ARİF EROĞLU
T.C. Bükreş Büyükelçiliğine tek tek çağrılan işadamlarına tehdit ve şantajın her türlüsü kullanılarak çocuklarını Lumina okullarından alması isteniyor. ‘Pasaportlarınızı iptal ederiz’den tutun da ‘yardım ve yataklıktan yakalatırız’a varıncaya kadar.. İşte diktatörlük rejimi de zaten böyle bir şey.
Kanun devleti gider yerine korku imparatorluğu kurulur. Bir iş adamı ne yapacağını şaşırmış şekilde ağlayarak anlattı; çocuk ayrılmak istemiyor, annesi almak istemiyor ama diğer tarafta tehdit var. Devlet’imizi bu kadar pespaye hale getiren zavallı zihniyete yazıklar olsun. Bu hukuk tanımaz zihniyetin devleti nasıl yönettiğini görmek isteyenler şu dar alanda yapılanlara bakabilir.
Fakat gelin görün ki; bu tip zihniyetin ilk harcadığı şahıslar sadık savunucuları olmuştur. Gazeteci urbası altında tetikçilik yapan, aldığı zarfa haber yapan bir zavallı var. Ama ben insandır nazarıyla bakıyorum. Attıkları iftiraları okul idarecilerine sordum, şaşırdılar öğrencisini almaya gelen insan sayısı şu an için bir elin parmaklarını geçmiyor ama arkadaşların beklentisi oldukça yüksek, bu kadar tehdide insanlar dayanamaz diyorlar. Fakat kontenjanlar dolu olduğu için şu ana kadar çıkanların yerine yedekte bekleyenleri almışlar. Öğrencilerinin ayrılacak olmasına üzülüyorlar ne de olsa onlar bir öğretmen. Ağızlarından sitem dolu dökülen kelimeler ise çok manidar. ‘Biz bu insanlara ne yaptık, 22 yıldır ne kötülüğümüzü gördüler bugüne kadar hangi çocuğa ülkemize düşmanlık yapmasını anlatmışız ki terörist olarak yaftalandık?..’
İstanbul’da gözaltına alındıktan sonra 13 gün işkence yapılarak katledilen Gökhan öğretmen ve Antalya’da bağırsakları parçalanan Eyüp öğretmenin durumu geldiğimiz noktayı çok açık gösteriyor. Aynı zihniyetin temsilcilerini Bükreş’te görmek insanı çok üzüyor gerçekten.
Mafya bozuntusu diplomatlar, medeniyet fukarası yığınlar, fikir yobazı gazeteciler ve daha neler neler..
Temel’le İdris sinemaya gider filmde beyaz atla, siyah at yarışa girince Temel siyah atın kazanacağına bahse girer, fakat beyaz at kazanır. Temel dün bu filmi seyretmiştim deyince İdris niye siyah ata oynadın o halde diye sorar Temel’in cevap net; ‘sürprize oynadım’.
Güzel günlerin geleceğine dair ümidi hiç kaybetmemek lazım. Bu zalimlerin eline yaptıkları naylon darbe ile yüzlerce insanın kanı bulaştığı gibi ardından da bu masum öğretmenlerin kanı bulaştı.
Dünya ne Firavun’lara kalmış ne Hitler’e hepsi döktükleri kanda boğulup gitmişler. Dünya bu filmi daha önce seyretti, sürprize oynamaya gerek yok.
Mevla görelim neyler neylerse güzel eyler..
