Romanya Haber

AFSV’DEN HİZMET PRENSİPLERİ HATIRLATMASI: “HER TÜRLÜ FAALİYET KANUNİ VE AHLAKİ ÇERÇEVEDE OLMAK ZORUNDADIR, TAVİZ VERİLEMEZ”

Türkçe açılımı Paylaşılan Değerler İttifakı olan Alliance for Shared Values (AfSV) Hizmet Prensipleri Konusunda Hatırlatma Mesajı yayımladı. Açıklamada, “Her türlü hizmet faaliyeti kanuni ve ahlaki çerçevede olmak zorundadır, bu konuda taviz verilemez. Şeffafiyet ve hesap verebilirlik konusunda bulunduğumuz toplumun standartları esastır. Yaşadığımız ülkede toplumun güvenini sarsacak ve hareketi şaibeli hale getirecek faaliyetlerden kaçınılmalıdır. Kurumsal olmayan faaliyetlerin de tamamen kanunlara uygun, ahlaki ve hesap verebilir olması esastır.” dendi.

Hizmet hareketinin evrensel insani değerler makuliyeti etrafında bir araya gelmiş bir gönüllüler hareketi olduğunun belirtildiği açıklamada, “Barış ve kardeşliğin inşası adına faaliyet gösteren hareket katılımcıları, bugün Türkiye’deki arkadaşları ve akrabaları yakın tarihin en büyük zulümlerinden birine maruz bırakılmış olmasına rağmen bulundukları yerlerde prensiplerinden taviz vermeden çalışmalarına devam etmektedir. Bir yandan yaşanan mağduriyet ve mazlumiyetlerin giderilmesi adına hukuk sınırları içinde mücadeleye devam ederken, diğer yandan Hizmet Hareketini bugünlere getiren değer ve prensiplerin yeni nesillere aktarılması önem arz etmektedir.” dendi.

Yayımlanan metin aslında 2015 yılından itibaren Amerika Birleşik Devletleri’nde AfSV’nin yerel partner kurumlarının bulunduğu bölgelerde başlayan çok katılımlı bir sürecin ürünü olan daha geniş bir çalışmanın özeti. Prensiplerin ortaya konulduğu alanlar kanunilik, ahlakilik, şeffafiyet, hesap verebilirlik, yerel-genel dengesi, temsiliyet ve çoğulcu katılımcılık olarak sıralanıyor. Açıklamada, “Bütün Hizmet prensiplerini kapsayıcı olma iddiası yoktur.” ifadesi de dile getiriliyor.

AfSV’nin yayımladığı Hizmet prensipler ise şöyle;

PRENSİPLER:

  1. Her türlü hizmet faaliyeti kanuni ve ahlaki çerçevede olmak zorundadır, bu konuda taviz verilemez. Şeffafiyet ve hesap verebilirlik konusunda bulunduğumuz toplumun standartları esastır. Yaşadığımız ülkede toplumun güvenini sarsacak ve hareketi şaibeli hale getirecek faaliyetlerden kaçınılmalıdır. Kurumsal olmayan faaliyetlerin de tamamen kanunlara uygun, ahlaki ve hesap verebilir olması esastır.
  2. Her sosyal/inanç tabanlı grubun kurumsal olan ve olmayan yönleri olabilir. Önemli olan kurumsal rolü olanlarla kurumsal rolü olmayan kişiler arasındaki ilişkilerde yukarıda zikredilen kanunilik, ahlakilik, şeffafiyet ve hesap verebilirlik prensiplerine riayet edilmesidir.
  3. Kurumsal yapıların kendi aralarındaki ve toplumsal tabanla ilişkilerini daha şeffaf bir zeminde yürütebilmeleri için karşılıklı anlaşmalara dayanan ve temsiliyet esasına göre katılımcıları belirlenen haberleşme, koordinasyon, müzakere platformları kurulabilir.
  4. Karar verici olan, icra rolü üstlenenler; mesuliyet almak, şeffaf olmak ve hesap vermek durumundadır. Şahsi sebeplerden dolayı bu şartları sağlayamayanlar karar verici rolü üstlenmemelidir. Bu mevzuda bizden beklentisi olan muhataplar, yaşadığımız ülkenin idaresi ve entelijansiyasi yanında, hareketin kendi tabanı ve özellikle geleceğinde önemli rol oynayacak olan gençlerimizdir.
  5. Yönetici, yönetim kurulu ve hak/söz sahiplerinin (stakeholder) hiçbirinin kurumsal yapılar üzerinde tahakkümü ahlaken kabul edilemez. Bu kesimlerin her biri yaşanılan ülkenin hukuki mevzuatı ve ahlaki normları çerçevesinde kendine düşen rolü oynamalı ve rollerinin sınırlarını aşmamalıdır. Bütün karar verici rolleri için dönem süresi ve sayısı belirlenmelidir.
  6. Kurumların yönetim kurullarında, liyakat ve çoğulculuk prensibine uygun şekilde farklı kesimlerin temsili esastır. Bu bağlamda esnaf, profesyonel, akademisyen, eski göçmen, yeni göçmen gibi kesimlerin ve özellikle pozitif ayrımcılık yaparak bayanlar ve genç neslin yönetim kadrolarında bulunmaları sağlanmalıdır.
  7. Hizmet katılımcılarının kurduğu her kurumsal yapı aynı zamanda hem yereldir hem de yerelle sınırlı olmayan bir temsil rolü ve hareket tabanıyla ilişkisi söz konusudur. Kurumsal yapıların gerek yönetim kurullarının teşkili gerekse faaliyet planlarında bu yerel-genel dengesinin göz ardı edilmemesi gerekir.
  8. İnsan kaynaklarının tespiti, geliştirilmesi ve ihtiyaç sahipleriyle buluşturulması konusunda objektif, rasyonel ve toplumun şeffafiyet normlarına uygun mekanizmaların kullanılması gerekir.
  9. Kurumların finansal kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve bu kaynakların kurum temsilcilerinin de içinde olduğu heyetler tarafından kollektif şuurla şeffafiyet içerisinde yönlendirilmesi onların daha istikrarlı ve kalıcı olmaları açısından önemlidir.
  10. Yukarıda zikredilen prensiplerin yaygın ve tutarlı bir şekilde uygulanabilmesi için hak sahipleri, kanaat önderleri, yönetim kurulu üyeleri ve üye adayları, yöneticiler ve yönetici adaylarına yönelik eğitim ve gözlem/denetleme planları yapılmalıdır.
  11. Bir kere daha vurgulamak isteriz ki; hizmet hareketinin her türlü faaliyetinde evrensel ahlaki prensipler, ülke kanun ve mevzuatları, kurum tüzükleri, ve kamuya açık kaynaklarda ifade edilen hizmet prensiplerine uygun hareket esastır.
    Kamuoyuna saygıyla arz ederiz.