İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Can Erzincan TV’nin Türksat ve Kablolu TV’den çıkarılması için talepte bulundu. Savcı Hasan Yılmaz tarafından ilgili kurumlara gönderilen yazıda kayyımın işsiz bıraktığı gazetecilerin bir kısmının Can Erzincan TV’de işe başlaması suç unsuru olarak gösterildi.
Can Erzincan‘a yönelik hukuksuz karartma girişimi büyük tepki çekti. Hukukçular, savcının böyle bir talepte bulunamayacağını belirtti. Siyasiler, karartma girişimini basın ve ifade özgürlüğüne yönelik ağır bir darbe olarak niteledi. 12 Eylül gibi darbe dönemlerinde bile bu denli ileri gidilmediğinin altı çizildi.
Türkiye’nin özgür medyası susturulmak isteniyor
Can Erzincan TV Yönetim Kurulu Başkanı Recep Aktaş medyaya yönelik hukuksuz yaptırımların fitilinin BUGÜN TV’ye yapılan müdahalede ateşlendiğini belirtti. O gün vatandaşların bu hukuksuzluğa tepki göstermemesinin acılarının bugün yaşandığını belirten Aktaş, “Gereken tepki verilmediği için dün zulme maruz kalan gazeteciler bugün yine aynı muameleye maruz kalıyor. Aksi taktirde bugün bu kanunsuzluklar tekrar etmezdi. Maalesef Türkiye orada büyük kayıp yaşadı” dedi.
BUGÜN TV’Yİ GÖZYAŞLARIYLA İZLEDİM
Kayyım tarafından iş yerleri gasbedildikten sonra işten çıkarılan mağdur gazetecilere kapılarını açan Aktaş, “BUGÜN TV’ye müdahale edildiği zaman ekranlarda gözyaşlarıyla izledim. Sabah erkenden kanala gelip altyazı geçtim televizyonumda, ‘Kanalın kapısı açıktır’ dedim. Ben sandım ki herkes bu sahiplenmeyi yapacak, bir de baktım benden başka kimse o gazetecileri davet etmemiş. Bugün de Türkiye‘nin son özgür medyası susturulmak isteniyor. Hiç düşünmezler burada çalışan insanların durumu ne olacak diye. Buradan evine ekmek götürenler ne yapacak? Günah değil mi kardeşim, ramazan günü bu insanlar hala maaşlarını alamamışlarken, işlerini düşünmek zorunda kaldılar” ifadelerini kullandı.
ERZİNCANLI BAŞBAKAN, ERZİNCAN’IN KANALI KAPANIYOR
Hukuksuzluğa imza atanların hesap vereceğini belirten Aktaş, “Birilerinin keyfi için kanalımızı hukuksuz ve kanunsuz bir şekilde kapatmaya çalışıyorlar. Bunu millete havale ediyorum. Bu hukuksuzluğa imza atacaklara da sesleniyorum, sizi kimse kurtaramaz. Bu hukuksuzluğa alet olanlar hukuk karşısında hesap verecektir. Can Erzincan TV kapatılırsa Erzincanlı Başbakan ve Erzincanlı Türksat Yönetim Kurulu Başkanı eliyle olacak. Ulusal kanallar içinde en çok izlenenler arasına giren Erzincan‘ın kanalı Can Erzincan yine Erzincanlılar döneminde karartılmış olacak. Erzincan doğumlu Başbakan Binali Yıldırım ile Erzincan doğumlu Türksat Yönetim Kurulu Başkanı Vecdi Gönül, memleketlerinin televizyonunu kapatarak tarihin kara sayfalarına geçmiş olacak” değerlendirmesinde bulundu.
Darbe dönemlerine rahmet okutuyorlar
Adalet eski Bakanı Hikmet Sami Türk: Sudan gerekçelerle basını baskı altına almaya yönelik kararlar alıyorlar. Bu aslında siyasi iktidarın baskısı sonucunda alınan bir karardır. Gösterilen gerekçeler inandırıcı değil. Burada Can Erzincan TV, yaptığı yayınlarla birçok kanalda susturulan, kısılan muhalefeti dile getiren bir kanal. Gerçek neden bu. Bunu da susturmak istiyorlar.
Bu aslında basın özgürlüğünü çiğneyen bir tutum. Basın özgürlüğü olmayan, gazetelerin, radyo ve televizyon kanallarının özgürce yayın yapamadığı, yayın yapmalarının engellendiği bir ortamda demokrasiden söz edilemez.
‘YA BORAZAN OL YA DA SUS’ DİYORLAR
Can Erzincan TV, ‘muhalefetin sesini yayıyor’ diye izlenemez hale getiriyorlar. Bu basın özgürlüğüne bir darbedir. İktidarın bütün basını kontrolü altına almak, ya kendi çizgisinde yayın yapmalarını sağlamak ya da susturmak. Ya iktidarın borazanı olacaksınız; yahut da susturulacaksınız.
Bu yapılanın anayasal suç olduğu kesin. Böyle bir şey demokratik rejime aykırı. Anayasa‘da ‘basın hürdür’ maddesi var. Yayın hakları, basın araçlarının korunması hakkı var. Bütün bunlar hep basın özgürlüğünü güvence altına almak için konmuş olan maddeler.
12 EYLÜL DÖNEMİNDE BİLE OLMADI
Darbe dönemlerinde, 12 Eylül‘de bile böyle şeyler olmadı. Son zamanlarda ilginç olan bir şey var. Birçok kimse hatta o dönemlerde yargılanmış olan kimseler dahi darbe dönemlerinde böyle bir şey olmadı diyecek hale geldiler. Şimdi yapılanlarla darbe dönemlerine rahmet okutuyorlar.
Eşimin bilgisayarını bile kanala getirdim
Özgür Düşünce Gazatesi Yazarı Tarık Toros: CanErzincan TV’de terör şüphesi olarak kapatılan diğer kanallardaki aletlerin getirildiğini iddia ediyorlar. Bunu söylemek uygun değil ama söylemenin zamanı.
herkes fedakarca çalıştı
Kanala ilk geldiğimizde ben eşimin iki laptopunu götürdüm. Yoklukta ilk yayınları bunlarla yaptık. O dönem televizyonda görünen laptoplar eşimin laptoplarıydı. Bütün arkadaşlar fedakarca çalıştı, o dönemde.
Şimdi bu iftiralarla burayı susturmak istiyorlar. Ben bu mübarek Ramazan ayında yurdun dört bir yanında zulmeden insanların ahiret inancı taşıdıklarına inanmıyorum.
Sesimizi burada da kesebilirler. Belki bu sözler buradaki son sözlerimiz olabilir, ama unutmasınlar söyleyecek sözümüz bitmedi, bitmeyecek.
Bu bir idam kararıdır
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal: Bugün TV ve Kanaltürk‘te çalışan gazetecilerin Can Erzincan TV’de çalışmasını kapatma gerekçesi yapmak akla mantığa aykırı. O zaman Refah Partisi kapatıldığı zaman o dönemki milletvekilleri var şimdi AKP‘de milletvekilliği yapıyorlar. O zaman AKP‘nin de kapatılması lazım.
HABER ALMA ÖZGÜRLÜĞÜNE DARBE
Soruşturmalar gizli deniyor ama bu haberin yandaş gazetelere verilmesi suç. Anayasa ‘Basın sansür edilemez’ diyor. Bu savcının bu talimatı Anayasa‘nın 25. 26. 28 ve 30. maddesine aykırı düzenleme.
Türksat’tan indirilmesi ve yayına son verilmesi talebi bu bir idam kararıdır. Siyasi kararla hukuki sebepler olmaksızın suni gerekçeler yaratarak televizyon kapatılıyor. Amaç muhalif sesleri susturmak. Bu bir darbedir. Demokratik olmayan toplumlar her şeyin karanlıkta kalmasını ister. Şeffaf olmayan ihalelerin vatandaştan gizlenmesi için şimdi Can Erzincan TV kapatılmak isteniyor.
Basın özgürlüğü yok edilmek isteniyor
Tayfun Talipoğlu: Benim görüşlerimi herkes biliyor. Ama ben gerek Bugün TV‘de gerekse de Can Erzincan TV’de ekrana çıktığım zaman düşüncelerimi özgürce dile getirdim. Kimse bana ‘Bunu neden söylüyorsun’ demedi. Bugün basın özgürlüğü yok edilmek isteniyor. Buna karşı herkes elinden geleni yapmalı.
İKTİDAR KENDİ EVLATLARINI YİYECEK
Siyasi düşüncelerimiz farklı olabilir, dünya görüşümüz farklı olabilir ama hepimiz basın özgürlüğüne sahip çıkmak zorundayız. Toplum korkuyor, herkes aman bana bir şey olmasın derdinde. Herkes birbirine hain gözüyle bakıyor. Recep Tayyip Erdoğan‘ın başarısıdır ülkeyi bu kadar bölmek. Bu iktidar gücü kendi evlatlarını da yiyecek. Ama herşeye rağmen artık teknoloji çağındayız 25 sene önceki Türkiye yok, görüşlerinizi internet üzerinden, bir şekilde yaya biliyorsunuz. Bu yapılanlarla düşünceler susturulamaz sadece Türkiye‘nin itibarı zedelenir, geriye utanç vesikası kalır.
Haber alma hakkına keyfi engel
Eski Gazeteci HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen: Bugüne kadar sürecin geliş biçimi tümüyle keyfi ve muhalif medyaya tahammülsüzlük üzerine kuruludur. Herkesin hakkı olan yayın kuruluşu kurma ve bunların çalışmalarını yürütme toplumun bilgiye ulaşımına katkı sunma hakkı fiili olarak engellenmektedir. Bulunan çözüm yollarını da engellemeye yönelik girişimler her türlü farklı yaklaşıma karşı tahammülsüzlüğün düzeyini ortaya koymaktadır. Türkiye basın özgürlüğünde 150 ülke içerisinde sondan 5. sıraya indi. Bu tabloya neden olan uygulamalardan derhal vazgeçilmelidir.
Bir tek kanalla başa çıkamadılar
CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel: Havuzun öylesine çok kanalı varki, birkaç kanalla başa çıkamıyorlarsa devletin baskıcı ve ceburrut yönünü gösterip kanalları susturmak istiyorlarsa sorun onların sorunudur. Özgür hiçbir düşünceye tahammülleri olmayan ve gerçekleri dile getiren herkese saldıran bu yapının yüzü her geçen gün ortaya çıkıyor. Telaşın baskını ve sindirmenin sonuç almayacağını bilmelerini isterim.
BU CILIZ SESE BİLE TAHAMMÜL YOK
Gazeteci Nazlı Ilıcak: Memleketin geldiği bu duruma üzlüyorum. Hitleri kimse hatırlamıyor, Yassıada mahkeme reisi Salim Başol’u kimse iyi hatırlamıyor, ama Menderes hayırla hatırlanıyor. Çalıştığımız kanalı terör örgütü propagandası yapmakla suçluyorlar. Hangi terör örgütü, ne tür terör faaliyetinde bulunmuş bu örgüt cevap yok. Hiç kimse hukuksuzluğa maruz kalanların sesi olmuyor, bir tek bu mecralar kaldı haklıların sesini duyurabilecek, bu cılız sesten bile rahatsız oluyorlar. AB terör sınırlarını çiz diyor. Çünkü sen önüne geleni terörist ilan ediyorsun. Ama halkı kandırıyorlar. Onlara bidon kafa muamelesi yapıyorlar. Avrupa PKK‘yı, DHKPC’yi IŞİD‘i terör örgütü olarak tanıyor. Ev hanımının bile terörist ilan edilmesine bir sınır istiyor Avrupa.
SAVCILIK KARAR VEREMEZ
RTÜK eski üyesi Ali Öztunç: Ben RTÜK üyesiyken de Radyo Televizyon Üst Kurulu’na Samanyolu, Samanyolu Haber, Kanaltürk, Bugün televizyonlarıyla ile ilgili de yazılar gelirdi. Biz o zaman da söylemiştik bugün de aynı görüşteyiz. Savcılık bir kanalın TÜRKSAT’tan düşürülmesine karar veremez. Buna mahkeme karar verir. Mahkeme çıkar karar alır. O zaman kanun devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nde gereği yapılır. Ama her savcı çıkıp da böyle karar vermeye kalkarsa o zaman Türkiye‘de hiçbir kanal kalmaz. Bugün Can Erzincan TV’ye aynı karar alınır, yarın Kanal D, CNN Türk‘e alınır? Bir başka gün bir başka hükümet gelir o hükümette ATV‘ye A Haber‘e alır.
RTÜK’ÜN GÖREVİ AKP‘Yİ KORUMAK DEĞİL
RTÜK bu duruma müdahale etmek zorundadır. RTÜK‘ün görevi sadece ve sadece AKP‘ye yandaşlık yapmak ve AKP‘yi korumak kollamak değildir. RTÜK‘ün görevi hukuku ve devleti korumaktır. AKP hükümeti her alanda baskısını sürdürmeye devam ediyor. ‘Bendenseniz her türlü kıyağı size yaparım benden değilseniz de her türlü baskıyı işkenceyi size yaparım’ demek istiyorlar. Hiçbir şekilde muhalif kanalların yaşamasını istemiyorlar. Geçmişte Samanyolu, Bugün, Kanaltürk vardı. Onları bir şekilde kayyımla şunla bunla hallettiler. Şimdi insanlar seslerini duyurmak için yeni mecralar açıyorlar. Onlara da baskı yapıp kapatmaya çalışıyorlar. AKP‘nin faşizan tutumunun göstergesi budur.
Onlarca ekran karartıldı
Son dönümde bir çok medya organı hukuksuz şekilde susturuldu. İlk olarak İpek Medya‘ya bağlı BugünTV, Kanaltürk, Bugün Gazetesi, Millet Gazetesi ve Kanaltürk Radyo’ya kayyım atandı. Önce yayın politikaları değiştirildi. Ardından yüzlerce gazeteci işten çıkarıldı. Daha sonra medya organları kapatıldı.
13 KANAL KARARDI
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Türksat‘tan hiçbir mahkeme kararı olmadığı halde Samanyolu Yayın Grubu’nda yer alan Samanyolu TV, Samanyolu Haber, Yumurcak TV, Mehtap TV, Ebru TV, Burç FM‘in de aralarında bulunduğu 13 kanal ve radyonun uydudan çıkarılmasını talep etti. Türksat yönetimi de mahkeme kararı olmadığı halde kanalları uydudan çıkardı.
2 BİN GAZETECİ İŞSİZ
Feza Yayıncılık A.Ş. bünyesindeki Zaman gazetesi, Today’s Zaman, Cihan Haber Ajansı, Aksiyon Dergisi, Zaman Kitap, Cihan Medya Dağıtım, Irmak TV, Radyo Cihan’ı kayyıma devredildi. Bu süreçte yaklaşık 2 bin gazeteci işsiz kaldı.
Türkiye’nin özgür medyası susturulmak isteniyor
Can Erzincan TV Yönetim Kurulu Başkanı Recep Aktaş medyaya yönelik hukuksuz yaptırımların fitilinin BUGÜN TV’ye yapılan müdahalede ateşlendiğini belirtti. O gün vatandaşların bu hukuksuzluğa tepki göstermemesinin acılarının bugün yaşandığını belirten Aktaş, “Gereken tepki verilmediği için dün zulme maruz kalan gazeteciler bugün yine aynı muameleye maruz kalıyor. Aksi taktirde bugün bu kanunsuzluklar tekrar etmezdi. Maalesef Türkiye orada büyük kayıp yaşadı” dedi.
BUGÜN TV’Yİ GÖZYAŞLARIYLA İZLEDİM
Kayyım tarafından iş yerleri gasbedildikten sonra işten çıkarılan mağdur gazetecilere kapılarını açan Aktaş, “BUGÜN TV’ye müdahale edildiği zaman ekranlarda gözyaşlarıyla izledim. Sabah erkenden kanala gelip altyazı geçtim televizyonumda, ‘Kanalın kapısı açıktır’ dedim. Ben sandım ki herkes bu sahiplenmeyi yapacak, bir de baktım benden başka kimse o gazetecileri davet etmemiş. Bugün de Türkiye‘nin son özgür medyası susturulmak isteniyor. Hiç düşünmezler burada çalışan insanların durumu ne olacak diye. Buradan evine ekmek götürenler ne yapacak? Günah değil mi kardeşim, ramazan günü bu insanlar hala maaşlarını alamamışlarken, işlerini düşünmek zorunda kaldılar” ifadelerini kullandı.
ERZİNCANLI BAŞBAKAN, ERZİNCAN’IN KANALI KAPANIYOR
Hukuksuzluğa imza atanların hesap vereceğini belirten Aktaş, “Birilerinin keyfi için kanalımızı hukuksuz ve kanunsuz bir şekilde kapatmaya çalışıyorlar. Bunu millete havale ediyorum. Bu hukuksuzluğa imza atacaklara da sesleniyorum, sizi kimse kurtaramaz. Bu hukuksuzluğa alet olanlar hukuk karşısında hesap verecektir. Can Erzincan TV kapatılırsa Erzincanlı Başbakan ve Erzincanlı Türksat Yönetim Kurulu Başkanı eliyle olacak. Ulusal kanallar içinde en çok izlenenler arasına giren Erzincan‘ın kanalı Can Erzincan yine Erzincanlılar döneminde karartılmış olacak. Erzincan doğumlu Başbakan Binali Yıldırım ile Erzincan doğumlu Türksat Yönetim Kurulu Başkanı Vecdi Gönül, memleketlerinin televizyonunu kapatarak tarihin kara sayfalarına geçmiş olacak” değerlendirmesinde bulundu.
Darbe dönemlerine rahmet okutuyorlar
Adalet eski Bakanı Hikmet Sami Türk: Sudan gerekçelerle basını baskı altına almaya yönelik kararlar alıyorlar. Bu aslında siyasi iktidarın baskısı sonucunda alınan bir karardır. Gösterilen gerekçeler inandırıcı değil. Burada Can Erzincan TV, yaptığı yayınlarla birçok kanalda susturulan, kısılan muhalefeti dile getiren bir kanal. Gerçek neden bu. Bunu da susturmak istiyorlar.
Bu aslında basın özgürlüğünü çiğneyen bir tutum. Basın özgürlüğü olmayan, gazetelerin, radyo ve televizyon kanallarının özgürce yayın yapamadığı, yayın yapmalarının engellendiği bir ortamda demokrasiden söz edilemez.
‘YA BORAZAN OL YA DA SUS’ DİYORLAR
Can Erzincan TV, ‘muhalefetin sesini yayıyor’ diye izlenemez hale getiriyorlar. Bu basın özgürlüğüne bir darbedir. İktidarın bütün basını kontrolü altına almak, ya kendi çizgisinde yayın yapmalarını sağlamak ya da susturmak. Ya iktidarın borazanı olacaksınız; yahut da susturulacaksınız.
Bu yapılanın anayasal suç olduğu kesin. Böyle bir şey demokratik rejime aykırı. Anayasa‘da ‘basın hürdür’ maddesi var. Yayın hakları, basın araçlarının korunması hakkı var. Bütün bunlar hep basın özgürlüğünü güvence altına almak için konmuş olan maddeler.
12 EYLÜL DÖNEMİNDE BİLE OLMADI
Darbe dönemlerinde, 12 Eylül‘de bile böyle şeyler olmadı. Son zamanlarda ilginç olan bir şey var. Birçok kimse hatta o dönemlerde yargılanmış olan kimseler dahi darbe dönemlerinde böyle bir şey olmadı diyecek hale geldiler. Şimdi yapılanlarla darbe dönemlerine rahmet okutuyorlar.
Eşimin bilgisayarını bile kanala getirdim
Özgür Düşünce Gazatesi Yazarı Tarık Toros: CanErzincan TV’de terör şüphesi olarak kapatılan diğer kanallardaki aletlerin getirildiğini iddia ediyorlar. Bunu söylemek uygun değil ama söylemenin zamanı.
herkes fedakarca çalıştı
Kanala ilk geldiğimizde ben eşimin iki laptopunu götürdüm. Yoklukta ilk yayınları bunlarla yaptık. O dönem televizyonda görünen laptoplar eşimin laptoplarıydı. Bütün arkadaşlar fedakarca çalıştı, o dönemde.
Şimdi bu iftiralarla burayı susturmak istiyorlar. Ben bu mübarek Ramazan ayında yurdun dört bir yanında zulmeden insanların ahiret inancı taşıdıklarına inanmıyorum.
Sesimizi burada da kesebilirler. Belki bu sözler buradaki son sözlerimiz olabilir, ama unutmasınlar söyleyecek sözümüz bitmedi, bitmeyecek.
Bu bir idam kararıdır
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal: Bugün TV ve Kanaltürk‘te çalışan gazetecilerin Can Erzincan TV’de çalışmasını kapatma gerekçesi yapmak akla mantığa aykırı. O zaman Refah Partisi kapatıldığı zaman o dönemki milletvekilleri var şimdi AKP‘de milletvekilliği yapıyorlar. O zaman AKP‘nin de kapatılması lazım.
HABER ALMA ÖZGÜRLÜĞÜNE DARBE
Soruşturmalar gizli deniyor ama bu haberin yandaş gazetelere verilmesi suç. Anayasa ‘Basın sansür edilemez’ diyor. Bu savcının bu talimatı Anayasa‘nın 25. 26. 28 ve 30. maddesine aykırı düzenleme.
Türksat’tan indirilmesi ve yayına son verilmesi talebi bu bir idam kararıdır. Siyasi kararla hukuki sebepler olmaksızın suni gerekçeler yaratarak televizyon kapatılıyor. Amaç muhalif sesleri susturmak. Bu bir darbedir. Demokratik olmayan toplumlar her şeyin karanlıkta kalmasını ister. Şeffaf olmayan ihalelerin vatandaştan gizlenmesi için şimdi Can Erzincan TV kapatılmak isteniyor.
Basın özgürlüğü yok edilmek isteniyor
Tayfun Talipoğlu: Benim görüşlerimi herkes biliyor. Ama ben gerek Bugün TV‘de gerekse de Can Erzincan TV’de ekrana çıktığım zaman düşüncelerimi özgürce dile getirdim. Kimse bana ‘Bunu neden söylüyorsun’ demedi. Bugün basın özgürlüğü yok edilmek isteniyor. Buna karşı herkes elinden geleni yapmalı.
İKTİDAR KENDİ EVLATLARINI YİYECEK
Siyasi düşüncelerimiz farklı olabilir, dünya görüşümüz farklı olabilir ama hepimiz basın özgürlüğüne sahip çıkmak zorundayız. Toplum korkuyor, herkes aman bana bir şey olmasın derdinde. Herkes birbirine hain gözüyle bakıyor. Recep Tayyip Erdoğan‘ın başarısıdır ülkeyi bu kadar bölmek. Bu iktidar gücü kendi evlatlarını da yiyecek. Ama herşeye rağmen artık teknoloji çağındayız 25 sene önceki Türkiye yok, görüşlerinizi internet üzerinden, bir şekilde yaya biliyorsunuz. Bu yapılanlarla düşünceler susturulamaz sadece Türkiye‘nin itibarı zedelenir, geriye utanç vesikası kalır.
Haber alma hakkına keyfi engel
Eski Gazeteci HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen: Bugüne kadar sürecin geliş biçimi tümüyle keyfi ve muhalif medyaya tahammülsüzlük üzerine kuruludur. Herkesin hakkı olan yayın kuruluşu kurma ve bunların çalışmalarını yürütme toplumun bilgiye ulaşımına katkı sunma hakkı fiili olarak engellenmektedir. Bulunan çözüm yollarını da engellemeye yönelik girişimler her türlü farklı yaklaşıma karşı tahammülsüzlüğün düzeyini ortaya koymaktadır. Türkiye basın özgürlüğünde 150 ülke içerisinde sondan 5. sıraya indi. Bu tabloya neden olan uygulamalardan derhal vazgeçilmelidir.
Bir tek kanalla başa çıkamadılar
CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel: Havuzun öylesine çok kanalı varki, birkaç kanalla başa çıkamıyorlarsa devletin baskıcı ve ceburrut yönünü gösterip kanalları susturmak istiyorlarsa sorun onların sorunudur. Özgür hiçbir düşünceye tahammülleri olmayan ve gerçekleri dile getiren herkese saldıran bu yapının yüzü her geçen gün ortaya çıkıyor. Telaşın baskını ve sindirmenin sonuç almayacağını bilmelerini isterim.
BU CILIZ SESE BİLE TAHAMMÜL YOK
Gazeteci Nazlı Ilıcak: Memleketin geldiği bu duruma üzlüyorum. Hitleri kimse hatırlamıyor, Yassıada mahkeme reisi Salim Başol’u kimse iyi hatırlamıyor, ama Menderes hayırla hatırlanıyor. Çalıştığımız kanalı terör örgütü propagandası yapmakla suçluyorlar. Hangi terör örgütü, ne tür terör faaliyetinde bulunmuş bu örgüt cevap yok. Hiç kimse hukuksuzluğa maruz kalanların sesi olmuyor, bir tek bu mecralar kaldı haklıların sesini duyurabilecek, bu cılız sesten bile rahatsız oluyorlar. AB terör sınırlarını çiz diyor. Çünkü sen önüne geleni terörist ilan ediyorsun. Ama halkı kandırıyorlar. Onlara bidon kafa muamelesi yapıyorlar. Avrupa PKK‘yı, DHKPC’yi IŞİD‘i terör örgütü olarak tanıyor. Ev hanımının bile terörist ilan edilmesine bir sınır istiyor Avrupa.
SAVCILIK KARAR VEREMEZ
RTÜK eski üyesi Ali Öztunç: Ben RTÜK üyesiyken de Radyo Televizyon Üst Kurulu’na Samanyolu, Samanyolu Haber, Kanaltürk, Bugün televizyonlarıyla ile ilgili de yazılar gelirdi. Biz o zaman da söylemiştik bugün de aynı görüşteyiz. Savcılık bir kanalın TÜRKSAT’tan düşürülmesine karar veremez. Buna mahkeme karar verir. Mahkeme çıkar karar alır. O zaman kanun devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nde gereği yapılır. Ama her savcı çıkıp da böyle karar vermeye kalkarsa o zaman Türkiye‘de hiçbir kanal kalmaz. Bugün Can Erzincan TV’ye aynı karar alınır, yarın Kanal D, CNN Türk‘e alınır? Bir başka gün bir başka hükümet gelir o hükümette ATV‘ye A Haber‘e alır.
RTÜK’ÜN GÖREVİ AKP‘Yİ KORUMAK DEĞİL
RTÜK bu duruma müdahale etmek zorundadır. RTÜK‘ün görevi sadece ve sadece AKP‘ye yandaşlık yapmak ve AKP‘yi korumak kollamak değildir. RTÜK‘ün görevi hukuku ve devleti korumaktır. AKP hükümeti her alanda baskısını sürdürmeye devam ediyor. ‘Bendenseniz her türlü kıyağı size yaparım benden değilseniz de her türlü baskıyı işkenceyi size yaparım’ demek istiyorlar. Hiçbir şekilde muhalif kanalların yaşamasını istemiyorlar. Geçmişte Samanyolu, Bugün, Kanaltürk vardı. Onları bir şekilde kayyımla şunla bunla hallettiler. Şimdi insanlar seslerini duyurmak için yeni mecralar açıyorlar. Onlara da baskı yapıp kapatmaya çalışıyorlar. AKP‘nin faşizan tutumunun göstergesi budur.
Onlarca ekran karartıldı
Son dönümde bir çok medya organı hukuksuz şekilde susturuldu. İlk olarak İpek Medya‘ya bağlı BugünTV, Kanaltürk, Bugün Gazetesi, Millet Gazetesi ve Kanaltürk Radyo’ya kayyım atandı. Önce yayın politikaları değiştirildi. Ardından yüzlerce gazeteci işten çıkarıldı. Daha sonra medya organları kapatıldı.
13 KANAL KARARDI
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Türksat‘tan hiçbir mahkeme kararı olmadığı halde Samanyolu Yayın Grubu’nda yer alan Samanyolu TV, Samanyolu Haber, Yumurcak TV, Mehtap TV, Ebru TV, Burç FM‘in de aralarında bulunduğu 13 kanal ve radyonun uydudan çıkarılmasını talep etti. Türksat yönetimi de mahkeme kararı olmadığı halde kanalları uydudan çıkardı.
2 BİN GAZETECİ İŞSİZ
Feza Yayıncılık A.Ş. bünyesindeki Zaman gazetesi, Today’s Zaman, Cihan Haber Ajansı, Aksiyon Dergisi, Zaman Kitap, Cihan Medya Dağıtım, Irmak TV, Radyo Cihan’ı kayyıma devredildi. Bu süreçte yaklaşık 2 bin gazeteci işsiz kaldı.