ARİF EROĞLU
Gazetecilik saikiyle, Lumina okullarından zorla aldırdıkları öğrencileri yönlendirdikleri okullardan birine gittim. Karşıma çıkan kişinin hakkını yememek lazım; çok iyi bir pazarlamacı. ‘’Kontratım şu, yüzde 35 de siz indirim yaptınız, aradaki fark ne olacak?’’ diye sordum. Adamcağız başta söylemek istemese de biraz zorlayınca döküldü. Büyükelçilikle yaptıkları anlaşmayı çıkardı koydu ortaya. Burada gazetecilik dürtülerimi bastırarak anlaşmayı hukuki sürecin başladığı günlere saklıyorum, ilk okuyanlar mahkeme heyeti olsun. Bu şahısla ve ardından öğrendiklerim çerçevesinde gittiğim, Sayın Ticaret Müşaviri kontrolündeki dernek mensubu bazı arkadaşlarımdan aldığım evlere şenlik bilgileri bir sonraki yazımda yazacağım. Belgeleri ise, ilerde mahkemelere teslim edeceğim. Yaptıklarınızdan dolayı Allah’tan korkar mısınız, utanır mısınız bilemem ama hukuku takmadığınız, insan haklarını hiçe saydığınız aşikar. Her geçen gün seviyenizi biraz daha düşürüp kendi rekorunuzu aşmanız insanlık adına biraz daha utandırıyor bizi.
Devlet adamı vasfı taşıdığı varsayılan kişiler mafyatik yöntemler kullanıp insanları tehdit ve şantajla bir takım işler yapmaya zorluyorsa, devlet otoritesi zıvanadan çıkmış demektir. Devlet, kanunlar çerçevesinde hareket eder ve hukukun dışına çıkamaz. Birkaç müptezelin masum insanları suçlu ilan ederek yaptıkları linç kampanyası bir gün bu çirkefliğe bulaşan herkese dönecektir. Eğer siz inisiyatifi, kin ve nefretle söylenmiş iki dudak arasından çıkan ifadeleri, mahkeme kararı gibi değerlendirirseniz, kantarın topuzunu kaçırırsanız, bu kantar yarın sizi de tartar..
Hukukun rafa kalktığı ortamda iftiranın, ispiyonculuğun, hırsızlığın, insanların malına konmanın, hakaretin, küfrün, tehdit ve şantajla insanlara ayar vermenin vatanseverlik kabul edilmesi çok normal olsa gerek.
Şu Hizmet Hareketi’nin gerçekten bir terör örgütü olduğuna inansalar, insanların köşe bucak kaçması lazım değil mi? Bir terörist ne yapmaz ki; madem gözünü kırpmadan insan katlediyor, madem bunca faili meçhulün faili deniyor, madem koskoca orduyla Türkiye gibi bir ülkede darbeye kalkışmış bu yapıyı ihbar ederken, tehdit ederken bu kadar gizli bir örgütten korkmaları gerekmiyor mu?
Eğer kimse korkmadan bunları yapıyorsa bunun tek bir cevabı var: Hizmet Hareketi’nin terör örgütü olduğuna, bu çakma vatanseverlerin hiçbiri inanmıyor. T.C. hükümetinin belediyelere kayyım atamak için çıkarmak istediği kanun, PKK’nın ‘kayyımları yaşatmayız’ tehdidi sonucu geri çekildi. Hizmet insanlarının kimsenin kılına zarar vermeyeceğini bilen korkak müfteriler, gerçek bir terör örgütü önünde böyle iki paralık olurlar. Hizmete gönül vermiş entellektüel birikime sahip, medeni, aklı başında insanlarla uğraşmaya bu mafya görüntülü zavallıların seviyesi yetmez maalesef.
Hukuk ve kanun karşısında başlarına geleceklerden habersiz rüzgara kapılıp giden bu güruhu yakın gelecekte büyük sürprizlerin beklediğini söyleyebilirim. Geçtiğimiz gün Türkiye’ye güvenlik toplantısı için giden Romanya Dışişleri Bakanı Sayın Comanescu’ya sözüm ona ‘FETÖ’yle mücadele konusunda ülkesinde alınan tedbirlerin sorulması üzerine, “Biz böyle bir fenomenle karşılaşmadık. Romanya’da bu çeşit insanlar ve örgütler tarafından desteklenen okullar olduğuna dair haberler çıkmış olabilir ama ben sizi temin ederim ki ülkemde kanunlarla uyumlu hareket etmeyen bir okul yoktur. Eğer bir okulda şüpheye yol açabilecek bir yaklaşım olursa uygun tedbirler alınacaktır.” şeklinde cevap verdi.
Bu nezih eğitim kurumlarının en küçük terör bağlantısını, darbeyle minicik bir irtibatını bilsem bir kanıt bulsam, sizin gibi seviyesizlere fırsat bırakmadan kendim bunu Romanya devletinin adaletine teslim ederim. Size tavsiyem devleti daha fazla küçük duruma düşürmeden, buradaki işadamlarının Romanya devleti nezdinde geleceğini sıkıntıya sokmadan girdiğiniz bu yanlış yoldan dönün. Siz ceketinizi alıp gidersiniz, ama burada yaşamak zorunda olan insanlar, sizin bıraktığınız enkazın altında ezilir kalır.