Türkiye’de AKP Hükümeti ilk kez Türkiye’deki tüm vatandaşlar için geçerli olan bir kanunda “Cemaat üyeleri hariç” şerhi düştü. Böylece Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın ‘eşitlik ilkesi’ açıkça ihlal edildi ve ‘zenci muamelesi’ tescillendi.
Hatırlarsanız hükümet, Ağustos ayında “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırmasına İlişkin Kanun” çıkarmıştı. Kanunla vergi ve vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları, taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı, gümrük vergileri, trafik, askerlik, nüfus, seçim, karayolu geçiş ücreti, RTÜK idari para cezaları, YURT-KUR öğrenim ve katkı kredisi alacakları, SGK ve belediyelerin alacakları yeniden yapılandırıldı.
‘Borcu yoktur belgesi’ verilmesin
Yani bir çeşit “genel vergi affı” kanunu çıkmış oldu. Yapılandırma kanunu 30 Haziran öncesi tüm vergi borç ve alacaklarını herkes için kapsıyordu. Ancak kanundan bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının eşit derecede yararlanması gerekirken, Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın talimatı doğrultusunda Vergi Daireleri Takip Servisi Şefleri’ne gelen emirle, “Cemaat soruşturmalarında adı geçenler ve Cemaatçi oldukları bilinenlere ‘borcu yoktur belgesi’ verilmemesi” kararı alındı.
Maliye Bakanlığı’nın vergi dairelerine gönderdiği talimata göre, 15 Temmuz öncesi ve sonrasında Cemaat ile ilişkili soruşturmalarda adı geçen kişiler ve yakınları bütün borçlarını ödeseler dahi, ‘borcu yoktur’ yazısı verilmeyecek, hacizlik durumda olanların hacizleri kaldırılmayacak.
‘Zenci’ muamelesinin itirafı
Avrupa ve Amerika’daki kölelik dönemlerinde, bütün halk için geçerli olan anayasa ve yasalar, ‘zenciler’ için uygulanmıyordu. AKP’li Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın verdiği son talimatla birlikte Türkiye, geçmiş yüzyıllardaki “kölelik” uygulamasına geri döndü.
Böylece ‘adil soruşturma’, ‘savunma hakkı’, ‘ifade özgürlüğü’ ve ‘mülkiyetin korunması’ gibi evrensel insan haklarından mahrum bırakılan Cemaat mensupları, vergi affı kapsamından da çıkarılarak ‘ikinci sınıf vatandaş’ olarak mimlenmiş oldu.
Hatırlarsanız hükümet, Ağustos ayında “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırmasına İlişkin Kanun” çıkarmıştı. Kanunla vergi ve vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları, taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı, gümrük vergileri, trafik, askerlik, nüfus, seçim, karayolu geçiş ücreti, RTÜK idari para cezaları, YURT-KUR öğrenim ve katkı kredisi alacakları, SGK ve belediyelerin alacakları yeniden yapılandırıldı.
‘Borcu yoktur belgesi’ verilmesin
Yani bir çeşit “genel vergi affı” kanunu çıkmış oldu. Yapılandırma kanunu 30 Haziran öncesi tüm vergi borç ve alacaklarını herkes için kapsıyordu. Ancak kanundan bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının eşit derecede yararlanması gerekirken, Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın talimatı doğrultusunda Vergi Daireleri Takip Servisi Şefleri’ne gelen emirle, “Cemaat soruşturmalarında adı geçenler ve Cemaatçi oldukları bilinenlere ‘borcu yoktur belgesi’ verilmemesi” kararı alındı.
Maliye Bakanlığı’nın vergi dairelerine gönderdiği talimata göre, 15 Temmuz öncesi ve sonrasında Cemaat ile ilişkili soruşturmalarda adı geçen kişiler ve yakınları bütün borçlarını ödeseler dahi, ‘borcu yoktur’ yazısı verilmeyecek, hacizlik durumda olanların hacizleri kaldırılmayacak.
‘Zenci’ muamelesinin itirafı
Avrupa ve Amerika’daki kölelik dönemlerinde, bütün halk için geçerli olan anayasa ve yasalar, ‘zenciler’ için uygulanmıyordu. AKP’li Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın verdiği son talimatla birlikte Türkiye, geçmiş yüzyıllardaki “kölelik” uygulamasına geri döndü.
Böylece ‘adil soruşturma’, ‘savunma hakkı’, ‘ifade özgürlüğü’ ve ‘mülkiyetin korunması’ gibi evrensel insan haklarından mahrum bırakılan Cemaat mensupları, vergi affı kapsamından da çıkarılarak ‘ikinci sınıf vatandaş’ olarak mimlenmiş oldu.