12 Eylül ve 90’lı yıllarda çok sayıda yargısız infaza neden olan “polisin cezaevinden adam alma yetkisi” geri döndü. Madde, Bakanlar Kurulu’nda imzaya açılan taslakta…
Polise ve jandarmaya, cezaevinde tutuklu bulunan kişileri alabilme yetkisi veren düzenleme Bakanlar Kurulu’nda imzaya açılan ve bu hafta TBMM’ye sevk edilmesi beklenen taslakta yeralıyor. Avrupa Birliği’ne uyum çerçevesinde, tutuklular sadece soruşturmayı yürüten savcılar tarafından sorgulanabilir hale getirilmişti.
Ancak yeni taslakla KHK’lar ile polise ve Cumhuriyet savcılarına verilen yetkileri bir adım öteye taşıyarak kalıcı hale getiriyor.
12 EYLÜL YENİDEN
Taslakta yeralan “Şüphelinin aynı olayla ilgili olarak yeniden ifadesinin alınması gerekmesi halinde bu işlem artık savcı değil, doğrudan kolluk tarafından yapılabilecek” maddesi, 12 Eylül dönemi ve 90’lı yıllardaki benzer düzenlemelerin aynısı.
Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecinde yürürlükten kaldırdığı düzenleme, çok sayıda yargısız infaza ve insan hakları ihlallerine neden olmuştu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde de mahkumiyetlere neden olan yetki çerçevesinde, 90’lı yıllarda sorgu için cezaevinden çıkartılıp “mayına basarak öldü” denilen çok sayıda tutuklu olmuştu.
KESİNTİSİZ İŞKENCE
Nezarethanelerdeki kötü koşullar ve işkence nedeniyle çok sayıda insan bir an önce tutuklanıp cezaevine gönderilmek için haklarında savcılık aşamasında yapılan suçlamalara itiraz dahi etmemişti. Ancak polise cezaevinden adam alma yetkisi verilmesiyle birlikte işkencenin yaygın biçimde tutukluluk sürecinde de devam etmesi bekleniyor.
Aynı taslakta; Örgüt faaliyeti iddiasıyla gözaltına alınanların tahliye taleplerini değerlendirmek için 3 gün olan üst sınırın 15 güne çıkartılması maddesi de bulunuyor.
Polise ve jandarmaya, cezaevinde tutuklu bulunan kişileri alabilme yetkisi veren düzenleme Bakanlar Kurulu’nda imzaya açılan ve bu hafta TBMM’ye sevk edilmesi beklenen taslakta yeralıyor. Avrupa Birliği’ne uyum çerçevesinde, tutuklular sadece soruşturmayı yürüten savcılar tarafından sorgulanabilir hale getirilmişti.
Ancak yeni taslakla KHK’lar ile polise ve Cumhuriyet savcılarına verilen yetkileri bir adım öteye taşıyarak kalıcı hale getiriyor.
12 EYLÜL YENİDEN
Taslakta yeralan “Şüphelinin aynı olayla ilgili olarak yeniden ifadesinin alınması gerekmesi halinde bu işlem artık savcı değil, doğrudan kolluk tarafından yapılabilecek” maddesi, 12 Eylül dönemi ve 90’lı yıllardaki benzer düzenlemelerin aynısı.
Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecinde yürürlükten kaldırdığı düzenleme, çok sayıda yargısız infaza ve insan hakları ihlallerine neden olmuştu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde de mahkumiyetlere neden olan yetki çerçevesinde, 90’lı yıllarda sorgu için cezaevinden çıkartılıp “mayına basarak öldü” denilen çok sayıda tutuklu olmuştu.
KESİNTİSİZ İŞKENCE
Nezarethanelerdeki kötü koşullar ve işkence nedeniyle çok sayıda insan bir an önce tutuklanıp cezaevine gönderilmek için haklarında savcılık aşamasında yapılan suçlamalara itiraz dahi etmemişti. Ancak polise cezaevinden adam alma yetkisi verilmesiyle birlikte işkencenin yaygın biçimde tutukluluk sürecinde de devam etmesi bekleniyor.
Aynı taslakta; Örgüt faaliyeti iddiasıyla gözaltına alınanların tahliye taleplerini değerlendirmek için 3 gün olan üst sınırın 15 güne çıkartılması maddesi de bulunuyor.
İKİNCİ İŞKENCE DALGASI
30 günlük gözaltı süresince işkenceden geçirilen ancak “hala konuşmadıkları” yönünde yandaş medyada haber çıkan çok sayıda, sivil, polis ve asker bu düzenlemeyle birlikte cezaevinden alınıp tekrar işkenceli sorgudan geçirilebilecek.
Bir süredir uyduruk Bylock tutanaklarıyla, cezaevindeki tutukluların çok rahat ettikleri propagandası yapılıyordu.