AKP, Soykırım Suçu Işlerken

İHSAN YILMAZ (*)
Bazıları soykırım denince, Hitler’in masum ve mazlum Yahudileri fırınlarda yakmasını anlıyor. Ya da soykırımı, Sırpların, gariban Boşnaklara yaptığı gibi alçakça yok etme hamleleri ile sınırlı zannediyorlar. Halbuki, dini, etnik, ideolojik vs. bir grubun tamamını ya da bir kısmını, yaşayageldikleri yerlerden söküp atmaya niyet edip, bunu uygulamaya başlamak soykırım suçu olarak tanımlanıyor.
Bu tanıma göre, AKP rejiminin, Hizmet Hareketi gönüllülerine yapmaya çalıştığı şey soykırım suçudur. Bunun ilk aşamalarında olduğumuz için, bugün, bu insanlık suçunu herkes aynı netlikte göremeyebilir ve bu iddiamı abartılı bulabilir. Ancak, binlerce insanın sırf burs verdiği ya da yardım ettiği için gözaltına alındığı, 500’den fazlasının tutuklu olduğu, insanların mal ve mülklerine keyfi bir şekilde el konulduğu bir ülkede, bir gruba karşı devletin sistematik bir yok etme kampanyası yürüttüğü açıktır.

Bu suçun işlenmiş olması için, mazlumların bir de öldürülmeleri gerekmemektedir. Pek çok insani, yerinden yurdundan eden, ülkeyi terk etmesine sebep olan, yaşayageldikleri normal hayatlarını yaşamalarına son veren bu sistematik zulüm bir insanlık suçu olan soykırım tanımına rahatlıkla girer. Bu sistematik ihlalleri şu anda uluslararası kuruluşlar takip altına almış durumdadır ve yapılan her yok etme çabası tek tek kaydedilmektedir.
Bu işler biraz uzun sürer ama eninde sonunda, AKP’nin yaptığı insanlık dışı işler, soykırım olarak tescil edilir. İşledikleri yüzlerce suça ilaveten, bu alçak suç da AKP’lilerin hanelerine yazılır. Çocukları ve torunları, AKP’lilerle akrabalık bağını ileride inkar edecek hale geleceklerdir. Şu anda güç sarhoşluğu içerisinde istedikleri her şeyi yapabildikleri için bunun bir sonunun ve de sonucunun olacağını görecek halleri yoktur. Ama dünya tarihine biraz baksalar bu yaptıklarının sonsuz devam edemeyeceğini görecekler. Bunların hesabının bir şekilde hukuk tarafından görülecek olması da kaçınılmaz kader olacaktır.
AKP, için en acı verici olan ise şu olacaktır: Türkiye’de soykırıma uğratmaya çalıştıkları insanlara çok acılar çektirecekler, kurumlarını yok edecekler, binlercesini zindanlara atacaklar, mallarına el koyacaklar, çocuklarının önünü kesecekler ama bu insanların kökünü kurutamayacaklar. Tek parti dönemi nasıl ki çok büyük acılar yaşattı ama dini grup ve cemaatleri yok edemedi, AKP rejimi de Hizmet’i yok edemeyecektir. Dünyanın her yanına yayılanları ile Türkiye’de bir şekilde sağ-salim kalanı ile Hizmet, yaralı-bereli de olsa yoluna devam edecektir.
Önemli olan, geçici bir süre için güçlü olmak değil, haklı bir davaya sahip olmaktır. Sayılar artar, azalır. Bunun değil, haklı ve doğru yolda olmanın önemi var. Geçmişte sayılara, büyümeye takılanlar bu dersi şimdi en etkin şekilde alıyorlar. Ama şunu da çok net görüyorlar: AKP, 2.5 yıl önce çıkan krizde iddia edildiği kadar değil ondan daha da çok yoldan çıkmış, haktan sapmış, hukuku saymaz olmuş, zulme batmış, Ergenekon’a yoldaş olmuş ve Perinçek’leri sever bir parti haline gelmiştir. “Geçmişte, acaba şöyle değil de böyle mi yapsaydık?” diye ciddi bir muhasebe yapan, Hizmet’te çok kişi vardır. Ama bu zalim süreçte, Hizmet’in içindeki bazılarının ufak tefek kusurlarına rağmen haksız olmadığını, zalimleşmediğini ve AKP’ye karşı dik durmakla en hakperest ve doğru olan şeyi yaptığını teslim etmektedirler.
Zulüm gelir geçer ama bir insan, grup ya da güruh onurunu kaybederse onun telafisi yoktur. Bir gruba, sırf size kul-köle olmadılar diye soykırım uygulamaya kalkmak, onursuzlukların en büyüğüdür. Şahsi ve siyasi hesaplarla bu zulme susanlar da bu onursuzluğa ortaktır.

(Kaynak: Meydan gazetesi)