Yorum | Levent Kenez
Evet sayın seyirciler, bu haftaki “Örnek İnsan Sayın Cumhurbaşkanımız” programımıza hoş geldiniz. Bundan önceki haftalarda Sayın Cumhurbaşkanımızın başarılı sporcu, eşsiz aile babası ve dahi ekonomist yönlerini anlatmaya daha doğrusu anlamaya çalışmıştık. Bu haftaki konumuz Sayın Cumhurbaşkanımızın örnek vefası. Bu haftaki programımızda sizlerin de görünce hemen hatırlayacağı konuklarımız olacak. Eski bir cumhurbaşkanı, eski bir meclis başkanı ve eski bir başbakan sayın cumhurbaşkanımızın eşsiz vefasını anlatacaklar. Hemen başlıyoruz. İşte ilk konuğumuz:
1.konuk VTR:
“Efendim, Tayyip Bey’i bir kelime ile anlatın deseniz benim aklıma gelen ilk şey vefa olur. Uzun yıllar beraber siyaset yaptık ve her zaman bu özelliğini gözlemleme fırsatım oldu. Tabii vefa hissimiz her zaman karşılıklı olmuştur. Cumhurbaşkanlığı adaylığımız süresinde biliyorsunuz önümüze çeşitli engeller çıkartılmış ve sonra seçimlere gitmek zorunda kalmıştık. Seçimlerden döndükten sonra tekrar aday olmamam konusunda bazı kişiler akla hayale gelmeyen şeyler üreterek bunu medyada yayınlatıyorlardı. Sonradan öğrendim ki Tayyip Bey’den habersiz bazı yakın adamları benim adaylıktan vazgeçmem için bu iftiraları uyduruyorlarmış. Hemen Tayyip Bey’e olayı aktarınca sağolsun ‘Sen başbakanlıktan ben seçilince hemen istifa etmiştin ben bu vefasızlığa izin vermem’ diyerek kendisinden habersiz iş çeviren adamlarına artık bana küfretmemeleri konusunda uyarıda bulundu. Ben de cumhurbaşkanı olunca hiç vefasızlık yapmayarak önüme ondan ne gelirse hemen imzaladım. O kadar çok olay vardır ki böyle mesela en son aklıma gelen: Bir gün boğazdaki yalımda oturuyorum bir anda helikopterle beli silahlı bir adam ve yanında yine herkesin tanıdığı bir sözcü bahçeye iniverdi. Efendim, bana ne tehditler, ne nadan sözler. Sanki ben Tayyip Bey’e vefasızlık yaparmışım gibi ileri geri konuşuyorlar. Hemen kendisini aradım. İnanır mısınız olaydan haberi yok. Beli silahlı adamı sonra görevinden aldı daha pasif bir göreve atadı. Şu vefasını anlatmadan bitirmeyeyim. Benim Çankaya’daki görevim son bulduktan sonra tekrar aktif siyasete dönmeyi düşünürken artık bu yaştan sonra yorucu işlerle yıpranmamam için bana parti kapısını nasıl kapattığını düşündükçe kendisine dua ederim. Kendisine uzun ömürler diliyorum.
2.konuk VTR:
“Tayyip Bey ile vefa kelimesi adeta özdeşleşmiştir. Kendisini çok genç yaşından beri tanırım. Severim. Mert insandır. Anadolu insanıdır. İçi dışı birdir. Ben buna şahidim. Ve her iki cihanda da da bu şehadetimi beyan ederim. Geçtiğimiz aylarda partimizin kuruluşu ile ilgili bir film çekmişler. Bendenize yer vermemişler. Son derece müteessir oldum ve hemen o anda kendisine “Sizden habersiz yapılan bu iş beni ziyadesiyle üzdü” dedim. Hemen adamlarına talimat verdi bütün eski meclis başkanlarını bir odada topladı. Efendim Bülent Abi’nin yeri ayrıdır aman şöyle kahramandır. Şöyle vefalıdır. Şahsimin pek fevkinde sözlerle bütün arkadaşlar arasında beni onore etmesini unutamam. Siyasette bir Arınç olmadan olmaz deyip benim küçük oğlanı milletvekili yapmasını da dürüstlük anlayışım icabı arz etmem icap eder. Yine geçmişte benimle özdeşleşen kelimesini kullanırsam zannediyorum yanlış olmaz, Manisa’da sıradan halka emniyet görevlileri devamlı zulüm ediyor. Sırf benim prestijimi sarsmak, beni terbiye etmek ve beni işe yaramayan bir adam olarak göstermek için. Kendisine durumu arz ettim. Sağolsun bütün şehirlerde de aynı şeylerin yapılmasını talimat vererek beni büyük bir yükten kurtardı. Bu vefa insanın Allah yar ve yardımcısı olsun.”
3.Konuk VTR:
“Vefa kadim medeniyetimizin olmazsa olmaz hasletlerinden bir tanesidir. Ve Sayın Cumhurbaşkanımız ecdat yadigarı topraklarda binlerce yıldan beri devam eden vefa anlayışımızın en mümtaz temsilcilerinden birisidir. Beraber görev yaptığımız zamanlarda talimat verdiğim bakanlarıma, bürokratlarıma hep şunu söylemişimdir: “Evvel refîk bade’l-tarîk”. Ben bu sözü neden söyledim? Çünkü Osmanlı bakiyesi bütün coğrafyalarda bütün insanlarımızın bildiği bir şey vardır. En önemli şey yola çıkılacak insandır. Ben Sayın Cumhurbaşkanı ile bu kutlu yolda yer almaktan ve milletimize hizmet etmekten büyük kıvanç duydum. Bende derin bir iz bırakan olayı aktarmama müsade edin. Başbakanlığım döneminde partimizden bir takım kimseler benim istifa etmem ve yerime Binali Bey’in geçmesi hususunda bir takım muzır ve o zamanki şahlanışımıza engel olacak çabalar içerisindeydiler. Hatta istifa etmezsem parti kongresini olağanüstü toplayıp beni onursuzca ve saygısızca alaşağı edeceklerini söylüyorlardı. Sayın Cumhurbaşkanımızdan habersiz gelişen bu durumu öğrenirse kendisinin ne kadar üzüleceğini düşünerek devletimizin bu hezeyandan kayıpsız bir şekilde kurtulması ve bekaası için şahsımı feda ederek istifa etme kararı aldım. Ve kendisine arz etmek için yanına gittiğimde, benim yaptığım bu kahramanlıktan ötürü gözyaşlarını tutamadığına şahit oldum. “Hocam lütfen bir süre daha devam etseniz size çok ihtiyacımız var demesine rağmen kararımın kati olduğunu ve kendisini üzme ve kırma adına da olsa doğrusunun bu olduğunu kendisine arz ettim. İstemeyerek de olsa istifamı kabul ettiğini söylerken bana samimiyane sarılmasını asla unutmayacağım. Yine vefasından benle beraber çalışan arkadaşları başkaları üzer incitir diye hepsini tasfiye etmesini de asla unutamam.”
Evet sevgili seyirciler bu haftayı eski Türkiye’den 3 konuğumuzla tamamlıyoruz. Haftaya Sayın Cumhurbaşkanımızın nasıl örnek bir öğretmen olduğu ile devam edeceğiz. Tekrar görüşünceye kadar hoşçakalın.