Türk Yargısı Siyasi Baskı ve Rüşvet Kıskacında

Uluslararası Barolar Birliği Yargıda Dürüstlük İnisiyatifi ile Basel Yönetişim Enstitüsü tarafından hazırlanan “yargı sistemi ve yolsuzluk” raporu yayınlandı. Rapor, Türkiye’de yargının siyasi baskı ve rüşvetin kıskacında olduğunu ortaya koyuyor.
Farklı kıtalardan 31 ülkedeki hakim, savcı ve avukat gibi yargısal sürece katılan bin 204 kişiyle yapılan anket sonucuna dayanılarak hazırlanan rapora göre, yargı sistemindeki en büyük sorun “rüşvet” ve “siyasi baskı” ile karar verilmesi. 31 ülke arasında Türkiye, yargıda rüşvet ve siyasi baskı konularında en alt sıralarda yer alıyor.
% 80 siyasi etki, % 50 yolsuzluk var diyor
Türk yargı mensuplarının yüzde 50’si, Türkiye’de yargıda yolsuzluk olduğunu düşünüyor. Amerika’da bu oran sadece ‘yüzde 4’. Türk yargı mensuplarının yüzde 25’i mahkemelerde rüşvet alındığını düşünüyor. Bu oran ABD’de ise sadece yüzde 2. Türkiye yargıda yolsuzluk konusunda Uganda, Nijerya, Meksika gibi ülkelerle aynı kategoride, yani listenin sonlarında yer alıyor. Mahkemelerin karar verme sürecine “siyasi etkisi” konusunda ise Türkiye, yüzde 83 ile Uganda (yüzde 60) ve Nijerya’yı (yüzde 67) bile geçerek listenin sonuncusu oluyor.
Yolsuzluk yok diyen sadece % 25
“Yargıda yolsuzluğa hiç şahit olmadım veya bu konuda hiçbir duyum almadım” şeklinde katılımcılara sorulan bir soruya, Uganda yüzde 13 ile en kötü cevabı verirken, Türkiye yüzde 25 ile sondan dördüncü sırada yer alıyor. Yani, Türkiye’de yargı mensuplarının yüzde 75’i mahkemelerde yolsuzluğa şahit olmuş veya yolsuzluklardan haberdar.
Katılımcıların yüzde 40’ı, Türkiye’deki yargı personelinin rüşvet konusunda önemli rol oynadığını düşünüyor. Bu konuda Türkiye, sonuncu Uganda’nın (yüzde 47) hemen üstünde yer alıyor. ‘Hukukun Üstünlüğü 2015 Index’ine göre de Türkiye, 30 ülke arasında Nijerya ve Uganda’nın üstünde sondan üçüncü sırada yer alıyordu.
Rapor, hukukun üstünlüğünün zayıf olduğu ülkelerde yargı mensupları arasındaki rüşvetin oldukça yaygın olduğunu ortaya koyuyor. Ayrıca, zayıf yönetim yapılarına sahip olan ülkelerde siyasi baskı/etkinin sıkça yaşandığına dikkat çekiyor.
Siyasi etki en fazla seçimli yargıda
Rapor mahkemelere göre de risk faktörlerini belirlemiş. Seçimin olduğu mahkemeler en fazla siyasi etkiye maruz kalırken, en çok rüşvet olayının yaşandığı mahkemelerin başında Asliye Hukuk mahkemeleri geliyor.  Ceza mahkemelerinde görev yapanlar açısından risk ise suç örgütlerinin hedefinde yer almaları.
Yargıda yolsuzluk açısından en önemli sonuç, siyasi ve ekonomik olarak güçlü olan elitlerin cezadan muaf kalması. Başka bir deyişle, mahkemeden çıkacak kararın ekonomik ve siyasi güç sayesinde önceden satın alınması. Yolsuzluğa bulaşmış hakim, savcı ve avukatların birbirini etkileyip suça bulaştırdığı hususu da raporda yer verilen başka bir tespit.
Kadir Uysaloğlu Londra