Türkiye’nin Önündeki 4 Büyük Mesele

NURULLAH ÖZTÜRK
Türkiye ekonomik sosyal ve siyasal açıdan çok önemli yaptırım ve sonuçları olacak büyük olayların arifesinde bulunmaktadır. Bu 1. mesele. Daha önce yaşanan benzer olaylardan çıkarım yapıldığında, ABD’de görülmeye başlayan Reza Zarrab (Rıza Sarraf) dosyasının Türkiye’ye ciddi bir faturası olabilir.
Kısa süre önce ABD, İran’ın ambargoyu delmesine yardımcı olduğu gerekçesiyle Fransız BNP Paribas’a 10 milyar dolar, Fransız Credit Agricole’a 787 milyon dolar, HSBC ve Standard Chartered ile İtalyan Unicredit’e İran ve Sudan’a yaptırım kurallarını deldikleri için 2 milyar dolar ceza kesti.
Manhattan bölge savcısının verdiği bu karar sonrası Fransa dolar’a savaş açtı. En başta Total olmak üzere Fransız firmaları ve Fransa bakanı Michel Sapin de epey söylense de sonuç değişmedi.
Almanya’nın 2. büyük bankası Commerzbank’da benzer nedenler nedeniyle 1 milyar dolar ceza ödedi.
Zarrab, bakanlar ve bankalarla oluşturulan ‘demir üçgen’ de taraflar büyük vurgun vururken, sürecin sezon finali ülkenin en önemli ilgi ve merak konusu haline geldi.
Türkiye’nin 2. büyük meselesi; Rusya ile yaşanan kriz yetmezmiş gibi, Almanya’nın da zincire eklenmesi zaten zorda olan ekonomiye büyük bir darbe indirdi.
Türkiye, turist yolu gözlüyor

Rus ve Alman turistlerin favori destinasyonu olan Türkiye bu yıl turist yolu gözler olmuştur. Ülkeye gelen 29 milyon turistin 10 milyondan fazlasının bu iki ülkeden geldiğini bilirsek tablo daha net anlaşılacaktır.
Türkiye’nin en çok ithalat yaptığı ülkeler sırasıyla; Rusya, Çin, Almanya, ABD ve İtalya. En çok ihracat yaptığı ülkeler de; Almanya, Irak, İngiltere, İtalya ve Fransa’dır.
Türk müteahhitlerin en çok iş yaptıkları ülke olan Rusya ve Türkiye’nin en büyük alıcısı ve tedarikçisi durumunda olan Almanya ile yaşanan sürecin en büyük kaybedeninin kim olduğu ortadadır.
Enerji kaynakları iktidar mensuplarının üstüne yapıldı

3. büyük mesele; Yargıtay’ın kayıp kaçak bedeli vatandaştan tahsil edilemez kararına karşı meclisten geçirilen ‘kayıp kaçak yasası’ ile birikmiş 33 milyar para dağıtım firmalarının kasasına koyulmakla kalmayacak 36 milyon abone daha pahalı elektrik kullanacaktır.
AKP’nin halka bu yasayı dayatmasının arka planına gelince; 21 dağıtım firmasının tam 17 tanesi direkt olarak iktidara ait şirketlerdir. Bu şirketlerden CLK (Cengiz- Limak-Kolin) 9 milyon 200 bin abonenin bulunduğu İstanbul- Avrupa yakası başta olmak üzere, Bursa, Balıkesir, Çanakkale, Yalova, Niğde, Nevşehir, Karaman, Kırşehir, Antalya, Isparta, Burdur gibi önemli şehirler başta olmak üzere ülkenin yarısına yakının dağıtım işini sessiz sedasız üstlenmiştir.
Geriye kalan bölgelerde Çalık; Samsun, Sinop, Ordu, Amasya ve Çorum’da, Kiler-Çalık ortaklığı, Erzurum, Kars, Iğdır, Ardahan gibi şehirlerin sahibi durumundadır. Ülkenin doğusu Tivnikli’ye, Eskişehir, Afyon, Kütahya, Uşak vb. bölge de Yıldız Holdinge teslim edilmiştir.
Bütün bunların sonucu da millete yüzde 250 elektrik dağıtım bedeli zâmmı olarak yansımıştır.
Bu dönem ülkenin maden ve enerji kaynaklarının tamamına yakınının değerinin çok altında bir bedelle tapusunun iktidar mensuplarının üstüne yapıldığı bir dönem olarak kayıtlara geçmiştir.
Aile şirketi gibi yönetilen, ülkenin en önemli bakanlık koltuğunda damadın oturması, adı geçen ve geçmeyen şirketlerin her birinin ağabeyin başında olduğu medya imparatorluğunun finansörü olduğu hatırlandığında meselenin çapı daha iyi anlaşılacaktır.
Mağduriyetlerin bedeli ağır olacak

4. Büyük mesele; Özel mülkiyet hakkı ve hukuk gaspı ile kişilerin mal mülkleri ve özgürlüklerinin ellerinden alınmasıdır.
Hukuk ülkeye geri döndüğünde veya uluslararası hukuk devreye girdiğinde yaşanan mağduriyetlerin bedeli olarak kesilecek tazminat faturasının tutarı çok yüksek olacaktır.
Her mesele kendi içerisinde dört dörtlük bir kriz anlamına gelmektedir. Özel bir çıkar grubunun yanlışları ve hırsları er ya da geç millete telafisi çok zor olan büyük bir bedel ödeyecektir.
Tarih, ülke kaynakları üzerinden Karunlaşan ve zalimleşenlerin ibret verici öyküleriyle dopdolu.
Milletin malını, umudunu ve mutluluğunu çalan hiçbir kimse kendisi de iyi gün yüzü göremese de millet de seçimlerinin ve olan bitene seyirci kalmasının sonucu olarak büyük badireler ve sıkıntılara duçar olmuştur.
Türkiye’de tarih tekerrürden ibarettir….
[email protected]