Yorum | Tarık Toros
Seçim haftası Twitter’la vs ilgilenmedim.
Siyaset okumadım.
Netflix’e yeni düşen 10 bölümlük “Hitler’s Circle of Evil” belgeselini izledim.
Kurmay kadrosu üzerinden 1918-1945 arası Hitler’in siyasi hayatına mercek tutan bir yapım.
**
1920’lerin Almanya’sında şiddetle anılan bir hareket ve parti Naziler.
Özel silahlı birlikleri var.
Irkçı, Komünizm karşıtı bir grup.
10 sene boyunca debelenip duruyorlar.
Meclis’te marjinal bir parti olarak varlar.
1928 seçiminde meclise 12 vekil sokabiliyorlar.
Yükseliş için kriz şart.
1929 ekonomik buhranı ile Naziler’in milletvekili sayısı 107’ye fırlıyor.
Hükümete küçük ortak oluyorlar.
Ve bunu fırsata çevirip devlette sür’atle kadrolaşıyorlar.
**
Ekonomik bunalım, siyasi kargaşaya yol açıyor. Sık aralıklarla seçim oluyor.
Kasım 1932’de Nazi Partisi, parlamentoda 196 koltuğa ulaşıyor.
İktidara uzak fakat seçimle yakalanabilecek nihai başarı ancak bu kadar.
Ocak 1933’te, Alman Cumhurbaşkanı Hindenburg, gönülsüz olsa da ikna ediliyor ve başbakanlığı Hitler’e veriyor.
**
Hitler hızlı başlıyor.
Bir ay sonraki meşhur parlamento yangınını Komünistlere ihale edip…
Özgürlükleri askıya alan yasayı cumhurbaşkanına imzalatıyor.
Mart ayındaki seçimde koltuk sayısını 288’e çıkarıyor.
Sayıları 400 bini geçen SA’ler yani Naziler’in silahlı gücü, ülkede adeta terör estiriyor.
Aylar içinde bir seçim daha:
Kasım 1933’te parlamentodaki tüm koltuklarda artık Naziler oturmaktadır.
**
Hitler’in kurmay kadrosu “aşağılık kompleksi” içinde ve “kendini daha önce gerçekleştirememiş” tipler.
Muazzam iç çekişme var.
Her biri kendi ordusunu kuruyor: SA’ler, SS’ler ve Gestapo.
Torbanın içindeki kediler tepişiyor, torbayı tutan Hitler. Yıprananı ekarte ediyor.
**
Propaganda bakanı Goebbels, Hitler’den daha fanatik Yahudi düşmanı.
Yahudilerden kurtulma planlarına yıllarını veriyor ve tamamı kurgu.
Ekonomik her sıkıntı bu günah keçisine yükleniyor.
Önce, “Yahudilerle alışverişleri kesin” emri veriyor.
Tutmayınca süreci zamana yayıyor.
**
Goebbels, gazeteleri kontrol altına alıyor.
Film dünyasında tek söz sahibi oluyor.
Sinemalarda Hitler’in propaganda görüntüleri döndürülüyor.
Radyo yaygınlaştırılıp her eve birer tane konuluyor.
İlk TV yayını 1935’de başlıyor.
**
Avusturya ve Çekoslavakya, “Buralardaki Almanlara kötü muamele ediliyor” kurgusuyla işgal ediliyor, yıl 1938.
Halk, radyo ve TV’lerden buna inanıyor.
Kan dökülmeden iki ülke ilhak ediliyor.
Yahudileri imha için pilot bölge Avusturya seçiliyor.
Malları mülkleri yağmalanıp binlercesi kamplara konuluyor.
**
Başa dönelim.
Hitler’in akıl hocası, Dietrich Eckart, gazeteci-şair.
Birinci Dünya Harbinde mağlup olup dağılan Almanya’yı bir mesihin kurtaracağına inanıyor.
Bir bar konuşmasında Hitler’den etkilenip onu yetiştiriyor.
O zaman ağırlıklı görüş, “darbe yapmak.”
Ama bu başarısız oluyor.
**
Hitler darbe girişiminden suçu sabit olduğu halde 5 yıl gibi düşük bir ceza alıyor.
Bunu bile yatmıyor.
Rahat cezaevi koşullarında adeta davetler veriyor, Nazileri örgütlemeyi sürdürüyor.
Bir sene sonra da tahliye oluyor, 1924.
İktidarına giden yol olarak demokrasiyi seçiyor.
Amacı 1920’lerde şekilleniyor:
-Prusya’yı (sonraki Polonya ve Rusya’nın bir bölümü) tekrar almak.
-Cermen krallığını yeniden tesis etmek.
-Hatta Berlin’in adını Cermenya yapmak.
-Bin yıl sürecek bir Alman hâkimiyeti.
**
Büyük Almanya ideali, Yahudilik ve Komünizm karşıtlığı üzerine kurulu.
Hitler’in akıl hocası Eckart’ın mimarı olduğu bir ideoloji.
Lakin Hitler zamanla ondan uzaklaşıyor ve dinlemiyor.
Eckart ölürken son sözleri: “Hitler’i destekleyin. O dans edecek ama aslında benim borum ötüyor.”
**
Detayına girmeyeyim, 1 Eylül 1939’da Almanya Polonya’yı işgal eder, İkinci Dünya Savaşı başlar. Gerekçe yalandır, baştan sona Hitler kurgusudur.
Kabul edelim, ilk 4 sene Almanya dünyaya kök söktürür.
Fransa havulu atar.
İngiltere, yok olmanın eşiğine gelir.
Rusya ve ABD faktörü devreye girince…
1943 yazından itibaren savaşın gidişatı yön değiştirir.
**
Kurmay kadrosu Hitler’den sonrasını düşünmektedir.
Kimi tahta çıkmak ister, kimi ötekinin ayağını kaydırmaya çalışır.
Kimi için de Hitler’le ilişkisi ve pozisyonu en önemli şeydir.
Mesela, Bormann diye bir adam Hitler’in tüm sekreteryasını üzerine alır, kurmaylarını ondan uzaklaştırır. “Kimseye güvenilemeyeceği” paranoyası ile Hitler üzerinde etkili olur.
**
Kaybettiğini gören Hitler, mütemadiyen bir günah keçisi arar.
Sonunda, şunu söyler: “Almanya halkının büyük ideallerime layık olup olmadığından şüphe etmeye başlıyorum.”
Çocukça bir kararla “Neron kararnamesi” çıkarır. Düşmana bir şey bırakmamak için Almanya’dan kalan her şeyin yok edilmesi emri verir. Neyse ki uygulanmaz.
**
Son aylarında, kurmaylarının hemen tamamı ihanet eder.
Sığınakta onun hemen ardından intihar edecek tek sadık kurmayı kalmıştır: Goebbels.
**
Kulaklara küpe sonuçları sıralayıp bitirelim:
-Hitler ve çevresi, yaptıklarını ve yapabileceklerini şartlara borçluydular.
-Kararlı ve kurnaz olan bu grup, milletin hoşnutsuzluğundan faydalandı.
-Nihai güç için iktidara gelmek gerekiyordu, bunun için vatandaşı kandırdılar.
-Gel gör ki, şahsi hırs ve kıskançlık onları birbirine düşman etti.
**
Hitler diktatörlüğünün temelinde hoşnutsuzluk var.
Buna şahsi düşmanlık da eklenince çok etkileyici ve dengesiz bir yönü oluyor.
Allah korusun, vesselam.
(TR724)