ROMANYA HABER / Bükreş
Romanya doğumlu ünlü tarihçi Prof. Dr. Kemal Haşim Karpat, ABD’nin Winconsin eyaletinde hayatını kaybetti. 96 yaşındaki Karpat’ın tarih alanında bilim dünyasında kabul gören çok sayıda makale ve kitabı bulunuyor.
Karpat’ın Wisconsin Hastanesi’nde tedavi gördüğü ve Çarşamba akşamı saat 18.40 civarında ruhunu teslim ettiği öğrenildi. Ölüm sebebi olarak yaşına bağlı çoklu organ yetmezliği olduğu belirtiliyor.
KEMAL KARPAT KİMDİR?
15 Şubat 1923 yılında Romanya’da (Babadağ-Dobruca) dünyaya geldi. Mecidiye Medresesine devam etti. Daha sonra lise yıllarında eğitim için İstanbul’a geldi. 1947’de İstanbul Üniversitesi Hukuk Bölümü’nden mezun oldu. Yüksek lisansını Washington Üniversitesi Siyasi Bilimler’de, doktorasını New York Üniversitesi Siyasal ve Sosyal Bilimler’de 1957’de tamamladı.
Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi’ndeki görevinin ardından Montana State, New York, Princeton, Bilkent, Ortadoğu Teknik, Ankara, Harvard, John Hopkins, Colombia üniversiteleri ve Ecole des Hautes Etudes en Science Sociales gibi eğitim kurumlarında öğretim üyeliği ve yöneticilik yaptı.
Wisconsin Üniversitesi Ortadoğu Çalışmaları Bölüm Başkanlığı’nı ve The Turkish Studies Association ile Türk Araştırmaları Kurumu’nun direktörlüklerini yürüttü. Orta Asya Çalışmaları Derneği’nin kurucu başkanlığından sonra Wisconsin Üniversitesi Orta Asya Çalışmaları Programı’nın da koordinatörlüğünü yaptı. Ünlü tarihçinin özellikle tarih alanında yazdığı çok sayıda makale ve kitabı bulunuyor.
‘DAĞI DELEN IRMAK…’
Prof. Dr. Kemal Karpat, biyografisinin anlatıldığı “Dağı delen ırmak” isimli kitapta hayat serüvenini şöyle özetliyor:
“İnsanlar denize doğru akan nehirlere benzerler. Nehir gibi belirli mecralardan yürürler, yaşarlar ve bir yerde sonsuz denizlere erişirler. Ama bazıları herkesin gittiği yolu bırakıp başka yoldan yürümek ister. Nehirlerde de bazen ayrılan, kendi yolunu arayan ırmaklar vardır. Kendi yolunu açar ve akar gider ırmak, dağlara, tepelere çarpıncaya dek… Irmak vardır, dağın üstünden atlamak istercesine kayalara çarpar, suları köpürerek yükselir, sonra gerisingeri düşer bir an, durgunlaşır. Sonra dağı kucaklayarak, öperek etrafında dolaşır ve sonra denize akar, gider.
Ama bazen de inatlaşır dağla; kayaları oyar, dağı delip kendisinin açtığı yoldan türkü söyleyerek akar, gider ve aynı denize kavuşur. Ama dağı delmiştir. Oradan belki binlerce sene aynı mecrada akacaktır nehir, birgün, kim bilir…
Bazı insanlar da, kalbinde, zihninde ne yattığını bilmeden ama onların gücüne boyun eğerek yeni yollar arar. Bulamazsa yolunu kendisi yaparak yürür. Denizler, kıtalar, kurak çöller aşar, hep yürür; ömürler yaşar, kısa bir hayat boyunca. Engellere çarpar, sendeler, yıkılır ama sonra tekrar toparlanarak yoluna koyulur. Taa denize ulaşıncaya kadar. Tıpkı “dağı delen ırmak gibi..”
Bir zamanlar Doğu ile Batı’nın sınırı kabul edilen Tuna’nın güneyinde, Babadağ’ın küçük bir köyünde doğan Kemal H. Karpat, yaşam rotasını Batı, çalışma eksenini ise Doğu olarak belirledi. Önüne açılan doğal ve kolay yolları izlemedi; belki de tüm yaşamını derinden etkileyecek bir sezgiyle, önüne çıkan ‘dağı delmek’ ve hiç yürünmemiş bir yolda yürümek istedi. Kendini geçmişle bugünkü politik süreçler arasındaki bağları araştırmaya, güncel olanı tarihin ışığı altında incelemeye adadı. Uzun bir ömrü kapsayan bu yoğun çaba, Romanya’da azınlık, Türkiye’de muhacir ve Amerika’da göçmen olan genç bir entelektüeli, en büyük tarihçilerden birine dönüştürdü.