15 Temmuz sonrası kaçırılma olaylarının bir yenisi geçtiğimiz günlerde Ankara’da yaşandı. Çocuğuna süt almak için evinden çıkan Orçun Şenyücel kaçırıldı. Ailesi oğullarını durumunda endişe duyarken eski Mazlum-Der Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu Ankara’da yaşanan olayın ayrıntılarını yazdı.
Gergerlioğlu’nun ‘ahvalnews.com’daki ‘İnanılmaz bir kaçırılma olayı daha..!’ başlıklı yazısı şöyle;
“Orçun Şenyücel 20 Nisan günü Ankara Türkkonut’ta saat 20.30 sıralarında evinden çocuklarına süt almak için ayrılmıştı.
— ncpsny (@NSenyucel) April 23, 2018
Daha sonra kendisini arayanlar telefonuna ulaşamadı. Yapılan ileri araştırmada süt almak için gittiği marketin güvenlik kamera kayıtlarına ulaştı yakınları.
Güvenlik kamera kayıtları dehşet vericiydi. Arabasından inen Şenyücel’i biri siyah transporter diğeri beyaz bir Toyota taksideki kişiler zorla kaçırıyordu.
Halen 2 çocuk babası Şenyücel’den haber yok. Şenyücel rekabet kurulunda uzman olarak çalışırken Ağustos 2016 KHK’sında ‘F…’ ithamıyla ihraç edilmişti.
Yakınları hemen Emniyet Müdürlüğüne başvurdu. Kaçıran arabalardan Toyota arabanın plakası çalıntı çıkmış.
Siyah Transporterinki ise tam okunamamıştı. Savcılığın soruşturma başlatması bekleniyor. Ancak bu sefer kamera kayıtları çok açık, MOBESE kameraları plaka çalıntı olsa da araba güzergahını tespit edebilir.
Son zamanlardaki kaçırılma vakalarına bir yenisi eklenmiş oldu. Şimdiye kadar 13 kişi Ankara’da kaçırıldı. Bu kişilerin ortak özelliği ‘F…’ ithamıyla, KHK ile ihraç edilmiş olmasıydı. Kaçırılan son kişi de yine aynı geçmişe sahip.
Kaçırılan kişilerden 13. kişi Ümit Horzum 133 gündür kayıptı. Uzun süredir takip ettiğim bu vakanın sonu önceki kaçırılma olaylarına benzemişti.
Horzum bir hafta önce bulundu. Son derece zayıflamış, bitkin, kaburgaları kırık ve kulak zarı patlamış olarak bulundu. Emniyet müdürlüğü Ankara Ümitköy civarında gözaltına aldığını iddia ediyordu.
Ancak Horzum 133 gün sonrasında bir arabadan başka bir arabaya aktarıldığını aktarıyordu avukatlarına. Bakalım Şenyücel nereden çıkacak?
Şenyücel’in yakınları çok tedirgin.
Şenyücel’in herhangi bir hasmı veya borçlu olduğu bir kişi yokmuş. Herhangi bir adli soruşturma geçirmemiş şimdiye kadar. Yine Ankara ve yine bir KHK’lının kaçırılması akıllara çok soru işareti getiriyor.
1990’lı yıllardaki kaçırılma olaylarının hala aydınlatılamadığını iyi biliyoruz. Önceden beyaz toroslarla kaçırılma adeta bir klasikti, şimdi güvenlik kamera kayıtlarında hep bir siyah transporter var.
Bu bir imza atma mı?
Aydınlatılmayan, aydınlatılamayan bu uzun süreli kaçırılma olayları Türkiye insan hakları karnesinin kötü notları oluyor uzun süredir.
Eğer bu kaçırılma olayı yine önceki kaçırılan yakınlarının başvurularında karşılaştığı bürokratik engeller ve ağırlıklarla karşılaşacaksa durum çok iç açıcı görünmüyor.
Kaçırılan kişilerin ortak kimlikleri, akla çok soru işaretleri getiriyor.
Türkiye insan hakları karnesinin son yıllarda yayımlanan farklı bir çok insan hakları kuruluşu, uluslararası kuruluş raporlarında büyük bir hızla benzer düşüşleri son derece tedirgin edici.
Bu vakalar Türkiye’nin 1990’lı yıllara dönüşü olmasın diye umut ediyoruz.”