Ahmet Altan ve Mehmet Altan’ın avukatı Ergin Cinmen, Türkiye’de kurulmak istenen “İslamcı Komünist Rejim”in karekterini çok güzel özetlemiş:
“12 Eylül 1980 ihtilalinde tutuklandığınız zaman, hiç olmazsa suçlamanın ne olduğunu bilirdiniz. Şimdi bu da yok. Altan kardeşler tutuklu değil, rehinler…” diyor İstanbul Barosu’nun tecrübeli avukatı Ergin Cinmen…
Kendisini ebedi ve ölümsüz zanneden her güç hastası kafanın yaptığı şey aynı… Ve bu güç hastalığına yakalanan herkesin akibeti aynı olmuş… Stalin, beyin sarsıntısından öldüğü ana kadar devrilme korkusu yaşadı ve devlette temizlik yaptı. Son günlerinde, kendisini devireceğini düşündüğü generalleri tasfiye etti. Oğlunu da general yapmıştı Stalin.. Hitler, kendisini Avrupa’nın ve dünyanın ebedi şefi zannadiyordu… Ülkesini enkaza çevirip bir sığınıkta intihar edene kadar… Cesaretini cehaletinden alan bütün diktatörlerin kaçınılmaz akibeti… Bekleyelim, tarihin akışını görelim…
İki tane “Kanun Hükmünde Kararname” (KHK) daha çıkardı İslamcı Komünist Saray Rejimi… 10 binden fazla insan daha devletten ihrac edildi. Bunların binden fazlası üniversite öğretim üyesi… Mehmet Altan ve Eser Karakaş üniversiteden atıldılar. Hasan Cemal’in sürekli basın kartı iptal edildi.
Üniversite rektörlerini artık iktidarın başı tayin edecek… “Ben Başmuhtarım” diyor İktidarın Başı… Muhtarları da kendisi tayin edene kadar KHK’lara devam edecek… Şu ana kadar devlette ihrac edilen insan sayısı 120 bini aştı… Rakamlar dehşet verici….
- 6 bin akademisyen…
- 6 bin 700 asker…
- 8 bin polis….
- 2 bin 500 hakim ve savcı…
Hapisteki insan sayısı 35 bini aştı… Açığa alınan ve yeni bir KHK ile atılmayı bekleyen binlerce insan daha var sırada… İktidarın Başı niye bu kadar kontrolsüz bir şekilde devleti tahrip ediyor? Çünkü, ayıpları çok büyük…
Amerika’nın önde gelen Türkiye uzmanlarından Michael Rubin, bir kaç gün önce, İktidarın Başı’na 12 Soru sordu…
Birinci soru şuydu: Nasıl milyarder oldun?
1989’da Refah Partisi Beyoğlu ilçe başkanıyken küçücük bir evde oturan, düşüp alnı yarılan oğlunu eski bir arabayla SSK hastanesine götürüp saatlerce sıra bekleyen İktidarın Başı, bugün dolar milyarderi…
Prof. Daron Acemoğlu, “Milletlerin Düşüşü” kitabında Mısır’ın devrik cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’in 87 milyar dolar servet biriktirdiğini belirtiyor. Kaddafi de 120 milyar dolardan fazla servet biriktirmişti, bir kanalizasyonda yakalanıp işkenceyle öldürüldüğünde…
İktidarın Başı’na milyar dolarları yetmiyor. Örtülü ödenekle dünya siyaset tarihinin en büyük yolsuzluk olaylarından birini icra ediyor şimdi… Birkaç örnek vereyim…
Bir Asya ülkesinin devlet başkanına okulların kapatılması karşılığı 50 milyon dolar ve uçaklarından birini teklif ediyor. Bu devlet başkanı ülkesinde olayı danışmanlarına anlatıyor. Bir danışmanı şöyle diyor:
“Bu parayı ve uçağı verecek kişi, ülkemizdeki bu okulların eğitim ve terbiye sistemini bize kurabilir mi? Biz bu eğitim ve terbiye sistemini milyar dolarlar harcasak yeniden kurabilir miyiz? 50 milyon dolar ve uçağı onun olsun. Bu okullardan yetişen binlerce gencimiz ülkemizin geleceği….”
Bu olayı, danışmandan bizzat dinledim. Ve bu devlet başkanı, bu rüşvet teklifini reddetti. Bir Afrika ülkesinden örnek vereyim… Bu ülkenin devlet başkanına okulların kapatılmasına karşılık 1,5 milyar dolar yatırım sözü veriyor İktidarın Başı…
Şu cevabı alıyor: “Sana daha önce defalarca anlattım. Bu okullar bizim ve başarılı. Bu konuyu bir daha açma..”
Bir başka Afrika ülkesinin devlet başkanına, Cemaat aleyhine Amerika’da davalar açan avukat Robert Amsterdam’ı gönderiyor İktidarın Başı… Bu Devlet Başkanı tarafından kovuluyor Amsterdam…
İktidarın Başı, Türkiye’de uyguladığı Baasçı yöntemlerin aynısını dünyada icra edebileceğini zannediyor.
Kırgızistan Devlet Başkanı’nın Türkiye’de tedavi olmasını engelledi.
Nijeryalı 50 üniversite öğrencisini sınır dışı ettirdi. Sanki bütün dünyaya Kral olmuş gibi, yurtdışında okul açmayı iznine bağladı.
Newsweek dergisi daha yeni İktidarın Başı ve damadının IŞİD petrolünü alan şirketle işkilerine dair yeni bir haber yayınladı. Dünya kimin kim olduğunu biliyor.
İktidarın Başı Türkiye’de laikleri ve sosyal demokratları yanına çekmek için “Yenikapı Ruhu” diye bir şey uydurdu. Dünyada da, Rusya ve İsrail eksenli yeni bir blok kurabileceğini sanıyor. Daha düne kadar, “Ben değil, Putin özür dileyecek” diyordu. Sonra yalvara yakara Putin’in ayağına gitti. Ve şimdi “Dostum Putin’in desteğine ihtiyacım var” diyor.
15 Temmuz ile ilgili çok önemli bir ayrıntı gözlerden kaçtı. İktidarın Başı’nın Rusya’dan 15 Temmuz istihbaratı aldığı söyleniyor. 15 Temmuz gecesi gerçekten İktidarın Başı Marmaris’te miydi? Şüpheler var. Rusya’dan haberi alınca niye otelde beklesin? Şimdi Rusya ile askeri istihbarat işbirliği yapma ve Rusya’dan hava savunma sistemi alma peşinde…
Putin, İktidarın Başı’nın kendisine ne kadar muhtaç olduğunu çok iyi biliyor ve bunu sonuna kadar kullanacak…
Aynı şey İsrail için geçerli… İsrail, İktidarın Başını en zayıf anında yakaladı ve Mavi Marmara dosyasını 20 milyon dolarla kapattı.
İktidarın Başı, “Cemaat İsrail ile işbirliği içinde. Bana yapılan darbenin arkasında israil var” diyordu, ama gün geldi, İsrail’in kucağına oturdu.
Rıza Sarraf’ı ve bütün sırlarını elinde tutan Amerika’ya karşı Rusya ve İsrail’in kendisine değnekçilik yapacağını sanıyor İktidarın Başı…
Rıza’yı kurtarmak için Washington’a geldi, eli boş döndü, Adalet bakanını da bu amaçla gönderdi Amerika’ya…
28 Şubat post-modern darbesini yapanlardan biri, kendisini ölümsüz zannediyor, hızını alamayıp şöyle diyordu: “28 Şubat bin yıl sürecek!..”
10 yıl bile sürmedi 28 şubat… İktidarın Başı da, kurduğu İslamcı Baas Rejiminin bin yıl süreceğini zannediyor. “Başmuhtarım” diyecek kadar dengesini kaybetti. Dikkat ederseniz bütün konuşmaları aynı:
“Ben Başkomutanım….”
“Yargı’nın başı da benim… Yargı da bana bağlı..”
“Ben Başmuhtarım….”
“Benim Genelkurmay Başkanım, benim valim, bakanım…”
Kendisini ebedi ve ölümsüz zanneden her güç hastası kafanın yaptığı şey aynı… Ve bu güç hastalığına yakalanan herkesin akibeti aynı olmuş…
Stalin, beyin sarsıntısından öldüğü ana kadar devrilme korkusu yaşadı ve devlette temizlik yaptı.
Son günlerinde, kendisini devireceğini düşündüğü generalleri tasfiye etti. Oğlunu da general yapmıştı Stalin…
Hitler, kendisini Avrupa’nın ve dünyanın ebedi şefi zannadiyordu… Ülkesini enkaza çevirip bir sığınıkta intihar edene kadar…
Cesaretini cehaletinden alan bütün diktatörlerin kaçınılmaz akibeti…
Bekleyelim, tarihin akışını görelim…