Mehmet Altan*
Dün hukuk profesörlerinin, duayen hocaların bulunduğu bir dost ortamında sohbet konularından biri de Recep Tayyip Erdoğan’ın imar durumu şaibeli olan yerleşkede avukatlar gününde yaptığı konuşmaydı.
Gerçekten de Erdoğan’ın o konuşmadaki “Son zamanlarda efendim işte neymiş, akademisyenler tutuksuz yargılansınmış. Suçluysa, yardım ettiyse tutuklu yargılanacak” cümlesi yaşadığımız günlerin hülasasıydı.
Daha da beteri “Suçluysa tutuklu yargılanacak” cümlesinin oradaki ‘avukatlar’ tarafından alkışlanmasıydı.
Vara vara ‘sanık’ ile ‘suçluyu’ ayırt edemeyen, hukuku göstermelik oyun sanan bir yönetim ve ona alkış tutan avukatlar düzeyine varmış bulunuyoruz.
Hayırlı olsun…
***
‘Sanık’ yok…
‘Mahkeme süreci’ yok…
Evrensel, ‘suçu ispatlanana kadar herkes masumdur’ ön kabulü yok…
Ne var?
Kendini savcı, yargıç, mahkeme, Adalet Bakanlığı, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay kısaca ‘yargı’ yerine koyan ve sürekli anayasal düzeni ihlal eden Recep Tayyip Erdoğan var.
***
Türkiye’de devlet de yargı da öldü mü?
Artık gerçek mahkemelere, evrensel yargı kurallarına gerek yok mu?
Sanıklar daha mahkûm olamadan, hatta yargılanmadan ‘suçlu’ mu ilan edilecek?
Erdoğan’ın kızdığı herkes otomatikman ‘suçlu’ kapsamına alınıp tutuklanacak mı?
“Suçluysa tutuklu yargılanacak” hükmü, yargının tümüyle bitirildiği bir dönemin işareti mi?
***
‘Sanık’, ‘suçlu’, ‘mahkeme süreci’, ‘yargı’ filan artık hak getire…
Galip Ensarioğlu canlı yayında ne diyor?
“Parlamenter sistem bizim işimize gelir. Çünkü yasama bizde, yargı bizde, yürütme bizde, her şey bizde. Şimdi bizim AK Parti hükümetini denetleme gibi bir şeyimiz olabilir mi?”
Canlı yayında bu sözleri gülerek dinleyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanlarından anayasa profesörü Burhan Kuzu ne cevap veriyor?
“Oğlan bizim, kız bizim. Niye denetleyelim?”
***
Yargı, resmi ağızlardan yapılan açıklamalara göre artık ‘AKP yargısı’ olmuş.
Bugünkü yaşanan kaosun nedeni de zaten bu AKP yargısı…
Yargı, bir ‘partiye’ bağlı hale gelirse o ülke iflah olmaz.
Devlet de biter, ülke de biter, toplum da biter.
Devletin temel direği kırılır.
“Suçluysa tutuklu yargılanacak” dönemi başlar.
Kimin tutuklanacağına, ‘anayasaya uymayan’ cumhurbaşkanı karar verir.
***
Kalkıp bir de yeni anayasa yapacaklarmış…
“Suçluysa tutuklu yargılanacak” anayasası olacak hazırlayacakları anayasa.
Türk usulü o anayasa, “Başkan ne yaparsa yapsın yargılanamaz ve yargı Başkan’a bağlıdır” anayasası olacak…
“Oğlan Başkan’ın, kız Başkan’ın, kim ne karışır” anayasası.
O anayasa, anayasa olmaz, bir ülkenin bitişinin ilanı olur.
***
Hukukun yerine zorbalığı koyduğunuz an o ülke cehenneme döner ki Türkiye maalesef artan bir ivme ile cehennemleşmekte.
Yönetim de pul pul dökülmekte…
Zarrab’ın buradaki ve ABD’deki hukuksal konumu, durumu açıkça anlatmakta…
Orada hakkında ağır cezalar istenen Reza Zarrab, burada çakma mahkemede güya aklanmış ‘Rıza Bey…’
“Suçluysa tutuklanacak” denilerek hapse konulan akademisyenler ve bütün kanıtlara rağmen ‘suçsuz’ ilan edilip salıverilen Zarrab.
Nasıl bir ülke haline geldiğimiz çok net değil mi?
***
Aslında fazla söze gerek yok…
Gün: Avukatlar Günü…
Yer: Şaibeli yerleşke…
Cümle: “Suçluysa tutuklu yargılanacak.”
Salondaki ‘avukatlardan’ alkış…
***
Utanmazca çocukların ve hukukun ırzına geçildi, geçiliyor…
*Bu yazı Özgür Düşünce‘de yayımlanmıştır.