Basın meslek örgütleri, tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması için başlattığı ‘habere özgürlük’ kampanyası için Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nde (TGC) bir araya geldi. Uluslararası meslek örgütlerinin de destek verdiği toplantıda, gazetecilere yönelik hukuk dışı soruşturmaların sonlandırılması, tutuklu 34 gazetecinin serbest bırakılması ve internet sansürüne son verilmesi istendi. Toplantıda konuşma yapan gazeteciler, özetle şu tespitlerde bulundu:
Turgay Olcayto (TGC Başkanı): Türkiye’de yalnız gazeteciler değil, akademisyenler, aydınlar çok zor bir dönemden geçiyor. Türkiye’de basın bir bütün olarak dayanışmış durumda değil. Meslektaş demeye dilim varmıyor ama pek çok meslektaşımız nefret suçunu işleyecek tarzda haberler yapıyorlar. Muhalif gazetecileri suçluyorlar. Açıkça yargısız infaz yapıyorlar. Bu çok alışılagelen bir durum değildi. Ama artık bizi buna alıştırdılar.
Uğur Güç (TGS Başkanı): Eleştiren, sorgulayan ve biat etmeyen ne kadar gazeteci varsa iktidar bu sesleri kısmak için yeni düzenlemeler ve kanunlar çıkartıyor. Hatta hukuksuz bir şekilde medya şirketlerine kayyım atayıp el koyuyor. Hükümet her toplumsal olayda kısa sürede yayın yasağı getirerek halkın haber alma hakkını engelliyor. Bugün hukuk iktidarın gölgesinde.
Barry White (Avrupa Gazeteciler Federasyonu Başkanı): Demokrasiyi yaymak için mücadele ediyoruz. Brüksel’de TGS ile ortak düzenlediğimiz toplantıda, Zaman ve diğer gazeteler üzerindeki baskının kalkması ve tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasının önemini hatırlattık. Gazeteciliğin suç olmaktan çıkması ve gazetecilerin özgürce mesleklerini yapması için mücadeleye devam edeceğiz.
Christophe Deloire (RSF Genel Sekreteri): Türkiye’nin demokrasisi ve bireysel özgürlükleri tehdit altında. Türkiye gerçek bir terörle de karşı karşıya fakat durum böyle iken neden Türkiyeli yetkililer sahte terör bahaneleri üretme peşinde? Zaman gazetesini okuyamıyor, İmc TV’yi izleyemiyorsunuz. Savcılıkların başka bir işi yok mu?
Can Dündar (Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni): Sadece gazeteciler değil, bu ülkede düşüncesini yazan akademisyen, sendikacı, üniversiteli adına topyekûn bir özgürleşme kampanyası yürütmeliyiz. Artık yeni bir medyanın inşa edilmesine başlamamız lazım. Bu enkazı nasıl kaldıracağız? Bunun yerine nasıl daha demokratik ve özgür bir medya kuracağız? Geldiğimiz nokta dip noktası. Bu gidişatın bizi sona çok yaklaştırdığını düşünüyorum.
Erdem Gül (Cumhuriyet Ankara Temsilcisi): Türkiye’de medya ile birlikte düşünce hayatının da büyük bir tahribat altında olduğunu görmemiz gerekir. Akademisyenlerin de tutuklanıyor olması geldiğimiz noktada alarm zillerinin çaldığı noktadır.
Tutuklu gazeteciler derhal serbest bırakılsın
Basın meslek örgütlerinin beklentileri, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş tarafından okundu. İşte o talepler:
Gazetecileri hedef alan baskılar sona ermeli, gazetecilerin tüm ülkede serbest dolaşımı, güvenliği ve haber kaynaklarına erişimi sağlanmalıdır.
Gazetecilere yönelik hukuk dışı soruşturmalar sonlandırılmalıdır.
Hapisteki tutuklu ve hükümlü 34 gazeteci serbest bırakılmalıdır.
Haber almada eşitlik ilkesini ortadan kaldıran akreditasyon uygulamasından vazgeçilmelidir.
Olaylar ne kadar sarsıcı olursa olsun yayın yasaklarıyla halkın haber alma hakkı engellenmemelidir.İnternet sansürüne son verilmelidir.
İktidarın hoşuna gitmeyen yayın kuruluşlarının sansür amacıyla hukuksuz bir şekilde uydudan ve dijital yayın platformlarından çıkarılmasından vazgeçilmelidir.
İşsiz gazeteci sorununun araştırılması için TBMM’de bir komisyon oluşturulmalıdır.