Batı’nın Büyük Hatası!

[ERHAN BAŞYURT]

Türkiye’nin, 28 Şubat darbesinin ardından hızla demokratikleşmesi ve köklü reformlara imza atması, Avrupa Birliği’nin teşviki ile oldu.
‘Üyelik’ havucu Türkiye için önemli bir motivasyondu.
Ancak Merkel ve Sarkozy’nin ‘stratejk miyop’ hamleleri ve Türkiye’ye üyelik yerine ‘imtiyazlı ortaklık’ önermeleri, üyelik vizyonunda bulanıklığa neden oldu.
Ardından Kıbrıs Rum Kesimi’nin engelleyici hamleleri de gelince, AB teşviki ile gerçekleşen reformlar hız kaybetti.
***
Madalyonun diğer yüzüne gelince, AKP de tam bu dönemde AB ile entegrasyon arzusundan vazgeçmişti.
Referandum sonrası, muktedir olmaya başladığını hisseden AKP, ‘’Milli Görüş’’ gömleğinin üzerinde giydiği ‘reformcu cübbesi’ni üstünden atarak, AB’nin ileri demokrasi uygulamalarını, sivil otoriter bir rejime yönelik değiştirmeye başladı.
***
AB’nin isteksizliği, AKP’nin isteği ile aynı minvalde buluştu ve sonuçta Kopenhag Kriterleri yerini önce Ankara Kriterleri’ne ardından da ‘Türk tipi başkanlık’ anlayışına bıraktı.
Türkiye’nin evrensel hukuk ve insani değerlerden uzaklaşmasına her nedense Batı, AB ve ABD yönetimleri ciddi reaksiyon göstermedi.
***
AKP’nin ‘ikiyüzlü’ dış politikası, halkına ‘bölgenin kabadayısı’ gibi retorik kullanıp Batı karşıtlığı yaparken, masada her istediklerini verdi.
Kürecik Radar Üssü, İncirlik Üssü, İsrail’e taviz, askeri ihaleler, Suriye’de askeri işbirliği, mültecilere bekçilik yapmak vs.
Sonuçta, Türkiye ile ilişkileri geleneksel şekilde milli çıkarlar önceliğinde ele alan Batı, istediğini elde ettiği sürece AKP’nin ‘kâğıttan kaplan’ tavırlarına sessiz kalmayı tercih etti…
***
Kaybeden kısa vadede Türkiye demokrasisi ve halkı oldu.
Türkiye, ileri demokrasi liginden otoriterleşen rejimler arasına düştü. Yakın bir vadede Türkiye’nin demokrasi liginde daha da gerilere düşmesi kaçınılmaz gibi görünüyor.
***
Peki, Türkiye’nin, Batı’nın her istediğini vermek süreciyle istikrarsızlığa sürüklenmesi sadece Türk halkı mı zarar görür?
Tek kelime ile ‘Hayır’… AB, ABD ve Türkiye’nin üyesi bulunduğu Batı bloku siyasi yönetimlerin en büyük hesap hatası bu…
Türkiye bu şekilde insan haklarından ve demokrasiden uzaklaşmaya devam ettikçe, en büyük zararı görenlerden birisi de yarım asrı aşkın yakın ilişki içerisinde olduğu Batı olacak.
Suriye ve Irak benzeri istikrarsız ve fakirleşen bir ülkeyi kendi sınırlarına taşımış olacaklar.
Ukrayna iç krizinde olduğu gibi etkilerini direkt hissedecekler.
Türkiye’nin kendisi gibi gelişmekte olan ülkelere ‘model’ ve ‘umut’ olma özelliği kaybolacağı gibi, radikal örgütleri ve istikrarsızlığı besleyen bir batak haline gelme riski belirecek.
***
Batı’nın kısa vadeli çıkarları sebebiyle sessiz kaldığı AKP’nin otoriterleşmesi, kısa vadede Türk halkını, orta ve uzun vadede de Batı’yı ve bölgeyi fazlasıyla olumsuz etkileyecek.
Umarım ‘Basra harap olmadan!’ Batı da Türkiye de hatadan döner…
(TR724)