Şırnak’ta 14 Mart 2016’dan bu yana, yani tam 224 gündür sokağa çıkma yasağı var. Evlerini hem sokağa çıkma yasağı hem de şehirde 82 gün süren operasyonlar sonrası terk etmek zorunda kalan vatandaşlar, bir süredir şehrin yakınında kurdukları çadırkentte kalıyordu.
Şehrin yüzde 70’inin yıkıldığı Şırnak çevresindeki çadırkentlerde kalan kişilere, üç gün içinde çadırkentleri boşaltma talimatı verildi. Önceki gün itibariyle ise yıkımlar başladı.
Dün ve önceki gün kepçeler ve TOMA’larla gelen polisler, Bahçelievler Mahallesi, Toptepe Köyü, İkizce Köyü ve su deposu civarındaki çadırkentleri boşalttı. Valilik talimatıyla yapılan boşaltma işlemlerinin sonunda burada kalanların bir kısmı Şırnak’taki akrabalarının yanına yerleşirken, bir kısmı da eskiden Suriye ve Irak’tan gelen Ezidîlerin kaldığı kampa taşındı.
Bianet’e konuşan Şırnak Belediyesi Eşbaşkanı Serhat Kadırhan, çadırkentte ekonomik olarak en zor durumda olanların kaldığını belirtirken, geçen Mart’ta belediyenin kurduğu bu çadırlarda Şırnaklıların soğuk kış aylarını ve 42 dereceye varan sıcaklarla yazı atlattıklarını anlattı.
Kadırhan, ayrıca bu insanlara belediyeden gelecek her türlü yardımın engellendiğini söyledi:
“Şu anda biz de ne yapabileceğimizi bilmiyoruz. 400 konutluk bir sosyal konut projemiz vardı, valilik engelledi. Konteynır getirelim desek, ona da izin vermeyecekler. Bizim tarafımızdan gelecek hiçbir yardıma izin vermiyorlar. Genel politika Şırnak’ı boşaltmak yönünde.
“Devlet vatandaşını kaldığı yerden çıkartıp ona bir alternatif sunmuyorsa, bu ‘defol git’ demektir. Çadırların boşaltılması, sokağa çıkma yasakları da bunun yansıması. Şırnak diye bir yer kalmasın istiyorlar.”
Şırnak Belediyesi Eşbaşkanı Kadırhan, TOMA ve kepçelerle gelen yetkililerin yazılı belge ya da resmi gerekçe göstermeden, “Valilik talimatı” diyerek çadırkentlerin boşaltılmasını talep ettiklerini de vurguladı. Ayrıca şehirde kalan birkaç çadırkentin de ‘muhtemelen’ yıkılacağını ekledi.
Valilikten yapılan açıklamada ise bu insanlara barınma yardımı yapıldığı ve uygun yerlere yerleştirildiği iddia edildi.
ŞIRNAK DİYE BİR İL KALMADI!
Gazeteci Celal Başlangıç, Duvar’da yazdığı yazıda, 82 gün süren operasyonlar sonrasında, 100 bin olan Şırnak nüfusunun 10 bine kadar düştüğünü, diğerlerinin çevre illere ve Batıya göç ettiğini ayrıca ildeki binaların yüzde 70’inin yıkıldığını duyurmuştu.
Selahattin Demirtaş da, Şırnak’taki son durumu, partisinin geçen haftaki grup toplantısında şöyle dile getirdi:
“Şırnak’ın etrafında çadırlarda yaşamak zorunda kalan 400-500 aileye kentin girişinde geçici konut yapmak istedik. Bir ayda da yaparız, dedik. Kış, kar, soğukta en azından o insanlar başlarını sokabilecekleri bir ev yapsın. Valilik reddetti. Buna izin vermediler. Şırnak’taki bütün yıkılan binalarla ilgili bir şirkete ihale vermişler, yarım kalanlar tamamen yıkılacak. İhale de para karşılığı verilmemiş, ganimet karşılığı verilmiş. Yıkım karşılığı halkın özel eşyaları ganimet diye şirkete verilmiş. Halen Şırnak’ta bu saatte yaşanan barbarlıktan bahsediyorum. Utanmadan demokrasi nutukları atıyorlar. Bu insanlık suçunun hesabını vermeden, demokrasiden bahsedemezsin.”
Celal Başlangıç yazısında ayrıca Şırnak’ta bayramdan sonra sokağa çıkma yasağının kaldırılacağı ve eşzamanlı olarak çadırların da yıkılacağı planının yapıldığını, ancak yasak kalkmadan çadırların yıkıldığını aktarıyor.
Şehir merkezine girişin çok zor olduğu Şırnak’ta, çevre ilçelerdeki hayat da yaşananlardan hayli etkilenmiş durumda.
AKP’NİN GÜNEYDOĞU ‘MASTER PLANI’
Şırnak, Güneydoğu’yla ilgili hükümetin açıkça söylemediği ancak uygulamalarıyla işaret ettiği bir ‘Master Plan’ın pilot uygulama merkezlerinden birisi. 7 Haziran 2015’teki seçimden sonra askıya alınan Çözüm Süreci’yle birlikte başlayan askerî operasyonlar, bölgede HDP’ye yüzde 90’ın üzerinde oy çıkan ve PKK’ya insan kaynağı sağladığı düşünülen illerin radikal bir biçimde ‘dönüştürülmesi’ yönündeki ilk adımdı.
Diyarbakır, Şırnak, Mardin, Hakkâri gibi iller, önce operasyonlarla yıkıldı, sonra da ‘acil kamulaştırma’ yasalarıyla devlete aktarıldı. Bu arada bölgeden 500 binin üzerinde insan Batı’ya göç etti. 11 Mart 2016 günü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Güneydoğu yeniden inşa edilecek” açıklamasıyla başlatılan süreçte de, buralara TOKİ’nin gireceği yeni imar planlarıyla birlikte yerel dokunun tamamen değiştirileceği ortaya çıkmış oldu. (TR724)
Şehrin yüzde 70’inin yıkıldığı Şırnak çevresindeki çadırkentlerde kalan kişilere, üç gün içinde çadırkentleri boşaltma talimatı verildi. Önceki gün itibariyle ise yıkımlar başladı.
Dün ve önceki gün kepçeler ve TOMA’larla gelen polisler, Bahçelievler Mahallesi, Toptepe Köyü, İkizce Köyü ve su deposu civarındaki çadırkentleri boşalttı. Valilik talimatıyla yapılan boşaltma işlemlerinin sonunda burada kalanların bir kısmı Şırnak’taki akrabalarının yanına yerleşirken, bir kısmı da eskiden Suriye ve Irak’tan gelen Ezidîlerin kaldığı kampa taşındı.
Bianet’e konuşan Şırnak Belediyesi Eşbaşkanı Serhat Kadırhan, çadırkentte ekonomik olarak en zor durumda olanların kaldığını belirtirken, geçen Mart’ta belediyenin kurduğu bu çadırlarda Şırnaklıların soğuk kış aylarını ve 42 dereceye varan sıcaklarla yazı atlattıklarını anlattı.
Kadırhan, ayrıca bu insanlara belediyeden gelecek her türlü yardımın engellendiğini söyledi:
“Şu anda biz de ne yapabileceğimizi bilmiyoruz. 400 konutluk bir sosyal konut projemiz vardı, valilik engelledi. Konteynır getirelim desek, ona da izin vermeyecekler. Bizim tarafımızdan gelecek hiçbir yardıma izin vermiyorlar. Genel politika Şırnak’ı boşaltmak yönünde.
“Devlet vatandaşını kaldığı yerden çıkartıp ona bir alternatif sunmuyorsa, bu ‘defol git’ demektir. Çadırların boşaltılması, sokağa çıkma yasakları da bunun yansıması. Şırnak diye bir yer kalmasın istiyorlar.”
Şırnak Belediyesi Eşbaşkanı Kadırhan, TOMA ve kepçelerle gelen yetkililerin yazılı belge ya da resmi gerekçe göstermeden, “Valilik talimatı” diyerek çadırkentlerin boşaltılmasını talep ettiklerini de vurguladı. Ayrıca şehirde kalan birkaç çadırkentin de ‘muhtemelen’ yıkılacağını ekledi.
Valilikten yapılan açıklamada ise bu insanlara barınma yardımı yapıldığı ve uygun yerlere yerleştirildiği iddia edildi.
ŞIRNAK DİYE BİR İL KALMADI!
Gazeteci Celal Başlangıç, Duvar’da yazdığı yazıda, 82 gün süren operasyonlar sonrasında, 100 bin olan Şırnak nüfusunun 10 bine kadar düştüğünü, diğerlerinin çevre illere ve Batıya göç ettiğini ayrıca ildeki binaların yüzde 70’inin yıkıldığını duyurmuştu.
Selahattin Demirtaş da, Şırnak’taki son durumu, partisinin geçen haftaki grup toplantısında şöyle dile getirdi:
“Şırnak’ın etrafında çadırlarda yaşamak zorunda kalan 400-500 aileye kentin girişinde geçici konut yapmak istedik. Bir ayda da yaparız, dedik. Kış, kar, soğukta en azından o insanlar başlarını sokabilecekleri bir ev yapsın. Valilik reddetti. Buna izin vermediler. Şırnak’taki bütün yıkılan binalarla ilgili bir şirkete ihale vermişler, yarım kalanlar tamamen yıkılacak. İhale de para karşılığı verilmemiş, ganimet karşılığı verilmiş. Yıkım karşılığı halkın özel eşyaları ganimet diye şirkete verilmiş. Halen Şırnak’ta bu saatte yaşanan barbarlıktan bahsediyorum. Utanmadan demokrasi nutukları atıyorlar. Bu insanlık suçunun hesabını vermeden, demokrasiden bahsedemezsin.”
Celal Başlangıç yazısında ayrıca Şırnak’ta bayramdan sonra sokağa çıkma yasağının kaldırılacağı ve eşzamanlı olarak çadırların da yıkılacağı planının yapıldığını, ancak yasak kalkmadan çadırların yıkıldığını aktarıyor.
Şehir merkezine girişin çok zor olduğu Şırnak’ta, çevre ilçelerdeki hayat da yaşananlardan hayli etkilenmiş durumda.
AKP’NİN GÜNEYDOĞU ‘MASTER PLANI’
Şırnak, Güneydoğu’yla ilgili hükümetin açıkça söylemediği ancak uygulamalarıyla işaret ettiği bir ‘Master Plan’ın pilot uygulama merkezlerinden birisi. 7 Haziran 2015’teki seçimden sonra askıya alınan Çözüm Süreci’yle birlikte başlayan askerî operasyonlar, bölgede HDP’ye yüzde 90’ın üzerinde oy çıkan ve PKK’ya insan kaynağı sağladığı düşünülen illerin radikal bir biçimde ‘dönüştürülmesi’ yönündeki ilk adımdı.
Diyarbakır, Şırnak, Mardin, Hakkâri gibi iller, önce operasyonlarla yıkıldı, sonra da ‘acil kamulaştırma’ yasalarıyla devlete aktarıldı. Bu arada bölgeden 500 binin üzerinde insan Batı’ya göç etti. 11 Mart 2016 günü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Güneydoğu yeniden inşa edilecek” açıklamasıyla başlatılan süreçte de, buralara TOKİ’nin gireceği yeni imar planlarıyla birlikte yerel dokunun tamamen değiştirileceği ortaya çıkmış oldu. (TR724)