Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, hafta başında açıkladığı yaz kararnanesi ile 3 bin 746 hâkim ve savcının yerini değiştirdi. 17/25 Aralık yolsuzluk operasyonları sonrası yapısı değişen HSYK, son iki yılda her 100 hakimden 78’ini farklı yerlere atadı.
HSYK, son yaz kararnamesiyle bir kez daha tartışmaların odağında. Zira kurul, 2016 Yaz Kararnamesi’yle 3 bin 746 hakim ve savcının yerini değiştirdi. HSYK’nın, iktidara yakın Yargıda Birlik Platformu’nun etkin olduğu bir kurum haline geldiği konuşuluyor. Yaptığı atamalarla hukukçular tarafından sıkça eleştirilen kurul, kararlarına göre hakim ve savcıların yerlerini değiştirmekle suçlanıyor. İktidarın hoşuna giden kararlara imza atan hakim ve savcıları terfi ettiren kurul, iktidarın hoşuna gitmeyecek işlere imza atanları ya sürgün etti ya da tenzili rütbeye maruz bıraktı.
100 hakim ve savcıdan 78’inin görevi değişti
Son yaz kararnamesi, HSYK’nın geçmiş iki yılda yaptığı atamaları akıllara getirdi. Türkiye’de hali hazırdaki hakim ve savcı sayısı 14 bin 712. Yargıyı hallaç pamuğu gibi atan kurul, son iki yılda 11 bin 471 hakim ve savcının yerini değiştirdi. Bu rakam, toplam hakim ve savcıların yüzde 78’inin son iki yılda görev yerinin değiştirildiğini gösteriyor. Bir yıl içinde birden fazla görev değişikliğine uğrayan hakim ve savcılar da var.
İki yılda altı kere atanan Uşak Hakimi Bahaddin Aras, tepkisini, “HSYK bu yetki değişikliği/mobbing ve soruşturma tehdidi ile beni yola getiremeyeceğini anlayınca şimdi de Sivas’a sürerek cumhuriyet savcılığına atamış.” diyerek gösteriyor.
Yeni yapısı ile HSYK, yargıyı siyasete göre yeniden dizayn etmekle suçlanıyor. Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Murat Arslan, “Kararname, yargı erkinin niteliğini ve kıdemi, liyakati, ehliyeti dikkate almayan, ödül/ceza mantığı ile hazırlanmıştır. Yargıçların HSYK seçimindeki tercihlerine göre, atamalar hoyratça bir cezalandırma ve taltif yöntemi olarak kullanılmıştır.” diyor.
TBB neden sessiz?
Yargıçlar Sendikası’ndan Hakim Nuh Hüseyin Köse ise sosyal medya üzerinden yaptığı eleştirisinde, “Yargıda son itiraz sesleri de sürgünlerle susturulurken, gözlerim TBB’yi, Baroları, Üniversiteleri, STK ları, arıyor, ama yoklar. Kendisine dokunulmadığı sürece susan, hatta olanlara örtülü destek veren demokratımsıların ülkesinde ‘adalet’ aramak fantastik bir etkinlik.” ifadelerini kullanıyor.