Romanya Haber

Aslı Erdoğan’ın tartışılan sözleri: Suyunun suyundan tercüme

Yazar Aslı Erdoğan, hakkında yeni davalar açılabileceği endişesiyle Türkiye'ye dönmeyeceğini açıkladı.

Yazar Aslı Erdoğan’a atfedilen ‘okullarda kürtlere karşı nefret aşılanıyor’ şeklindeki sözler Türk kamuoyunda yoğun tartışmalara neden oldu. Erdoğan’ın italyan gazetesi La Republica muhabirine verdiği röportajda kullandığı sözler, Türk basınına Belçika’da yayın yapan ve röportajı alıntılayan Le Soir gazetesinden çeviriyle ulaştı.

Sosyal medyada Aslı Erdoğan lehinde ve aleyhinde çok sayıda yorum yapıldı. Ancak, cumartesi akşam saatlerinde T24 sitesine açıklama gönderen Aslı Erdoğan, La Republica’nın başlıkta kullandığı ifadelerin kendisine ait olmadığını, Belçikalı gazeteye ise hiç mülakat vermediğini söyledi.

Tartışmalarla ilgili bilgi sahibi olmadığını ve iddiaları bir yakınından öğrendiğini ifade eden Erdoğan, “Ben böyle şeyler asla ve asla söylemedim. Bütün milletvekilleri teröristtir, gibi çocukça bir cümleyi kurmam mümkün değil. Ben terörist sözcüğünü zaten hiç kullanmam” dedi.

Tartışmaya neden olan sözlerin izini süren BBC Türkçe muhabiri Övgü Pınar, La Republica’da çıkan röportajı analiz etti, röportajı yapan gazeteciyle irtibata geçti.

MÜLAKATTA NELER SÖYLEDİ?

La Repubblica’daki mülakatın başlığı “Aslı Erdoğan: Bize okulda da Kürt düşmanlara karşı doktrin (öğreti) veriliyor” şeklinde olsa da mülakatın içinde başlıktaki bu ifadeler tam olarak yer almıyor.

Gazetenin muhabiri Marco Ansaldo, Aslı Erdoğan’a şu soruyu soruyor:

“Suriye’deki işgali eleştirenler neden soruşturmaya, mahkemeye, tutuklamaya maruz kalıyor?”

Aslı Erdoğan bu soruya şöyle cevap veriyor:

“Bakın, Avrupalılar maalesef Türk basınını takip etmiyor. Bu yapabilselerdi, yapılan endoktrinasyonun (beyin yıkamanın) nasıl işlediğini anlarlardı.”

Gazetenin muhabiri bu noktada “Endoktrinasyon mu?” diye soruyor. Aslı Erdoğan bu soruya da şöyle yanıt veriyor:

“Kesinlikle. Okuldan itibaren, kitaplar aracılığıyla. Türkiye Cumhuriyeti bir ideolojiyle iç içe geçmiştir, Kemalizm ideolojisiyle. Bu, Mustafa Kemal Atatürk döneminde işe yarıyor olabilirdi. Ama sonra aşırı milliyetçiliğe doğru kaydı. Türkiye hep tehdit altında gibi konumlandırılıyor. Bu görüntü bugün dinle birleştiriliyor ve sonuç olarak savaşta ölenler ‘şehit’ haline geliyor. Ölenlere, ‘ülke için öldükleri’ söyleniyor. Hayır, onlara şunu söylemek gerekir: Sen ülken için değil bir hükümet için ölüyorsun’.”

‘PARLAMENTODAKİ TÜM SİYASİ GÜÇLER ‘TERÖRİST’ DEDİ Mİ?

Türk medyasında yer alan bir başka iddia, Aslı Erdoğan’ın “HDP hariç, CHP de dahil olmak üzere parlamentodaki tüm siyasi güçlerin ‘terörist’ olduğunu” söylediği şeklindeydi. Ancak La Repubblica’da yayımlanan metinde Aslı Erdoğan’ın ağzından böyle bir ifadeye rastlanmıyor.

Muhabir Ansaldo mülakatın girişinde, “…Aslı Erdoğan, Türkiye gibi bir imparatorluğun varisi olan, önemli bir tarihi geçmişe sahip bir ülkenin tamamının neden ezelden beri Kürtlere karşı olduğunu, onların örgütlenmelerini terörist olarak kabul ettiklerini açıklıyor. Parlamentodaki tüm siyasi güçler (Kürt yanlısı parti haricinde elbette) böyle, solcu cumhuriyetçiler de dahil” diyor.

Burada “terörist” sözcüğünün, TBMM’de yer alan HDP dışındaki diğer tüm partilerin Kürt örgütlenmelerini nasıl değerlendirdiğini aktarmak için kullanıldığı görülüyor.

La Repubblica’daki mülakatın başlığı “Aslı Erdoğan: Bize okulda da Kürt düşmanlara karşı doktrin (öğreti) veriliyor” şeklinde olsa da mülakatın içinde başlıktaki bu ifadeler tam olarak yer almıyor.
LA REPUBLICA NE DİYOR?

Türkiye’de tartışmaya yol açan mülakat ve Aslı Erdoğan’a atfedilen sözlerle ilgili olarak, BBC Türkçe muhabiri, mülakatı yapan La Repubblica muhabiri Marco Ansaldo ile temasa geçti. Türkçe yayınlarda iddia edildiği gibi Aslı Erdoğan’ın “nefret” ifadesini kullanıp kullanmadığını soran Övgü Pınar’a Ansaldo, Erdoğan’ın böyle bir ifade kullanmadığı cevabını verdi. Marco Ansaldo’nun BBC muhabirine email ile gönderdiği yanıt şöyle:

“Bunu en güçlü biçimde yalanlıyorum. (La Repubblica’daki) makalede de başlıkta da böyle bir ifade yok. Başlık şöyle:

‘Aslı Erdoğan: Bize okulda da Kürt düşmanlara karşı doktrin veriliyor’

Alt başlıkta da böyle bir ifade yer almıyor.”

Gazetenin mülakatta kullandığı alt başlık “Ülkem aşırı milliyetçilik içinde yaşıyor: Bu yüzden sporcular, entelektüeller ve sıradan insanlar hükümeti destekliyor” şeklinde.

Ansaldo’ya, hatanın Le Soir gazetesinin tercümesinden kaynaklanıyor olabileceğini söylediğimizde de yanıtı, “Evet. Tiksinmek ya da nefret etmek, ‘doktrine maruz kalmaktan’ çok farklı kavramlar” şeklinde oluyor.

La Repubblica’nın kullandığı başlıkta “Kürt düşmanlar” ifadesi varken mülakat metninde Aslı Erdoğan’ın böyle bir ifade kullanmadığı da görülüyor. Marco Ansaldo, bu sözcüklerin mülakattaki ifadelerin “sentezi” olarak başlığa taşındığını belirtti.

Sonuç olarak Türkiye’de Aslı Erdoğan’a yönelik ağır tepkilere yol açan ifadelerin aslında Erdoğan’a ait olmadığı anlaşılıyor. La Repubblica’nın mülakat için kullandığı başlık, tırnak içinde verilse de aslında Aslı Erdoğan’ın ağzından birebir bu ifadelerin çıkmadığı görülüyor.

Türkiye’de esas tepki çeken ifadelerinse Le Soir gazetesinin metnin aslına sadık olmayan tercümesinden kaynaklandığı ve Türkçe yayın organlarının bu ifadeleri haberin kaynağına başvurarak teyit etmek yerine tercümesinin tercümesini yayımlamasından dolayı yayıldığı ortaya çıkıyor.