Romanya Haber

Ne İstiyorlar?

Yorum | Naci Karadağ

İstiyorlar ki, biat edesiniz… Tıpkı diğerleri gibi; imanınızı, ibadetinizi ucuz bir dünya metaıyla değiştirmenizi talep ediyorlar sizden…
Önce “ne istediniz de vermedik?” diye yaklaşıyorlar.
Bol bol veriyorlar milletin kesesinden. Verirken eteklerine yapışanları da toplayıp evlad u iyallarıyla bölüşüyorlar.
Cübbeli gibi, Karaman gibi, ne bileyim binlerce alim geçinen ruhu satılık zavallı gibi ucuz bir borsada fiyat biçmenizi istiyorlar sizden…
Sonra “artık size su da yok” fazına geçiyorlar.
Gerçekten de öyle yapıyorlar.
Kriminalize edemedikleri için kurumlarınıza tuhaf tuhaf bahanelerle müfettiş yollayıp bahane arıyorlar sizi yok etmek için. Çöp sepetinizin çapını ölçüyorlar, kapılarınızın boyunu, bahane ararken kırk takla atıyorlar…
Duvarlarınızı yıkıyorlar, tabelalarınızı kaldırıyorlar, camlarınızı kırıyorlar, velilerinizi korkutuyorlar, reklam verenlerinizi tehdit ediyorlar, size selam verenlere “görürsünüz siz” diye aba altından sopa gösteriyorlar…
İstiyorlar ki, “tamam pes ettik özür dileriz” diyesiniz…
İnandığınız tüm değerleri tepeleyip onların üç kuruşluk dünya çıkarlarına hizmet edesiniz, kendi beş para etmez ideallerine satasınız benliğinizi….
Diyelim ki iş adamısınız…
Önce “Bunlarla ilişkini kes” diye tehdit ediyorlar.
Ardından sizden açıkça talep ediyorlar…
Lanet olsun, diyerek veriyorsunuz mecburen, çünkü yemeye alışınca duramıyorlar, doymak bilmiyorlar, azgın iştahlarını hiçbir şey kesmiyor.
Bir süre sonra bu da yetmiyor, “düşmanlık edeceksiniz şunlara” diyorlar mesela. Zorla ilan verdiriyorlar, açıklama yaptırıyorlar, herkesin içinde yüksek sesle onların fikriyatını savunmanızı istiyorlar..
Aslında burada bile onlara biat etseniz yine akıbetiniz değişmiyor çünkü bir süre sonra doğrudan malınıza göz dikecekler…
Dolayısıyla nerede direnirseniz orada hainleştiriliyorsunuz hemen.
Malınıza çöküyorlar, medyanızı yerle bir ediyorlar, satın aldıklarıyla sizi yok etmeye yöneliyorlar.
Ruhunu satan üç kuruşluk karaktersiz mi yok memlekette?
Sürüsüne bereket, binlerce var…
Hilal Kaplan diye bir karaktersiz buluyorlar mesela..
Kocasıyla, kardeşiyle, yedi ceddiyle semirtene kadar para tıkıyorlar midelerine. Boğazda villaya çöreklenip Başbakan’ı bile istifa ettirtecek kadar büyük kumpas kurduruyorlar Pelikan çetesine.
Her türlü pisliği, adiliği, alçaklığı, yasadışılığı bunlara yaptırtıyorlar.
İman yerine geçiyorlar adeta, bir dine dönüştürüyorlar kendilerini…
Adınız Hilal olsa da yaptırıyorlar, Nihal olsa da, Elif olsa da, zurnanın son çeyreği Cemile olsa da…
O güne kadar entelüktüel geçinen Yusuf Kaplan da olsanız fark etmiyor, Hakan Albayrak da…
İsmail, Salih, Hadi gibi, şişkin göbeklerin neyle beslendiklerini çok iyi bildikleri için onları çok kolay kafalıyorlar.
Atilla Yayla’sından Ali Bayramoğlu’na, Etyen’inden Markar’ına kadar din, dil, ırk, siyasi görüş farkı gözetmeksizin herkesin fiyatını bilip pazarda satın alabiliyorlar.
Tarihin en utanç dolu işporta pazarını kurdular ülkenin orta yerine, ruhları fikir fuhşiyatına alıştıra alıştıra rezil ettiler.
Tüm bunları yaparken yanlarında olmasa da yaptıklarına ses çıkarmayacak hatta oh çekecek alçakları da çok iyi biliyorlar.
Ruşen gibi sinsileri, Nedim gibi müptezelleri, Latif, Gülerce gibi çakal çukal tayfasını da keskinleşmiş radarlarıyla bulmakta hiç zorluk çekmiyorlar. Haşmet’i, Ardıç’ı bilmemnesi de bonusu oluyor…
Hırsızlıklarını görmeyin istiyorlar.
Arsızlıklarına ses çıkarmayın.
Din adına yaptıkları korkunç işleri onaylayın diye beklentiye giriyorlar.
Katiller ile yaptıkları işbirliğini görmezden gelin istiyorlar.
Memleketin bozulmadık tek dokusunu bırakmamacasına yaptıkları bozguna ses çıkarmayın istiyorlar.
Milletin malını, halkın oyunu çalarken rahat olmak istiyorlar.
Yalanlarını suratlarına çarpmayın istiyorlar.
Alçakça kanlı oyunlara giriştiklerini kimse bilmesin, görmesin arzu ediyorlar.
Darbe soytarılığıyla ilgili tek bir soru sormayın, onların aptalca senaryosuna koşulsuz inanmanızı istiyorlar.
Sonrasında yaptıkları soykırımın onaylanmasını istiyorlar.
Liyakatı kaldırıp canlarının istediklerini istedikleri makama getirmeye kimsenin itiraz etmemesinden yanalar.
Damatları bakan, oğulları milyarder, akrabaları semirsin istiyorlar.
Diploma önemsizleşsin, dürüstlük olmasın istiyorlar.
Ortalık Yeliz modeli kahvehane artığı zatlarla dolsun arzuluyorlar.
Kanun, kural olmasın, kendi dedikleri kanun yerine geçsin istiyorlar.
Kimseye hesap vermesinler, kimsenin denetlenmesine girmesinler istiyorlar.
Bunun için işten atıyorlar, saçma sapan gerekçelerle tutukluyorlar, yurt dışına çıkmanıza izin vermiyorlar. Ekmek kazanmanıza bile müsaade etmiyorlar.
Kin ve nefretleri o kadar büyük ki, bir günlük bebeyi hapse atarken vicdanları sızlamadığı gibi Hilal ve Mehtap gibi insanlıkla ilgisi olmayan yaratıklar aracılığıyla bunu meşru göstermeye çalışıyorlar.
Çalışmayın istiyorlar, okumayın, okutmayın, evinizde oturmayın, işiniz olmasın, para kazanmayın, açlıktan ölün istiyorlar…. Size her türlü alçaklığı yaparken gıkınızın bile çıkmasından rahatsız oluyorlar.
Size terörist diyorlar ama en aşağılık terör örgütünden bile daha pis işleri artık rutin hale getiriyorlar.
Siz insan olmaya devam ettikçe onlar çıldırıyorlar ve zulümlerini katmerliyorlar.
Size vurduklarında ellerini tutmanızı istemiyorlar, kendinizi savunmanıza asla izin vermeyip, avukatlarınızı bile tutukluyorlar, hapse atıyorlar, kalanları da korkutuyorlar.
Hukuk köpekleşsin, eğitim leşleşsin istiyorlar.
Size yaptıkları zulme ses çıkarmamanızı, acıya razı olmanızı, sindirilmeye, yok olmaya razı olmanızı istiyorlar.
Ülkeyi açık hapishaneye dönüştürüp yaşanılmaz kıldıktan sonra bir şekilde canınızı kurtarmanıza da izin vermiyorlar.
Çocuklarınızın ölümüne bile seviniyorlar.
Kandan beslenmeyi öğrendikleri için aşağısı onları kesmiyor artık.
Sizin kanınızı istiyorlar.
Çaldıkları paraların, geleceğinizin, özgürlüğünüzün yanına bir de hayatlarınızı eklemenizi istiyorlar.
Karşı çıkarsanız ise sonsuza kadar böylesi bir zulüm çağının süreceğini söylüyorlar.
Ancak bir de murad-ı ilahi var tabi.
Bakalım meselenin asli talep edeni ne istiyor?
Bekleyelim bakalım…
(TR724)