Romanya Haber

Binlerce KHK’li Strasbourg’da ‘Adalet’ çağrısı yaptı!

Türkiye'de mağdur edilen binlerce KHK'lı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Avrupa Konseyi'nin bulunduğu Fransa'nın Strasburg kentinde adalet çağrısı yaptı.

Türkiye’de hak ihlallerine maruz kalan yüzbinlerce kişi adına Strasbourg’daki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde geniş katılımlı bir protesto gösterisi düzenlendi. Fransa’nın Strasbourg şehrinde geçen yıl ilk kez düzenlenen “Strasbourg Adalet Buluşması‘nın ikincisi bugün gerçekleştirildi. Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edildikten sonra Türkiye’den ayrılan yaklaşık 2 bin KHK’lı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Avrupa Konseyi’nin bulunduğu All de la Robertsau Caddesinde bir kez daha adalet için buluştu.

Program geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Avrupa saatiyle 11.00’de başladı. Sarı tişörtlerini giyen, ellerinde pankartlar taşıyan KHK’lılar saat 10.00’dan itibaren Avrupa Konseyi ile AİHM binalarının bulunduğu cadde üzerinde toplanmaya başladı.

Saat 12.00’de başlayan adalet yürüyüşü, Avrupa Konseyi ile AİHM binalarının önündeki caddede, 900 metrelik alanda gerçekleştiriliyor. 450 metre yürüyerek Avrupa Konseyi’ne önüne gelen KHK’lılar, bu bölgede durdu ve Avrupa Konseyi’nin kapısında “Geciken adalet adalet degildir/Magdurlar burada mahkeme nerede” seklinde sloganlar atarak yetkililere taleplerini ileten bir mektup verdi. Daha sonra yürüyüşe devam eden grup, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin önünde de aynı şekilde durarak mektuplarını AİHM yetkililerine takdim etti.

AVRUPALI ÖNEMLİ ÜÇ İSME MEKTUP

KHK’lıları temsil eden Peacefull Actions Platformu”nun temsilcileri Yasemin Aydın, Rumi Ünal, Anayasa hukuku profesörü Hüseyin Demir’in Avrupa kurumlarında önemli görevlerde bulunan üç isme hitaben sunduğu mektupta, Türkiye’de devam eden hak ihlallerine dikkat çekilerek, AİHM’in bunlara kayıtsız kalmaması gerektiği, hak ihlali başvurularının gecikmeden sonuçlandırılması gerektiği vurgulandı.

Mektupta şu ifadeler kullanıldı:

“Ülkedeki tüm muhalif gruplara yönelik insanlık dışı uygulamalar hız kesmeden devam etmektedir. Bu yaygın ve sistematik ihlaller, ilgili BM organları tarafından ‘insanlığa karşı suç’ olarak nitelendirilmiştir. Bir kez daha tekrar edecek olursak, 15 Temmuz’dan sonra kapatılan üç binden fazla eğitim kurumu, binlerce yasal dernek ve el konulan en az 32 milyar dolarlık özel varlık konusunda hiç bir ilerleme kaydedilmedi. On binlerce kadın, yaşlı, hasta ve altı yaş altı yüzlerce bebek hala siyasi nedenlerle cezaevlerinde tutulmaktadır. Artık neredeyse her gün onlarca insan içi boş suçlamalarla tutuklanmaya devam etmektedir. Sistematik olarak ağır insan hakları ihlallerine maruz kalan binlerce insanın ümidi ise, Türkiye üzerinde bağlayıcı kararlar alma yetkisine sahip olan Avrupa Konseyi ve AİHM’in hukuku işletmesidir. Sözkonusu kurumların daha fazla gecikmeden bu insanlığa karşı suç teşkil eden eylemlere ilişkin hukuki pozisyonunu alması ve yükümlülüklerini derhal yerine getirmesi elzemdir. Bu zaman zarfında AİHM’den çıkan ve siyasi baskının mağdurları için bir nefes olan bazı kararlar için müteşekkiriz. Ancak Mahkeme’den beklentimiz, en kısa süre içinde, yarım milyondan fazla insanın sadece bir gazeteye abone olmak, bir bankada hesap sahibi olmak veya çocuklarını yasal olarak faaliyet gösteren okullara göndermek, dini bir sohbet grubuna katılmak veya bir mobil haberleşme uygulaması kullanmak gibi temel haklarını kullandıkları için zulme uğradıklarını görmezden gelmeyi bırakmasıdır.”

ADALETSİZLİKLERE DİKKAT ÇEKİLDİ

Mektup verilirken AİHM kararlarının geç çıkmasını eleştiren dosyaların yerlere atıldığı, hakimlerin de üzerine yattığı tiyatral bir gösteri sahnelendi. Yürüyüş sırasında yıllardır hapiste bulunan KHK’lıları temsil eden tekerlekli bir hapishane hücresi de yer aldı.

Merkezi Avrupa’da bulunan Peacefull Actions Platform’un Youtube kanalından İngilizce, Fransızca ve Türkçe olmak üzere üç dilde canlı olarak yayınlanan Adalet Buluşması’nda geçen yıl olduğu gibi bu yıl da yabancı konukların yanı sıra ünlü NBA oyuncusu Enes Kanter, Türkiye’de hak ihlallerine maruz kalan KHK’lılar ve aileleri konuşma yaptı.

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Üyesi Andreas Hınko, Norveçli eski bakan Odd Andrea With, 6 yıl hapis yattıktan sonra tahliye edilen Harbiyeli Taha Furkan Çetinkaya’nın annesi Melek Çetinkaya, avukat Elif Büyüköztürk, KHK’lı öğretmen Halit Tonbul, Ege Denizi’nde Gülsüm ve Mustafa adlı iki evladını yitiren KHK’lı öğretmen Gonca Kara, KHK’lı akademisyen Salih Hosoğlu, işkence mağduru Zabit Kişi’nin eşi Nesrin Kişi ve Norveçli teolog Dag Aakre konuşmacılar arasındaydı.

JEREMY CORBYN: HİÇBİR ÇOCUK AVRUPA KONSEYİ ÜLKESİNDE CEZAEVİNDE TUTULAMAZ

İngiltere İşçi Partisi eski lideri ve milletvekili Jeremy Corbyn, Strazburg’daki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin önündeki eylem sırasında mahkemeye Türkiye’deki insan hakları ihlallerine karşı hızlı harekete geçme çağrısında bulundu. Adalet için ayağa kalkan protestocularla bir araya gelen İngiliz politikacı, Türk hükümetinin “devlet memurlarını, öğretmenleri, polis memurlarını, gazetecileri ve avukatları yasadışı bir şekilde işten çıkardığını veya tutukladığını” hatırlattı.

Jeremy Corbyn, Ankara’nın çocuklu anneleri siyasi gerekçelerle hapsetmesine atıfta bulunarak, “Hiçbir çocuk bir Avrupa Konseyi ülkesinin hiçbir yerinde cezaevinde tutulamaz” dedi.

Türkiye’de Kürt ve Ermeniler gibi farklı azınlık gruplarının haklarının ihlal edildiğine atıfta bulunan Corbyn, hepsi uluslararası hukukta tanınan kendini ifade etme, dil ve kendi kaderini tayin etme haklarını desteklemeye çağırdı. Jeremy Corbyn, “Bugün tüm bu kampanyalarda sizi desteklemek için buradayım.” dedi.

Corbyn şöyle devam etti: “Herhangi biriniz oraya, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gidip ‘Kendi ülkemde haklarım ihlal ediliyor ve Avrupa düzeyinde adaletin tecelli etmesini istiyorue’ derse, onlar da size şöyle diyeceklerdir: Kendi ülkenize dönün ve bunu ülkenizdeki hukuk sistemiyle çözün. Ancak, engellemeler nedeniyle ülkenizdeki yasal sistemden asla geçemeyeceksiniz. Yani sloganda dediği gibi “Geciken adalet, adalet değildir”. Bu nedenle burada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin önünde olmamız gerekiyor. Dolayısıyla insanlar hapishanede sessizlik içindeyken, seslerinin daha geniş bir sahnede duyulmasını sağlamak hepimizin görevidir.”

NORVEÇLİ TEOLOG AAKRE: ADİL OLMAK HZ. ÖMER’İN MİRASIDIR

Norveçli teolog Dag Aakre ise “Strasbourg’da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde sizlerle birlikte olmak beni derinden etkiliyor. Ancak bu olayın perde arkası karanlık ve çok acıdır. Ben bir politikacı değilim. Ben Norveç Kilisesi’nden bir dini adamıyım. Hristiyan biri olarak önemli bir Müslümanı hatırlatmak isterim. 14 asır önce yaşamış olan Halife Ömer, irfan ve adaletiyle ün salmıştır. Yol gösterici ilkesi temel haklar, adalet ve eşitlikti. Onun mirası insanlara adil davranmak. Ona göre bir devletin dini adalet olmalıdır. Türkiye’de son yıllarda yaşanan ağır insan hakları ihlalleri, tanınmış insan hakları örgütleri tarafından ikna edici bir şekilde belgelendi. Masum insanlar terörist olmakla suçlanıyor. İşlerinden kovuldular. Dışlandılar ve hapsedildiler. Aileleri açlığa terk ediliyor ve onlara yardım edenler düşman olarak görülüyor. Küçük çocuklar, hayali suçlar nedeniyle anneleriyle birlikte cezaevinde yaşıyor. Ağır hasta insanlar yasal haklardan mahrum bırakılıyor ve ihtiyaç duydukları bakımı alamıyorlar. Fiziksel ve psikolojik işkence belgelendi. Masum erkekler ve kadınlar ülkelerini terk etmek zorunda kalıyor. 2016’dan bu yana Türkiye’den gelen iki binden fazla mülteciye Norveç’te daimi ikamet hakkı verildi. Kazancımız Türkiye’nin kaybı. Onlar harika insanlar. Onları aldığımız için şanslıyız. Ancak anlamsız suçlamalar nedeniyle ülkelerini terk etmek zorunda kalmaları çok üzücü. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ni Türkiye’de meydana gelen vahim ve bariz ihlallere son vermemize yardım etmeye davet ediyorum. Türkiye’de adalet sağlanana kadar hatırlayacağız, dua edeceğiz, savaşacağız ve konuşacağız.” dedi.

“İLİM VE SANAT TAKDİR EDİLMEDİĞİ YERDEN GÖÇER”

Dikkat çekici bir konuşma yapan KHK’lı akademisyen Salih Hosoğlu, “Türkiye’de herkesin öğünmeyi çok sevdiği büyük hekim İbn-i Sina da bir sürgün akademisyendi ve onun çok büyük bir sözü var: ‘İlim ve sanat takdir edilmediği yerden göçer.’ İşte bugün yaşanan budur. Türkiye ilim ve sanat üreten beyinleri gönderip bununla öğünenlerin ülkesi oldu ne yazık.” ifadelerini kullandı.

Gonca Kara, “Bugün karşınızda, hayal bile edilemeyecek acılar ve kayıplarla yüklenmiş, kederli bir anne olarak duruyorum. Kalbim, iki değerli yavrumun başına gelen trajedinin acımasız bir tanığı olan Ege Denizi tarafından paramparça edildi. Onlar siyasi baskının çapraz ateşi altında kalan masum ruhlardı, üstesinden gelmek için çabaladığımız adaletsizlik yüzünden kısacık hayatları yarıda kesildi. Ancak onların ve acı çeken sayısız mağdurların anısına bugün burada duracak gücü buluyorum. Birlikte, daha parlak ve daha adil bir dünyanın yolunu açarak zulmün gidişatını tersine çevirelim.” diye konuştu.

MERİÇ’TE, EGE’DE ÖLENLER ANILDI

Adalet Yürüyüşü’nde Meriç Nehri ve Ege Denizi’nde hayatını kaybedenler de unutulmadı. AİHM binasının önünden geçen su kanalında botlu bir eylem gerçekleştirildi ve bir dakikalık saygı duruşu gerçekleştirildi. Barış Cem Kaya’nın sunduğu programın en güzel ayrıntılarından biri, cezaevinde kalan gazeteci Nurullah Kaya’nın Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin bulunduğu Hollanda’nın Lahey şehrinden Strasbourg’a bisikletle gelmesiydi. Bisikletiyle sahneye çıkan Kaya, tutuklu meslektaşlarını anan bir konuşma yaptı.

GRİFON’DAN ADALET YÜRÜŞÜNE ÖZEL ŞARKI

Daha önce hapisteki bebeklerle ilgili rap şarkısı yapan GriFon mahlasını kullanan rap sanatçısı Selman Tiftik, Adalet Buluşması için de “Hakkımı Alıcam” adlı bir şarkı yaptı. İlk kez iki günce önce GriFon’un Youtube kanalında yayınlanan şarkı, “Yıldıramaz bizi engeller/ Yapıyoruz bunun için eylemler/ dik duruşlu bir nesil var artık/ hakkımı alacam istersem” gibi dizelerle özellikle KHK’larla mağdur edilen ailelerin gençlerine sesleniyor.

Peacifull Action Platform’un çatısı altındaki dernekler; Solidarity With OTHERS HRD, Other, ASSEDEL, HRD ve HRS gibi derneklerin katkılarıyla düzenlenen Adalet Buluşması, sanatçı Süvari Öztürk’ün konseriyle 15.30’da sona erdi.