Hizmet Neden Dağılmadı?.. İçeriden Bir Bakış

YAŞAR YEŞİLYURT
Başlığa bakıp, “Dağılması için başka ne olması lazım ki?” diyenler olacağını tahmin ediyorum. Bu düşünceyi anlayışla karşılamakla birlikte paylaşmadığımı da ifade etmek isterim, bir kaç nedenden dolayı.
Evvela, Türkiye dışında iki yüze yakın ülkede irili ufaklı faaliyet yürüten Hizmet Hareketi, Türkiye’nin tehditler savurarak etkin olabildiği bir kaç ülke hariç, her yerde büyüyerek yoluna devam ediyor. Faaliyetleri anlamında çok ciddi yara aldığı tek ülke  Türkiye aslında.
Dolayısıyla Hizmet’e dünya çapında bir hareket olarak baktığımızda bir kaç ülke dışında bir dağılma zaten söz konusu değil. Aksine Hizmet dünyanın bir çok ülkesinde, özellikle de Batı ülkelerinde ilk defa toplumun bütünün varlığından haberdar olduğu bir harekete dönüştü, ismen bilinme oranı onlarca kat arttı.
Türkiye’deki duruma bakacak olursak, kurumsal anlamda Hizmet tamamen dağılmış oldu. On milyarlarca dolar değerindeki binlerce kuruma el konulmuş, on binlerce insan hapse atılmış, Hizmet kelimesi en büyük suça dönüştürülmüş durumda şu anda.
Çok naif bulanlar olabilir ama bu kadar olumsuz tabloya rağmen bana göre ‘dağılma’nın ölçüsü bu değil. Evet bana göre dağılmanın ölçüsü Hizmetin bütün kurumlarının elinden alınmış olması değil!
Kanımca ‘dağılma’nın tek ölçüsü Hizmet’e olan inancın bitmesidir, başka hiç bir şey değil. Buradan bakınca Türkiye’de bile ‘dağılma’ söz konusu değil aslında çünkü Türkiye yarın Almanya gibi normal bir hukuk devletine dönüşse, Hizmet gönüllüleri çok daha büyük bir aşkla-şevkle hizmetlerine kaldıkları yerden devam ederler, hem de eski hatalarından arınmış, kendilerini geliştirmiş olarak.
Peki bunca baskıya, propagandaya, zulüme, işkenceye rağmen insanların Hizmet’e olan  inançlarını devam ettiren yani dağılmamalarını sağlayan sebepler nelerdir?
Birincisi, Hocaefendi’nin şahsına duyulan güvendir. Elli yıldır vaazları, yazdıkları, konuşmaları, dünya medyasında çıkan röportajları ve hepsinden çok çok daha önemlisi sevenlerinin gözü önünde geçen, ahlak, ibadet ve idealle örgülenmiş, son derece duru ve şeffaf şahsi hayatı, takipçilerinde kendisine karşı fevkalade bir bağlılık hissi oluşturmaktadır. Aleyhte yapılan olağanüstü propagandaya rağmen Hizmet’in içerisinde neredeyse hiç kimse, Hocaefendi’nin bir kötülüğün içerisinde olabileceğine dair bir şüpheye kapılmamıştır.
Genelde liderler etrafındakilere menfaat temin ederek bağlılık oluştururlarken tam aksine Hocaefendi şahsi menfaatleri terk etmeye çağırarak bunu temin edebiliyor.
İkinci mühim sebep, Hizmet içerisinde yetişen insanların önemli bir kısmının ahlaki seviyesinin yüksekliğidir. Yaşanan büyük hercümercin içerisinde Hizmet’teki insanlar elbette kendilerine şu soruyu soruyorlar: Gerçekten Hizmet, kendisine atfedilen bu büyük kötülüklere –ben farkına varmadan- bulaştı mı?
Bugünlerde bu soruyu kendine sormayan tek kişinin bile olduğunu düşünmüyorum Hizmette!
Bırakın Hizmet’tekileri, sokaklarda Hizmet’e her türlü hakaretleri ederek slogan atanlara bile “Onca yıldır Hizmet’ten yüzlerce insan tanıdınız, bir tane teröriste benzer birisini  gördünüz mü?” diye sorsanız, gösterebilecekleri tek kişi çıkmaz! Aksine, çok iyi insan diyebilecekleri bir çok kişi çıkar.
İşte Hizmet’tekileri Hizmet’e bağlayan, eksikli-kusurlu da olsa Hizmet’te hain, terörist diyebilecekleri kimsenin olmadığına olan kati kanaatleridir. Hizmet’teki tanıdıklarının çoğunun, ortalamanın çok üstünde eğitimli ve ahlaklı insanlar olduğunu görmenin verdiği gönül rahatlığıdır.
Üçüncü sebep, Hizmet’in 50 yıldır hayata geçirdiği projelerin hep makul ve hayırlı projeler olmasıdır. Yarım asırdır hep doğru işler yapan bir hareketin birden bire dünyanın en şerli topluluğuna dönüşmesi, elli yıldır sinek bile öldürmeyenlerin katliam yapmaya kalkışması, hiç akla ve vicdana uymamaktadır.
Bir diğer önemli sebep de, yıllar içerisinde Hocaefendi’nin zorluklarla mücadeleye hazır, fedakar ruhlu idealist insanlar yetiştirmiş olmasıdır. Onların idealist dünyasında zorluklar, önünde diz çökülecek şeyler değil, imtihanlarla dolu hayatın olmazsa olmazıdır, iyilikler yolunun ayrılmaz parçasıdır.