Romanya Haber

Balyozcular Gazanız Mübarek Olsun…

HABER YORUM | SEMİH ARDIÇ
Türk Lirası’nı sefalete düşüren Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın tabiri ile Türkiye’ye malî harp (savaş) açılmışsa şu anda muharebenin devam ettiği cephelerin vaziyeti “zafer” değil “hüsran”a işaret ediyor.

Son derece mahdut mühimmat rastgele harcanıyor. Harbin başkumandanlığını deruhte eden Erdoğan’ın cephe kumandanlarına yolladığı “ateş” ve “taarruz” emirleri hedef ve gayeden mahrum. Tek bir merminin bile zayi edilmemesi icap ettiği halde sağa-sola rastgele ateş açılıyor.
CEPHEDE BÜYÜK GEDİK AÇILDI
“Enflasyonun sebebi yüksek faizdir. Faiz inerse enflasyon da düşer.” aforizması ile iktisatçıları şaşkına çeviren Erdoğan merkez kuvvetlerini bu derece zayıf düşüren hatalar silsilesinin fâilidir.
Onun hatalı kararları ve demokratik dünyanın rağmına tarz-ı siyaseti yüzünden son bir haftada iktisadî ve malî cephelerde büyük gedikler açtı.
Evvela, “Bankalardan dövizlerinizi çekmeyin. B-C planlarını tatbik ederim, haberiniz olsun.” diyerek mevduat sahibi gerçek ya da tüzel kişilerin yüreğini ağzına getirdi. Bankada parası olan soluğu şubede aldı.
Dolar gibi dünya ticaretinin yegâne değişim vasıtasının karşısına Türk Lirası’nı yerleştirerek TL’yi açık hedef haline getirdi.
ABD-TÜRKİYE KAVGASINDA PİYASA HANGİ TARAFI DESTEKLER?
ABD ile manasız bir bilek güreşine yeltenerek piyasalara yön veren, esas itibarıyla Amerika mahreçli olan yatırımcıların karşı safta yer almasını sağladı. Para baronlarının böyle bir kavgada Türkiye’yi destekleyeceklerini beklemek ham hayaldir.
İlk yaylım ateşi başladığında geri çekilmek yerine cephenin önlerine ilerlemek gibi bir hata yaptı. Türkiye tuzağa düştü.
Tahvilden hisse senetlerine kadar TL nevinden menkul kıymetlerimiz yabancıların elinde oyuncağa döndü.
Müteakip taarruzda birliklerimizin ne kadar mukavemet edebileceği şüpheli. Zira ağır yaralıyız.
Bir anda dahil olduğumuz harbin meşruiyetine dair herkeste kuvvetli tereddütler var. Balyozla Apple’ın “iPhone” marka telefonlarını kırmak cephedeki dehşeti birkaç günlüğüne unutturmaya matuf traji-komik teşebbüsten ibaret.
DÖVİZDE TANSİYON DÜŞERKEN BORSA DA İNİYOR
Perde arkasında ödenen bedelleri görünce döviz kurlarının düşmesinde sevinilecek bir tarafı yok.
Karşılıklı ateş başladığında dolar 4,92 TL, euro 5,25 TL seviyesinde idi. Hazine’nin borçlanma maliyeti yüzde 21 civarında seyrediyordu. Borsa İstanbul (BIST) da 95 bin ila 98 bin arasında salınıyordu.

Haftanın 4. işlem gününün nihayetinde dolar 5,80 TL, euro 6,60 TL oldu. Bu seviyelerin kalıcı olup olmadığını kimse tahmin edemiyor.
ABD gibi bir faktör varsa masada kimse olana göre hareket etmemelidir. En büyük risk de bu endişeli bekleyiştir.
BIST 100 endeksi 10 bin puandan fazla geriledi, 87 bin puana indi. BIST’te bankacılık, enerji, gıda, bilişim ve inşaat sektörlerinde faaliyet gösteren şirketlerde kayıpları görünce müteessir olmamak mümkün değil.
DOLARDA KAÇ TL’NİN ÜZERİ KÖPÜK
“Dolarda 4,32 TL’nin üzeri köpük.” diyen Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Abdurrahman Kaan, 41 milyar dolara Türkiye’de şirketlerini dörtte birinin satın alınabileceğini ağzından kaçırmıştı.
Borsada devam eden serbest düşüş şirketleri daha ucuz hale getirdi. 41 milyar dolara neredeyse şirketlerin yarısı satın alınabilecek.
GARANTİ BANKASI 7 AYDA YÜZDE 80 ERİDİ
Türkiye’nin en kıymetli markası Garanti Bankası idi. Onun piyasa rayici bile 3 milyar dolara indi. 25 Ocak 2018 tarihinde aynı banka 13,8 milyar dolar ediyordu. Garanti Bankası 7 ay içinde yüzde 80 erimiş.

Sadece bankalar değil eriyen. Koç, Sabancı, Anadolu ve Doğuş gibi holdinglerden sanayi şirketlerine kadar hemen her şirketin hisse fiyatı geriliyor.
Türkiye cazip ve emniyet veren bir piyasa olsaydı yüzde 62’si yabancıların elinde olan Borsa İstanbul’a para yağardı. Öyle olmadı. Fırsatını bulan çıktı, çıkıyor…
Erdoğan’ın başlattığı meydan muharebesinin ilk haftasında yabancı en az 200 milyon dolar hisseyi bir o kadar Hazine kâğıdını elinden çıkardı.
HAZİNE 29 MİLYAR DAHA FAZLA FAİZ ÖDEYECEK
Hazine de gidenleri geri çevirmek için “faiz” havucunu gösteriyor. Faiz geçen sene yüzde 11 seviyesindeydi. Halihazırda faizler yüzde 28’e yükseldi. Borçlanma maliyetindeki artış çok ağır bir yük getirecek bütçeye.
Yüzde 1 puanın faiz yükü 1,7 milyar TL olduğuna göre 29 milyar TL daha faiz ödemesine gidecek. Türkiye’nin senelik faiz ödemesi 80 milyar TL’yi geçecek. Bütçede faiz tahsisatı katlanacak.
Sermaye açığından kıvranın bir memleketin faiz sarmalına düşmesi deniz suyu ile susuzluğu gidermeye benziyor. Halkın refah seviyesinin artırılması için yatırımlara gitmesi icap eden paralar faiz lobisine altın tepside takdim edilecek.
İNGİLTERE’NİN SESSİZLİĞİ MANİDAR
“Para politikasında daha aktif bir Reis-i Cumhur” olarak memlekete ne kadar pahalıya patladığını cümle âleme gösteren Erdoğan, damadı Berat Albayrak’ın tele-konferansla para toplayamayacağını gayet iyi biliyor.
Damadı, imajı biraz düzeltebilirse ne âlâ! O yüzden bizzat kendisi telefon ahizesinin başında. Telefon rehberinde kim varsa alfabetik sıraya göre tek tek arıyor.
Almanya ve Fransa’dan para istiyor, eski defterler önüne getirilince sükuta bürünüyor. İngiltere ne hikmetse mesafeli.
Katar’dan gelecek esrarengiz 15 miyar dolar da olmasa bu ay belki de maaşlar verilemeyecekti. Bütçe tükendi.
AKP güya 31 Mart 2019 tarihinde yapılacak belediye seçimlerine kadar akaryakıta zam yapılsa da vergi indirimi ile fiyat artışını vatandaşa aksettirmeyecekti. Piyasa ile girilen son meydan muharebesi hesapta yoktu.
İSTANBUL’DA BENZİNİN LİTRESİ 6,75 TL
Akaryakıtta Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) artırıldı. Benzine 50 kuruş, motorine 45 kuruş, LPG’ye 30 kuruş zam yapıldı. İstanbul’da benzinin litresi 6,75 TL oldu.
Maalesef bunlar iyi günlerimiz. Zam tsunamasi eylülde kıyılarımızı vuracak.
Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani harbin ilk günlerinde mütereddit davrandı ve Erdoğan’ı öfkelendirdi. Destek için beklediği dolar balyalarını yollamadı.
Elçiler nasıl bir mesaj ulaştırdıysa Şeyh Al Sani 15 Ağustos’ta soluğu Ankara’da aldı. Saray’da mükellef bir öğle yemeği ziyafetinde 15 milyar doların nasıl teslim edileceği kararlaştırıldı.
Saray’ın sesi Anadolu Ajansı da “Katar’dan Türkiye’ye 15 milyar dolar yatırım” başlığı ile dolar krizine giren bankalara müjde verdi.
KATAR’DAN GELEN PARALAR KİMİN?
15 milyar dolar kim adına hangi yatırımlarda kullanılacak belli değil.
Daha evvel (http://www.tr724.com/paralar-katar-katar-geliyor-haber-analiz-semih-ardic/) Digitürk ve Finansbank gibi iki büyük şirketin el değiştirdiği işlemlerde olduğu gibi bu paranın kaynağı hakkında da kocaman bir soru işareti kalacak.
Erdoğan’ın harp ilan ettiği ABD kuvvetleri ise birkaç bin iPhone’un kırılıp yakılması haricinde tek zayiat vermedi.
Türkiye’nin kazandığını zannettiği muharebenin seyrini ABD’nin manevraları tayin edecek. Mütareke (ateşkes) hali göremezlerse taarruz sırası ABD tarafına geçecek.
Bu saatten sonra beyaz bayrak kaldırılsa ile Donald Trump’ın 8 Ağustos’ta bildirdiği şartlar daha da ağırlaştırılarak önümüze gelecek.
Nitekim Trump’ın yardımcısı Mike Pence, “Türkiye, din adamı Andrew Brunson ve tutuklu diğer ABD vatandaşlarının serbest bırakılmasını bekleyen Başkan Trump’ın kararlılığını test etmemeli.” dedi. Mealen “Son kez ikaz ediyoruz. Bizden günah gitti.” demek istiyorlar.
GÖZLER İZMİR 3. AĞIR CEZA’DA
“Pastör Brunson’ın ev hapsinin ve yurtdışına çıkış yasağının kaldırılması” talebi İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin önünde.
17 Ağustos Cuma günü mesai saati bitimine kadar karar vermesi beklenen mahkemeden çıkacak netice muharebede sulha varılıp varılmayacağını gösterecek.
Kendisine karşı olan herkesi “düşman” ilan eden Erdoğan’ın aile şirketi gibi idare ettiği Türkiye’de mevzular ancak “savaş” teşbihi ile anlatılabiliyor.
iPhone kırarak ABD’yi dize getireceğini zanneden balyozcular gazanız mübarek olsun…
(TR724)