. Şimdiye kadar kocamın memur maaşıyla geçiniyorduk. Çocuklarımızın kişisel bakımını da eşimle birlikte yapıyorduk. Kimseye muhtaç olmadan yaşayıp gidiyorduk. Ta ki, devletimiz KHK ile kocamı devlet memurluğundan atana kadar. Ardından, karıncayı bile incitmeyen kocamı, hiçbir gerekçe göstermeden hapse attılar. Engelli çocuklarıma bakamaz hale geldim. Kadın olarak tek başıma ne yapabilirim.”
İŞKENCEDEN BAĞIRSAK AMELİYATI OLDU
“Öğretmen olan eşim Temmuz ayında Antalya’daki evimizden gözaltına alındı. Antalya Kaçakçılık ve Organize Şube Müdürlüğü’ne götürüldü. Avukat bulamadık. Gözaltı süresince kendisi ile irtibat kuramadık. Günün birinde, hastanede kendisini gören bir tanıdığımız arayınca çok şaşırdık. Emniyete gidip durumunu sorunca ‘Bir şeyi yok’ deyip çok ağır hakaretlerle bizi şubeden çıkardılar. Etraftakiler sakinleştirmese neredeyse bizi döveceklerdi. Belli ki eşimin durumunu sormamızdan endişe ettiler. Üstüne, aynı gün bizden eşim için terlik istediler. Kardeşim ve babam da gözaltında. Onlar için istemeyip eşim için istemeleri bizi daha da kuşkulandırdı. Savcıya gidip durumu anlattık. Savcı, Emniyet’i arayıp bilgi aldı, sonra eşimin hastanede olduğunu söyledi. Hangi hastanede olduğunu öğrenemedik. Tüm hastaneleri taradık. Neticede devlet hastanesinde genel cerrahide yattığı bilgisine ulaştık. Gittik, odasını bulup içeri girdik. Yoğun bakımda tedavisi sürüyordu. Sadece ‘ameliyat oldum’ diyebildi, bizi fark eden polisler derhal yaka paça attı. Bu arada enteresan bir şey öğrendik. Eşim gözaltına alındığı ilk beş gün boyunca, hemen her gün bir özel hastaneye götürülmüş. Gittiği günlerin kayıtlarına ulaştık. Bağırsaklarından gizlice ameliyat ettirilmiş. Sorgusunda fiziki şiddet kullanıldığını, vücuduna sert bir cisim sokularak işkence edildiğinden şüpheleniyoruz.”
HAMİLE HALİMLE HAKARETE UĞRADIM
“Eşim öğretmen. 15 Temmuz’dan sonraki cadı avında İzmir jandarma karakolunda avukat dâhil kimseyle görüştürülmeden 14 gün tutuldu. Sonra Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Fakat ailesi dâhil kimseye haber verilmedi. Burada da 4 gün tutuldu. Fiziksel işkence gördüğünü öğrendik. Şöyle ki, ağabeyi günler sonra kıyafet götürdüğünde Emniyet’teki kameradan buna şahit oluyor. Vücudunun farklı yerlerinde morluklar oluşmuş. Kayıt tutulmaması için doktora götürülmemiş. Saatlerce avukatsız olarak işkence altında sorguya tabi tutulmuş. 9 aylık hamileyim. Gözaltında olduğu yere çok uzakta oturduğum halde, o halimle gittim, ihtiyaçlarını bırakmak için. İçeri alınmadım. Ağır hakaretlere maruz kaldım. Psikolojik baskı gördüm, anlatamam.”
ÇOCUKLARI SÜREKLİ AĞLIYOR
“Ailecek görüştüğüm arkadaşlarım Antalya’daki özel kolejde karı-koca öğretmenlik yapıyorlardı. Sırf o okulda çalıştıkları için gözaltına alındılar. 5 yaşındaki çocukları ise anneanneye kaldı. Çocuk sürekli ağlıyor. Anneanne ne yapacağını bilemez halde. Kadıncağız perişan. Çocuk hasta.”
KANSERLİ HALDE TUTUYORLAR
“Müvekkillerim karı-koca Milli Eğitim’de öğretmen. 8 yaşında bir çocukları var. Manisa’daki operasyonda karı-koca tutuklandılar. Kadının bir rahatsızlığı yok fakat erkek hasta. Lösemi tedavisi görüyor, hastalığı gözüne vurmuş, bir gözünde yüzde 80 körlük var. Hastalığı yüzünden tahliye edildi. Fakat sonra By-Lock’tan tekrar tutuklandı. Yaşadığı hadiselerden dolayı süratle kilo kaybediyor. Çocukları ise ortada kalmış durumda.”