15 Temmuz sonrası Akıncı Hava Üssü’nde rehine komutanları kurtardığı belirtilen ve 5 ay önce Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) davasında tanık olarak dinlenen Albay, son OHAL KHK’si ile TSK’dan ihraç edildi.
Konuyu Odatv’den Müyesser Yıldız gündeme getirdi. Yıldız yazısında önce “kahraman”, sonra “hain” ilan edilenleri sıraladı. Bunlardan biri de Albay M.Y.
Yıldız’ın yazısında ifade edilene göre Albay M.Y., 15 Temmuz’da Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görevliydi. Darbe teşebbüsü olduğunu öğrenince bir grup arkadaşıyla ÖKK’ya gitti. Neler yaptığını, 12 Mart 2018’de tanık olarak dinlendiği ÖKK davasında şöyle anlatıyordu:
“Yolda giderken oradaki daha önce Özel Kuvvetlere bizden önce giden ve dışarıda bekleyen arkadaşlardan bizi aradılar. İşte, ‘bizi yaklaştırmıyorlar nizamiyeye’ şeklinde. O sırada ben de ARGE şube müdürlüğü yaptığım için bu teknolojik olaylarla da çok yakından ilgileniyordum. Aklıma, ‘yaklaştırmıyorlarsa’ dedim. O sırada bizim denemelerde kullandığımız drone’lar vardı. Gölbaşı’nda oturan bir mühendis arkadaşım vardı. Ondan gittim o drone’u aldım. Onunla beraber Özel Kuvvetler’in aşağısındaki Petrol Ofisi vardı, oraya gittik.
Orada herkes toparlanmıştı. Büyük bir kalabalık vardı. Orada konuştuk, ne yapacağız, ne edeceğiz, işte bizden daha kıdemli arkadaşlar bir organizasyon yaptılar. İşte, ‘Müzakere edelim. Gidelim konuşalım. Onları ikna edelim’ diye. Ben de geri bölgede kalıp drone uçurmaya başladım. Yani ‘Görüntü alayım, durumu aydınlatayım; bir de orada kim varsa üzerlerinde belki baskı oluşur’ ihtimali ile o şekilde ben de geriden faaliyetlere başladım. Drone’a ateşler edildi…”
Yıldız, albayın faaliyetlerinin drone uçurmaktan ibaret olmadığını belirterek, diğer faaliyetlerini de albayın kendi ifadesiyle aktarıyor:
“Sabahleyin Özel Kuvvetler Karargâhı’na girdiğimizde saat dokuz, dokuz buçuk civarlarında bana o zaman için Albay Ömer Faruk Bozdemir tarafından: ‘Özel Hava Alay Komutanlığı’nda git, bu Hirfanlı’ dan gelen taburu da al, tabur komutanı ile beraber ve git oranın düzenini sağla.’ şeklinde sözlü olarak bir emir aldım. Ve bu emir üzerine 37. Tabur’u da alarak 25 kişilik bir ekiple ve emniyet kuvvetleri ile de koordine yaparak onlarla beraber Özel Hava Alay Komutanlığı’na intikal ettim. Daha sonra yolda giderken de Fırat Çelik Albay ve Ömer Faruk Bozdemir Albay farklı zamanlarda aradılar: ‘Akıncı’da böyle bir durum var. Git oraya destek ol, oradaki işte teslim olacak birileri var, onları teslim al.’ şeklinde, bana bu şekilde bir emir verildi.
Gittim Özel Hava Alay Komutanlığı’nda yaklaşık bir buçuk, iki saat civarında kaldım. Ve daha sonra bana eşlik edecek olan Genelkurmay’dan gelen savcılar, iki savcı artı Merkez Komutanlığı’ndan bir ekip Genelkurmay Başkanlığı’nca görevlendirilmiş; onlarla buluşarak Akıncı’ya gittim ve o faaliyeti icra ettim.”
Albayın ifadelerini paylaştıktan sonra Yıldız, “söz konusu albayın Akıncı’daki rehineleri kurtaran isim olduğu iddiası, kendi ifadesinden ibaret değil; aynen Özel Kuvvetler Komutanlığı’nca hazırlanan ve mahkemeler tarafından dikkate alınan raporlarda da geçiyor” diyor ve ekliyor:
“O raporlardan önce darbeciler tarafından elleri ve gözleri bağlanarak derdest edilip, Akıncı Üssü’ne götürülen dönemin Genelkurmay 2. Başkanı, bugünün Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’in ertesi gün Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı ile telefonla görüşüp, onun göndereceği ekip gelmeden tutulduğu odadan çıkmayıp, ÖKK personelini beklediğini hatırlatalım.”
Yazıya göre Akıncı’daki rehine komutanları kurtardığı ifade edilen ve sadece 5 ay önce ÖKK davasında tanık olarak dinlenen Albay da son OHAL KHK’si ile TSK’dan ihraç edildi. Yıldız, ihraç nedeninin bilinmediği notunu da düşüyor, “Nedenini, niçinini bilmiyoruz; muhtemelen itirafçı beyanı veya ankesörlü telefon soruşturmalarında adı geçtiği içindir.”
Konuyu Odatv’den Müyesser Yıldız gündeme getirdi. Yıldız yazısında önce “kahraman”, sonra “hain” ilan edilenleri sıraladı. Bunlardan biri de Albay M.Y.
Yıldız’ın yazısında ifade edilene göre Albay M.Y., 15 Temmuz’da Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görevliydi. Darbe teşebbüsü olduğunu öğrenince bir grup arkadaşıyla ÖKK’ya gitti. Neler yaptığını, 12 Mart 2018’de tanık olarak dinlendiği ÖKK davasında şöyle anlatıyordu:
“Yolda giderken oradaki daha önce Özel Kuvvetlere bizden önce giden ve dışarıda bekleyen arkadaşlardan bizi aradılar. İşte, ‘bizi yaklaştırmıyorlar nizamiyeye’ şeklinde. O sırada ben de ARGE şube müdürlüğü yaptığım için bu teknolojik olaylarla da çok yakından ilgileniyordum. Aklıma, ‘yaklaştırmıyorlarsa’ dedim. O sırada bizim denemelerde kullandığımız drone’lar vardı. Gölbaşı’nda oturan bir mühendis arkadaşım vardı. Ondan gittim o drone’u aldım. Onunla beraber Özel Kuvvetler’in aşağısındaki Petrol Ofisi vardı, oraya gittik.
Orada herkes toparlanmıştı. Büyük bir kalabalık vardı. Orada konuştuk, ne yapacağız, ne edeceğiz, işte bizden daha kıdemli arkadaşlar bir organizasyon yaptılar. İşte, ‘Müzakere edelim. Gidelim konuşalım. Onları ikna edelim’ diye. Ben de geri bölgede kalıp drone uçurmaya başladım. Yani ‘Görüntü alayım, durumu aydınlatayım; bir de orada kim varsa üzerlerinde belki baskı oluşur’ ihtimali ile o şekilde ben de geriden faaliyetlere başladım. Drone’a ateşler edildi…”
Yıldız, albayın faaliyetlerinin drone uçurmaktan ibaret olmadığını belirterek, diğer faaliyetlerini de albayın kendi ifadesiyle aktarıyor:
“Sabahleyin Özel Kuvvetler Karargâhı’na girdiğimizde saat dokuz, dokuz buçuk civarlarında bana o zaman için Albay Ömer Faruk Bozdemir tarafından: ‘Özel Hava Alay Komutanlığı’nda git, bu Hirfanlı’ dan gelen taburu da al, tabur komutanı ile beraber ve git oranın düzenini sağla.’ şeklinde sözlü olarak bir emir aldım. Ve bu emir üzerine 37. Tabur’u da alarak 25 kişilik bir ekiple ve emniyet kuvvetleri ile de koordine yaparak onlarla beraber Özel Hava Alay Komutanlığı’na intikal ettim. Daha sonra yolda giderken de Fırat Çelik Albay ve Ömer Faruk Bozdemir Albay farklı zamanlarda aradılar: ‘Akıncı’da böyle bir durum var. Git oraya destek ol, oradaki işte teslim olacak birileri var, onları teslim al.’ şeklinde, bana bu şekilde bir emir verildi.
Gittim Özel Hava Alay Komutanlığı’nda yaklaşık bir buçuk, iki saat civarında kaldım. Ve daha sonra bana eşlik edecek olan Genelkurmay’dan gelen savcılar, iki savcı artı Merkez Komutanlığı’ndan bir ekip Genelkurmay Başkanlığı’nca görevlendirilmiş; onlarla buluşarak Akıncı’ya gittim ve o faaliyeti icra ettim.”
Albayın ifadelerini paylaştıktan sonra Yıldız, “söz konusu albayın Akıncı’daki rehineleri kurtaran isim olduğu iddiası, kendi ifadesinden ibaret değil; aynen Özel Kuvvetler Komutanlığı’nca hazırlanan ve mahkemeler tarafından dikkate alınan raporlarda da geçiyor” diyor ve ekliyor:
“O raporlardan önce darbeciler tarafından elleri ve gözleri bağlanarak derdest edilip, Akıncı Üssü’ne götürülen dönemin Genelkurmay 2. Başkanı, bugünün Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’in ertesi gün Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı ile telefonla görüşüp, onun göndereceği ekip gelmeden tutulduğu odadan çıkmayıp, ÖKK personelini beklediğini hatırlatalım.”
Yazıya göre Akıncı’daki rehine komutanları kurtardığı ifade edilen ve sadece 5 ay önce ÖKK davasında tanık olarak dinlenen Albay da son OHAL KHK’si ile TSK’dan ihraç edildi. Yıldız, ihraç nedeninin bilinmediği notunu da düşüyor, “Nedenini, niçinini bilmiyoruz; muhtemelen itirafçı beyanı veya ankesörlü telefon soruşturmalarında adı geçtiği içindir.”