Bağdat: AKP Acılarımızın Üstünde Yükseldi, Şimdi Üstünde Tepiniyor

AKP’nin 2002’de bütün kimlikleri olduğu gibi kabul edeceğini vaat ederek geldiğini ancak kendi tarifini yaptığı ‘eski devlet’e dönüştüğünü söyledi. Bunu örneklerle anlatan Bağdat, yakın tarihin en ahlaksız politikasının ‘ AKP politikaları’ olduğunu belirtti. İsmail Saymaz ise Türkiyede cadı avına dönen soruştumalara dikkat çekerek, ”Darbe sonrasında cemaate yönelik son derece haksız bir cadı avı var. Bazı apartmanlarda fetocu istemiyoruz diye yazılara rastlıyoruz. Bazı bakkallar benim feto’cuya verecek ekmeğim yok diyor. Çoluk çocuğa maalesef eziyetler yapılıyor. İnsanlar hor görülüyor, dışlanıyor. Yani Adil Öksüz’ü yakalayamadı kaynanası ve baldızı yakalanıyor. Bunlar olacak ve kabul edilecek durumlar değil. Bu yapılanalar hukuksuzluktur.” dedi.
İşte iki gazetecinin panelde söylediklerinden satırbaşları:
HAYKO BAĞDAT: 15 TEMMUZ GECESİ KORUMA POLİSİM EVDEN ÇIKARMADI
Maalesef son 4,5 yıldır koruma polisi ile yaşamaktayım. Bunun sebebi de ölüm tehditleri aldığımdan dolayıdır. 15 Temmuz günü, koruma polisim beni arayıp evden dışarı çıkmamam gerektiğini, emniyetten gelen bilgiye binaen bana söyledi. Yakın tarihin en ahlaksız politikası AKP politikasıdır. En ahlaksızdır çünkü, şimdiye kadar başımıza gelen toplumsal felaketler, mesela Dersim katliamının torunlarına hep şu söylendi. ‘ Hak ettiniz oğlum siz ‘, bunu söyleyende CHP’li bir politikacı Onur Öymen söyledi. Aslında Ermeniler’e de aynı şey söylendi. Diğer taraftan Kürtlere de bunu söylediler. 1990’larda ki beyaz torosların yaptıkları ortada. Geçen hafta cumartesi annelerinin 601. haftasında idik. Aslında onlar çocuklarının kemiklerini arıyorlar. Orada bir kadın oğlumun katilini affedebilirim ama, kimi affedebileceğimizi gösterin. Sokakta yürürken ayaklarım ile toprağa basamıyorum altında kemik var diyorum diye feryat ettiler.
AKP KAPI KAPI YANIMIZA GELDİ AMA…
AKP’nin adını koyduğu ‘eski devlet’, hepimizin katili idi. Ama o dönem, ama bu dönem. Ama Kemalistlerin önde olduğu dönem, ama Adnan Menderesçilerin olduğu dönem. Bir ittifak var idi. Bazı konularda devlet hiçbir zaman ikiye bölünmezdi. Devlet söylemi hiçbir zaman soykırım konusunda yav bir dakika falan dememişti. Azınlık vakıf mallarının gasp edilmesi konusunda, hiç bir zaman bir şey dememişti. Yekpare kocaman bir devlet vardı karşımızda. Niye ben ahlaksız diyorum AK Parti politikalarına. Yani daha doğrusu en ahlaksızı diyorum. Yahu katilim, cinayetimde haklıyım diyen bir devletten, acılarımızın üzerine tepinmeye başlayan, başka bir siyasi hatta kavuştuk biz 2002 yılından sonra AK Parti iktidarı ile. Hatırlayın Erdoğan Berfo anne ile görüştü. ‘Çocuklarınınız katledenler işte bunlardı’ dedi. Dersim katliamından bahsetti. Dink cinayeti bize sıkılmış bir kurşun dedi. Gerçekten devlet refleks olarak, AK Partiyi sırtından atmak istiyor muydu? Vallahi atmak istiyordu. Kapatma davası ve 367 madde böyle bir şey idi. Danıştay saldırısı pek bir şey anlamadık ne oldu bitti. Fakat böyle bir şey idi. AKP hükümeti kapı kapı hepimizin yanına geldi. Biz Ermenilere şunları söyledi. Azınlık mallarını bunları çaldı. Biz bunları iade edeceğiz. Yasa tasarısı çıkartacağız dedi.Ve yasayı da çıkarttı. CHP bunu AYM’ye götürdü. O dönem gerçekten dönüp dolaşıp  AKP bunu şunu söyledi: Hep beraber  bu eski devlete karşı bir bakalım arkadaşlar. 1 Mayıs kutladı. Ve şu idi ahlaksızlıkları, bizim bu acılarımızın üzerinden yükseldiler. Bizim cesetlerimizin üzerinde tepindiler. Yani Dink cinayeti bize sıkılmış bir kuşun diye tarif ettiler. Sen Ergenekon’u tasfiye eder iken, aynı zamanda Ahmet Şık’tan darbeci çıkarttın. Sen cemaati tesviye etmek isterken, Hrant Dink cinayetinin mezarının tabutunun üstünde zıplamaya devam ediyorsun.
TÜRKİYE’DE İYİYE GİDİLECEĞİNE DAİR HİÇ BİR EMARE YOK
Bu açıdan AKP sen en ahlaksızısın. İktidarını AKP perçinleştirdikten hemen sonra doğuda 10 tane ilçeyi  dümdüz edip Suriye’ye çeviren bir iktidarsın sen. Lice, Nusaybin ve Sur artık yok. Buralara tamamen Suriye görüntüsündedir. İktidarını perçinleştirmek uğuruna, her kesimi ezen katliamlarını yapan bu iktidardır. Cumhuriyet tarihi boyunca kötü denilen ne var ise yapmış bir siyasi iktidar ile karşı karşıyayız. Türkiye’de bundan sonra maalesef her şey olur. Kendi ülkesinde ki muhalifleri tamamen gözden çıkarmış bir iktidar var Türkiye’de. Bu gün Türkiye 15 Temmuz darbesi sonrasında Recep Tayyip Erdoğan ve ailesini güvence alacağı bir sisteme doğru gidiyoruz. Ve bu sistem içerisinde göze alınmıştır katliamlar. Bunların hepsi ceptedir. Size maalesef hiç bir iyi bir şey söyleyemeyeceğim. Bu dönemler zor dönemler. Bu gün ki dönemler kırmız alarm dönemleridir. Bundan sonra gidişin bundan sonra daha iyiye gideceğine dair hiç bir emare yok. Vallahi de billahi de durum budur.”
hayko2
İSMAİL SAYMAZ: KENDİSİ YERİNE YAKININI TUTUKLAMAK HUKUKSUZLUKTUR
Gazeteci İsmail Saymaz ise darbe sonrasında cemaate yönelik son derece haksız bir cadı avı uygulandığını belirterek şunları söyledi: “Bazı apartmanlarda fetocu istemiyoruz diye yazılara rastlıyoruz. Bazı bakkallar benim fetocuya verecek ekmeğim yok diyor. Çoluk çocuğa maalesef eziyetler yapılıyor. İnsanlar hor görülüyor, dışlanıyor. Yani Adil Öksüz’ü yakalayamadı kaynanası ve baldızı yakalanıyor. Bunlar olacak ve kabul edilecek durumlar değil. Bu yapılanalar hukuksuzluktur. Bu trajikomik bir durum. Cemaatin Aktif -Sen diye bir sendikası var. Ona üye olanlar bu gün işinden atılıyor ve hapse atılıyor. devlet izin vererek banka kurulmuş. Oraya para yatıranlar veya kredi çekenler tutuklanıyor. Bir tane memuru Bank Asya’dan  1.000 dolar kredi aldı diye hapse at. Nagehan Alçı ve Rasim Ozan Kütahyalı Bank Asya’dan 3,5 milyon euro para çekiyorlar uçaklar ile gezdiriliyorlar.  Bu adalet mi bu olmaz. Darbede yer alanlar cezalandırılsın, ama insanlar şu fetocu bu fetocu diye fişlenmesin.Adaletli olmak lazım. Burada maalesef böyle bir durum yok.”
hayko3