Panama’dan Kendi Adamları Çıktı!

nozturk
NURULLAH ÖZTÜRK
Panama Papers’ın sayfaları uçuşmaya başladığında ilk istifa eden halkı sokaklara dökülen İzlanda Başbakanı D. Gunnlaugsson oldu. İngiltere Başbakanı Cameron başbakan olmadan yıllar önce babasının yaptığı bir işlem nedeniyle özür dilemek zorunda kaldı.
Belgelerde ismi geçen Arjantin, Rusya, Çin, Pakistan devlet bakanları konuyu dış güçlerin oyunu ve hükümete darbe girişimi olarak lanse ederek geçiştirme yolunu seçtiler.
Türkiye Panama Papers içerisinde 101 şirket ve 684 işadamı ile temsil ediliyor.
Para ve vergi kaçıran kişiler arasında TÜSİAD’tan  MÜSİAD’a, kulüp başkanlarından siyasetçilere, her cenahtan kişi mevcut. Bu durum ‘paranın dini imanı olmaz’ sözünün sağlaması gibi.
Vergi kaçırma merkezlerinin ilk üçü Virgin Adaları, Panama ve Bahama olarak sıralanıyor. Virgin Adalarındaki hesap ve şirket sayısı Panama’nın toplamının iki katından fazla.
Panama belgelerinde 50 ülkeden 140 siyasetçinin adı geçiyor.
Havuzu oluşturan şirketler de, enerji bakanını yurt dışında okutan ve daha sonra üst düzey yönetiminde bulunduğu Çalık grubu da Panama’yı seçenler arasında.
İş ve siyaset dünyasının para kazanmak ve kazandıklarını devletin denetiminden kaçırmak için her türlü alengirli işlere girişmekten imtina etmediği malum.
ozturk
Türkiye’de büyük firmaları vergi affı listesinde görürüz
Lichtenstein’a gittiğimde iki yüz bin nüfuslu ülkedeki posta kutusu ve şirket sayısının bir milyon olduğunu ve AB ülkelerinin önemli ve büyük markalarının bazılarının orada bulunduğunu öğrendiğimde çok şaşırıştım.
Yurt dışına çıkışın görünen nedeni ; ülkelerinde yüzde 40-50’lere varan oranlarda vergi vermek yerine , yüzde 2.5-  yüzde 3 gibi oranlarda anlaşmak suretiyle işi legalize etmek.
2008 global krizinde Almanya Başbakanı Merkel kaynak oluşturmak adına başta İsviçre olmak üzere başka  ülkelerdeki firmaların izini sürmüş ve kendilerini uyararak ülkeye dönmelerini istemiş hatta bunda başarı da sağlamıştır.
Türkiye’de büyük firmaların özellikle de siyaset eliyle büyüyen firmaların isimlerini vergi listelerinde değil vergi affı listelerinde görürsünüz, çoğu orta düzey bir profesyonel yöneticinin ödediği vergi kadar bile vergi vermez. Türkiye zenginin yatlarında yabancı ülke bayrakları dalgalanır. Yedikleri içtikleri, milletin yüzüne üfledikleri puroları yurtdışından sipariş gelmiştir.
Üniversite yıllarımda bir sohbette bu tür iş adamları için Nihat Genç: ‘‘Sultan Ahmet meydanında kartpostal satan çocuk kadar bile ülkeye katkıları yoktur’’ demişti. Değişen bir şey yok! Şimdi de aynı…
Ülkenin son on yılında siyasetin zengin ettiklerinin para üstleri Katar, Dubai gibi körfez ülkeleri olmuştur.
Körfez ülkelerinden kaynağı belirsiz para giriş-çıkışı arttı
Torbalar yoluyla ülkeden para giriş çıkışının kolaylaştırılması özellikle körfez ülkelerinden kaynağı belirsiz para giriş çıkışını anormal derecede artmıştır.
Katar’da bulunan bazı banka kayıtlarının ele geçirildiğine dair haberler mevcut. Bu bilgilerin kamuoyuna yansıması halinde Türkiye için esas şenlik o zaman başlıyor olacaktır.
13.7.2105 tarihinde Digitürk’ün Türkiye’de yayın yapması engellenen El Cezire Televizyonun sahibi olan Katar’lı beIN grubuna satıldığı açıklaması sonrası, tüm ısrarlara rağmen satış fiyatı ve şu an Digitürk’ün kimin olduğu sorularına cevap alınamamıştır.
Medyada Katar’lı veya Körfez’den birilerinin Türkiye’de yatırım yaptığı haberlerine rastlarsanız ihtiyatla yaklaşmanızı tavsiye ederim.
Birilerinin saygın şahsiyet olarak empoze ettiği kişilerin ülkenin kanını emeğini, zamanını kaynaklarını emen hırsız bir vampir olmadığından emin olmadan her takdime de itibar eden ne de saygı duyun derim.
Esas saygı duyulması gerekenler bu ülke için taş taş üstüne koyan, üreten vergisini veren ürettiğini dünyanın dört bir yanına satmayı başaran, medeniyet yarışında bayrağı taşıyanlardır.
Devlet Panama Papers’ta cadı avı yaptığı firma ve kişilerden herhangi birine rastlasaydı derhal yedi düvele duyurur ve boğazına sarılırdı. Lakin Panama Papers’ın sayfalarını çevirdikçe karşımıza bizzat devletin adamları ve işbirlikçileri çıkıyor.