Almanya’nın ardından Amerika da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Milli Güvenlik Kurulu ve Bakanlar Kurulu üzerinden yaptığı girişimlerin aksine Hizmet Hareketi’ni terör örgütü olarak görmediğini açıkladı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, “Biz onları terör örgütü olarak görmüyoruz.” dedi.
Washington’da önceki gün düzenlenen basın toplantısında bir gazetecinin “Türkiye Gülen hareketini terör örgütü ilan etti. Bu topluluğun lideri burada, ABD’de yaşıyor. Bu harekete karşı ABD’nin duruşu nedir, destekliyor musunuz? Terör örgütü olarak görüyor musunuz?” sorusu üzerine Kirby, “Gülen hareketi, yabancı bir terör örgütü olarak tanımlanmamıştır.” dedi.
Dışişleri Sözcüsü, “Türkiye’nin sizi bir değil, iki terör örgütüne destek vermekle suçlamasından endişe duyuyor musunuz?” sorusuna da “Türkiye’nin bu konuda nasıl tavır takınacağı Türk yetkililere kalmış. Tekrar ediyorum, biz onları yabancı bir terör örgütü olarak görmüyoruz.” karşılığını verdi. Kirby, “Fethullah Gülen için resmi bir iade talebi oldu mu?” sorusuna verdiği cevapta ise “Bildiğiniz gibi biz iade konularına ilişkin açıklamalarda bulunmayız, bunu yapmayız.” diye konuştu.
Alman hükümeti de geçtiğimiz ay bir soruya verdiği cevapta, Hizmet hareketinin AB ülkelerinde ve dolayısıyla da Almanya’da terör örgütü listesinde olmadığını vurgulamıştı. Cevapta, Türkiye’nin sunduğu iddialara karşın Berlin’in harekete bakışında bir değişiklik olmadığının da altı çizilmişti.
Roth: Demokrasi düşmanlığı
Almanya Federal Meclisi Başkan Yardımcısı Claudia Roth da önceki gün Almanya Zaman’a verdiği özel mülakatta, Erdoğan’ın harekete dönük tavrını şiddetle eleştirmişti. “Terörle mücadele cephesinin arkasında temel anayasal haklar kısıtlanıyorsa, ülkedeki tüm insanların kamu yararını korumak yerine küçük bir gruba mensup insanların siyasi ve ekonomik menfaatlerine göz dikilmişse burada bir otokrasiyle karşı karşıyayız demektir.” diyen Roth, “Besbelli ki Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi sadece kendisinin temsil ettiğine inanıyor. Bunun neticesi olarak politikalarına ve devlet anlayışına yönelik her bir eleştiriyi devlet düşmanlığı olarak damgalıyor. Bu anlayışın demokrasiyle alakası yok. Bu demokrasi düşmanlığıdır.” demişti.
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (HRW) Türkiye uzmanı Emma Sinclair-Webb de Erdoğan’ın Hizmet hareketini terör örgütü ilan etme girişimini, “Erdoğan, şiddete başvurmayan Gülen hareketini terör yaftasıyla karalıyor.” şeklinde yorumlamıştı.
Obama, Moon, Hollande’dan destek
Uluslararası toplumun Hizmet hareketine olumlu yaklaşımı açıklamalarla sınırlı değil. Erdoğan’ın 2014’ten beri Türkiye’de gerçekleşmesine izin vermediği için 3 yıldır dünyanın farklı kentlerinde düzenlenen Dil ve Kültür Festivali (IFLC) bu yıl en üst düzeyde kabul gördü. 29 Nisan’da Washington’da düzenlenen festivale ABD Başkanı Barack Obama mesaj göndererek, organizasyonu ve düzenleyenleri tebrik etti. Obama, “Sizlerin dünya gençliğini bir araya getirme gayretiniz insanlığımızın bizleri ayrıştıran unsurları aşma gücümüzü de gösteriyor.” dedi.
30 Nisan’da BM Genel Merkezi’ni ziyaret eden festival çocuklarına BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon, “27 ülkeden genç insanları kültür ve dile ait farklılıklarımızı kutlamak için bir araya getiren Peace Island Institute’ü takdir ediyorum.” mesajı gönderdi.
Cumhurbaşkanı François Hollande, Lyon’da geçtiğimiz hafta düzenlenen Dil ve Kültür Festivali’ni himayesine aldı. Elysee Sarayı’nın himayesi bir kültürel organizasyona verilen en yüksek devlet desteği olarak kabul ediliyor.
Yapılanlar uluslararası raporlarda
Bakanların ve Erdoğan’ın ailesinin adının zikredildiği 17-25 Aralık 2013’teki yolsuzluk operasyonlarının ardından Hizmet harekerini günah keçisi ilan eden Erdoğan, harekete karşı cadı avı başlatmıştı. AA’nın önceki gün yayınladığı verilere göre şimdiye kadar 4011 kişi gözaltına alınırken, 822 kişi de tutuklanmıştı. 250 civarında şirkete de kayyım atanarak el konulmuştu. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın nisan ayında yayınladığı son İnsan Hakları Raporu’nda da hareketin uğradığı hak ihlalleri, kamudaki cadı avını da kapsayacak şekilde genişçe yer almıştı. Yine AB’nin kasımda yayınladığı 2015 İlerleme Raporu’nda da hükümetin “paralel yapı” ve “ terör örgütü” iddiasıyla Hizmet hareketine yönelik adımları eleştirildi. Zaman grubu ve İpek medya’ya kayyım atanması da uluslararası tepkilerle karşılanmıştı.