Hayatını insan hakkı ihlallerine adamış bir isim; Ömer Faruk Gergerlioğlu. Bunu yaparken de fikir, köken, inanç ayrımına girmeden her insana eşit seviyede durmayı başarabilen nadir insanlardan biri.
Daha çocuk yaşlarında 12 Eylül darbesi ve Türkiye gerçekleriyle karşılaşmış, babasının her türlü baskıya rağmen 12 Eylül anayasasına verdiği ret oyuyla, o yaşlarda her türlü zorlama ve dayatmaya karşı dik duruş nasıl olur görmüş ve bunun bedeli olarak memur babasının uğradığı sürgünler sonucu ilkokulu beş ayrı okulda tamamlayarak ödemiş bir çocuk.
İmam hatip mezunu, milli görüşe yakın ve ilk gençliğinden getirdiği bu hassasiyetlerle dindar insanların karşılaştıkları zorlukları ortadan kaldırmaya çalışmış bir insan hakları savunucusu.
2003-2009 yılları arasında önce Kocaeli il başkanlığı, sonrasında da Mazlumder genel başkanlığını yaptığı dönemde her kesimden insanın hakkını savunduğu gibi, 28 Şubat mağdurlarını da unutmayıp o günlerin zorlu şartlarında ‘başörtüsüne özgürlük’ adıyla haftalık basın açıklamalarını başlatan isim.
Doktorluğa ilk başladığı yıllarda Iğdır’da Kürt halkı ve onların yaşadıkları mağduriyetlerle tanışmış, hayatının bundan sonrasında bu meseleyi de gündemine almış bir aktivist.
Çözüm sürecinde ‘akiller’ heyetini Kocaeli’nde gezdiren isim. Bu dönemde barış süreciyle ilgili birçok konferans vermiş, her konuşmasında bu meselenin kan dökerek değil uzlaşarak çözüleceğini savunmuş bir savaş karşıtı.
Ne acıdır ki bu süreçte devlet eliyle teşvik edilen, yine aynı çözüm istekleri için attığı twitler yüzünden önce 2017’de yaklaşık 30 yıl yaptığı doktorluk mesleğinden KHK ile ihraç edilmiş bir doktor, günümüzde ise milletvekilliği düşürülmüş bir siyasetçi.
Özellikle milletvekilliği döneminde KHKlıların karşılaştığı ağır sorunlar ve cezaevlerindeki hak ihlalleri konusunu azimle gündemde tutan Ömer Faruk Gergerlioğlu, demir parmaklıklar ardındaki bebekli annelerin, tedavi hakkı engellenen hastaların, tutuklu anne babaların sahipsiz kalmış çocuklarının sesi olmuş, bu konuları korkmadan meclis kürsüsünde iktidar ve sessizce olup biteni izleyen muhalefetin gözüne sokmuş bir adalet arayıcısı.
En son çıplak arama ile ilgili tüm iddaları açık yüreklilikle meclise taşımış, ”Başörtüsü diye geldiler, insanların iç çamaşırlarını çıkarıyorlar” deyimiyle sözde dindar vekillere isyanını dile getirmiş bir sağduyu kahramanı.
”Benim adım Ömer Faruk. Babam ‘Adaletli ol diye sana bu ismi koydum’ dedi” sözlerini kürsüden söyleyerek isminin hakkını layıkıyla veren ve Türkiye’de yaşayan her ferdin eşit adalete ulaşabilmesi için çalışan Gergerlioğlu, en öz tabirle bu ülkenin vicdanıdır.
Onun tutuklanması özgürlük, barış, adalet, eşitlik ve demokrasi için emek veren tüm insanların umutlarının kelepçelenmesi anlamına gelir ki, bu bardağı taşıran son nokta olacaktır.
Bugün tam anlamıyla göremesek de bu raddeden itibaren saatin ibresi bambaşka bir yöne evrilecek; bu olay Türkiye’de gücü elinde tutanlar için sonun başlangıcı olacaktır.