Kur’an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde inananların vasıflarına baktığımızda genel olarak şunları görürüz:
İbadetlerini coşkuyla yapar
“ah keşke daha çok namaz kılsam, ah keşke nisaba bâliğ malım olsa da zekât versem” sözleri, gerçek müminin arzularıdır. Mümin tam bir mütevazı kuldur. Sabır ve şükür; hayatın gülen, güldüren ve ağlatan yüzü karşısında müminin iki tavrının adıdır.
Güven Doludur
Bütün insanlar kendilerini onun karşısında güvende hissederler. Muameleleri, şeytanın fesat karıştırmalarına karşı kapalı olacak şekilde sağlam, aldanmayacak kadar da müsamahalıdır.
Allah’ı hatırlatır
Baktığınızda yüzüne Allah’ı hatırlatacak kadar bir derinlik, oturup yanına dinlediğinizde de sizi irşat edecek kadar bir ilmî ve hâlî derinliği vardır.
Faydalı insandır
Etrafına hep faydalıdır. Tam bir muhasebe ve murakabe insanıdır. Kendisinin savcısı, başkasının ise avukatıdır.
Saygılı ve iffetlidir
İffetine düşkündür. Tam bir saygı âbidesidir. Geçimlidir, herkes onunla beraber olmayı başkalarına tercih eder.
Çok iyi inanmıştır
Mümin, Allah’a çok iyi inanmıştır, o kadar ki, yaptığı ibadetleriyle gözünün önünde bir cennetin inşa edildiğini görüyor gibidir.
Az yer, az uyur
Az yer, az içer, az uyur ve Allah’ın kâinattaki icraatları karşısında hep hayret ufkundadır.
Derde ve sevince ortaktır
Diğerkâmdır, Müslüman kardeşlerinin derdine ve sevincine ortaktır. Tevbe en büyük şiarıdır.
Dua gücüdür
Dua ise keşfettiği en büyük silahı. Şeytanını yorar, nefsin istekleri karşısında hep cimridir. İşlediği günah onu iki büklüm eder, işlediği bir hayır ise perişan.
Aklını kullanır
Akıllıdır, aklını hep kullanır ve devamlı tefekkür eder.
Ağzı bozuk değildir
Konuştuğu dili iyi kullanır, ağzı bozuk, lanet okuyan bir tip değildir. “Müspet hareket” insanıdır.