ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, günlük basın toplantısında, Türkiye’de bu hafta kapatılan, aralarında yarinabakis.com’un da olduğu altı haber sitesi ve kapatılacağı iddia edilen haber siteleri ile ilgili kendisine yöneltilen soruyu cevapladı.
Kirby şunları söyledi;
‘’Bu haberleri gördük. Daha önce de söylediğimiz gibi bilgiye ulaşım demokratik toplumun temel bir unsurudur. İfade özgürlüğü, basın özgürlüğü ve bilgiye ulaşım özgürlüğü medya kurumları ve kişiler içindir ve bu prensipler Türk anayasasında korunmaktadır. Biz, Türkiye’nin dostu ve müttefiği olarak bu ilkelere saygı duyulduğunu görmek isteriz”
Sözcü Kirby’nin bu sözleri üzerine bir gazeteci, ‘ifade özgürlüğüne yönelik soruların kendisine birçok kez yöneltildiğini ancak Türkiye’deki gidişatın kötüleşmesine rağmen kendisinin hep aynı kelime ve cümlelerle yanıt verdiğini, Amerikan tarafının tutumunda bir değişiklik olmadığını hatırlattı.
Sözcünün papaz çıraklığı döneminden bir hatıra
Bu eleştiriye Kirby, çocukken Kilise’de Papaza yardım ettiği zamanlardaki bir hatırasını anlatarak cevap verdi. Hikayede, papazın haftalık hutbesini yazdığını ve aynı şeyi her pazar günü söylediği için bunun pek de etki yapmadığını düşündüğünü, buna karşılık bir Pazar günü hutbenin kenarına ‘buraya gelince bağır’ yazarak, aynı şeyleri bu kez bağırarak söyleyerek farklılık meydana getirmeye çalıştığını söyledi.
Sözcü: Yumruğumu masaya vursam değişecek mi?
Buradan hareketle Kirby, ifade ve basın özgürlüğüne yönelik soru sorulduğunda aynı sözleri kullanmasının eleştirilmesine karşı çıktı ve şunları söyledi: ‘’Farklı birşey söylemiyorum çünkü inancımız değişmiyor. Burada kalkıp, yumruğumu masaya vursam, terleyip, köpürsem bu durumu daha iyi hale getirecek mi? Biz ifade özgürlüğüne, basın özgürlüğüne inanıyoruz. Sadece kendi evimizde değil, demokratik prensiplere inandığını söyleyen ve o prensipleri anayasasında koruyan her ülkenin de aynı şekilde hissetmesi gerektiğini düşünürüz. Bunu söylemekten sıkılmayacağız ama bağırmak, çağırmak veya senin istediğin gibi farklı fiil ve isimleri kullanmak bizim endişelerimizin aynı kaldığını ve bu konuşmaları Türk yetkililerle maalesef yapmamız gerektiği gerçeğini değiştirmeyecek.’’
ABD: Şimdiye kadar mantıklı liderlik kararları alınmadı
Kirby verdiği uzun cevabına şöyle devam etti:
‘’Size söylediğimizin aynısını onlara (Türk yetkililere) da söylüyoruz. Bunu Türkiye’nin dostu ve müttefiği olarak, bu endişe veren ve sizin dediğiniz şekilde kesinlikle yanlış doğrultuda giden çizginin geriye çevrilebileceğini, bunu dostluk ruhuyla ve umut ruhuyla yapıyoruz. Bu geriye çevrilebilir. İyi, sağlam ve mantıklı liderlik kararları ile bu çok kolayca değişebilir. Bu liderlik kararları şimdiye kadar yapılmadı. Doğrusunu söylemek gerekirse bunun tersi yapıldı. Garanti ederim ki haftaya, bir sonraki hafta eğer işlerin yanlış yolda gittiğinin devamını görürsek benim tamamen aynı şeyleri söylediğimi duyacaksınız çünkü bunun bizim söylediğimizden daha iyi bir söyleniş yolu yok.’’
ABD: Türkiye yardım teklifimizi kabul etmedi
Kirby, İstanbul Atatürk havaalanı saldırısının faillerinin kimlikleri ile ilgili soruya bu konularda ek bilgilerinin olmadığı şeklinde cevap vererek yanıtladı. ABD’nin soruşturma için yardım teklifi yaptığını ancak Türkiye’nin bu yardım tekliflerini kabul ettiğinden haberi olmadığını söyledi. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Türkiye’de yapılan soruşturmanın ayrıntılarından haberinin olmadığını da belirten Kirby, çoğu zaman ABD’nin Türkiye’deki bulguları Türk medyasından öğrendiğini söyledi.
ABD: Danıştay ve Yargıtay Yasasından derin endişe duyuyoruz
Türkiye’deki Danıştay ve Yargıtay mahkemelerin yapısının değiştiren kanun değişikliği ile ilgili başka bir soruya karşılık ise Kirby şunları söyledi: ‘’Parlamentonun dün geçirdiği ve iki yüksek mahkemenin yapısını değiştirecek yasasının şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a imzalaması için verildiğini biliyoruz. ABD bu yasanın Türk yargısının bağımsızlığını erozyona uğratma ve siyasi baskıya açma potansiyelini artıracağı hakkında derinden endişelenmektedir. Biz Türk anayasasında sağlandığı gibi bağımsız yargının hukukun üstünlüğü, şeffaf ve adil bir iş ortamını desteklemek için temel önemde olduğunu ve sağlıklı bir demokrasi için kilit olduğuna inanıyoruz. NATO müttefiği ve bir dost olarak Türk yargısal reformlarını yakından takip ederek bunun paylaştığımız demokratik değerlere nasıl uygun olduğunu anlamaya çalışıyoruz.’’
KAYNAK: İLHAN TANIR / HABERDAR