“Suriye ekseninde Rusya, Türkiye yakınlaşması kısa vadede Türkiye’nin işine gelebilir ancak bu birliktelik uzun vadede Türkiye için büyük ve derin tuzaklar barındırıyor.”
Türkiye’nin son Afrin operasyonuyla Suriye merkezinde Orta Doğu’da dengelerin yeniden şekillendiğini, batının alışılagelmişin dışında Suriye krizinde bölünmüş tavır sergilediğini öne süren uluslararası ilişkiler uzmanı Valentin Naumescu, şimdi yaşananlarının bir kaç yıl önce tahmin bile edilemeyeceğini söylüyor. Rumen uzman Naumescu’nun Contributors sitesinde yayınlanan “Zeytin Dalı ya da Kuzey Suriye’de Amerika’ya karşı Türkiye” başlıklı yazısından öne çıkan noktalar şöyle:
“TÜRKİYE GERÇEKTE BAĞIMSIZ KÜRT DEVLETİ ORTAYA ÇIKSIN İSTEMİYOR”
Afrin operasyonunda, Türkiye sınırlarında kendisini tehdit eden oluşumlara izin vermeyeceğini söylese de gerçekte her zaman kabusu olan, güneyde egemen bir Kürt devletinin ortaya çıkmasını engellemek istiyor.
Artık zayıflamış bir devlet olan Suriye’de PYD ve YPG özerk yönetim söz konusu olduğunda akla ilk gelen oluşumlar.Her ne kadar tanınmamış olsa da komşu devletteki Kürt yönetiminin yüzde 92 evet oyuyla bağımsızlığı oyladığını unutmayalım.
Mevcut Afrin operasyonunda Rusya açık pozisyon almaktan kaçındı ve Türkiye’nin müdahalesine karşı çıkma garantisi vermedi.Orta Doğu’da menfaati olan İngiltere ve Fransa farklı davrandı. İngiltere Ankara’yı destekledi, Fransa BM’yi toplantıya çağırdı.
Görülüyor ki, Türkiye’nin müdahalesi Batı’yı bir kez daha böldü ve bunun kazananı bölgedeki etkinliğini ve Türkiye ile ilişkilerini artıran Rusya oldu.PKK sorunu yüzünden resmî rakamlara göre şimdiye kadar 37 bin kişi hayatını kaybetti. Soğuk savaş tarihçilerine göre, Öcalan ilk zamanlarda, Sovyetler Birliği’nin desteğini aldı.
Öcalan, 1999’da ABD/CIA desteğiyle yakalandı ve ömür boyu hapse mahkum edildi.
2000’li yılların sonuna doğru Erdoğan rejimi kademeli olarak islamcılığa yöneldi. Önce ılımlı başladı ama iktidar hırsları gittikçe büyüdü ve liberal demokrat batıdan ve Amerika’dan uzaklaşmaya başladı.
Bugün durum şöyle: Rusya, Türkiye’nin Suriye’deki müdahalesini sessizce onaylıyor. (Birkaç yıl önce kim bunu düşünebilirdi?) Amerika ise, siyasi ve askeri olarak Kürt militanları destekliyor.
Ortadoğu’daki derin ve çılgınca hizipleşmeler, bölgenin stratejik tablosunu yeniden şekillendiriyor. 21. yüzyıl şartlarında bölgedeki çöllerin hareketli kumları büyük güçlerin ittifak ve rekabetlerinde değişmelere sahne olacak bu kez.Büyük güçler stratejik çıkarlarını ve kendi dış politika mantığını 21. yüzyıl şartlarında devam ettiriyor.
İKİNCİ SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ BAŞLADI
İkinci Soğuk Savaş resmen Mart 2014’te Rusya’nın Kırım’ı ilhakıyla, gayrı resmi olarak ise Putin’in yeniden göreve geldiği 2012’de başladı.
Şu an Rusya, Türkiye’nin Batı’ya karşı soğumasını kışkırtarak, Amerika’nın Orta Doğu’daki menfaatlerine karşı Türkiye’yi bir çekiç gibi kullanabilecek durumda.
Bu günlerde Rusya ile Türkiye’nin oluşturduğu blok, kısa vadede karşılıklı avantajlı gibi görünse de içinde uzun vadede Ankara’yı uyandıracak çok sayıda ağır tuzak barındırıyor.Türkiye’de Avrupalılık illüzyonu önemli ölçüde tüketilmiş, bölgesel güç olmak için dayanışma eğilimleri yükselmiş durumda.
Erdoğan rejiminin çıkarları Batı’dan çok Orta Doğu endeksli.Burada çıkarcı ve içe yönelik iktidar hesapları var. Erdoğan şu iki şeyi fark etti: ilki; Batı artık birleşik bir güç değil ve geleneksel kültür alanının dışında aktif rol almaya istekli görünmüyor, Amerika Avrupa’dan ve dünyadan geri çekiliyor. İkincisi; Neo-Osmanlıcılık, içeride liberal-batı yanlısı söylemlerden daha fazla oy getiriyor.
TÜRKİYE’NİN SÖYLEMLERİ RUSYA’NIN İŞİNE GELİYOR
Afrin’de 8 bin, bilemediniz 10 bin Kürt militan var, Amerika’nın desteğine rağmen YPG yakın zamanda işlevsel bir orduya dönüşemez. Türkiye’yi tehdit edecek seviyeye asla gelemez.
Türkiye’nin abartılı şekilde dillendirdiği Amerikan karşıtı söylemler Rusya’nın işine geliyor.
Öte yandan İngiltere ve Fransa Afrin operasyonuna farklı tepkiler veriyor.
Macron, Nisan ayındaki Beyaz Saray ziyaretinde bu konulara yönelik çözümleri konuşacak. Brexit sonrası Fransa, toprakları dışında operasyon kabiliyeti olan askeri güce sahip tek AB ülkesi olacak.
Afrin harekatı Romanya’yı uzaktan da olsa ilgilendiriyor ve endişe uyandırıyor.
Afrin ve Zeytin Dalı operasyonu, küçük bir kriz gibi gözükebilir, ancak asla değil. Büyük Devletler arasındaki dinamik ilişkilerin önemi itibariyle, uluslararası sistemdeki durum giderek karmaşıklaşmakta.
YENİ KÜRESEL DÜZEN BAŞLIYOR
Birçok kez söyledim ve tekrar edeceğim; ABD’nin küresel ve bölgesel düzeyde güvenlik çözümleri geliştirme kabiliyetinin azalması ve NATO müttefikleriyle yaşadığı ayrışmalar bize fayda sağlamıyor.
Güvenlik garantilerinin ve ulusal çıkarların giderek daha karmaşık alanlarda müzakere edildiği, hiçbir şeyin şeffaf olmayan bölümler içerisinde oynandığı ve söylediğimin ötesinde dünyada gerçekte neler olduğunu görmenizi isteyeceğim yeni bir küresel düzene giriyoruz.
Masadaki antlaşmalar ve evraklar (hiçbir zaman böyle olmamıştı). Mevcut durum her an her şeyin sorgulanabileceği, ancak her türlü sorgulama ve meydan okuma için bir cevabın ve gerçekçi hareket planının hazırlanmış olmasını gerektiriyor.
Türkiye’nin son Afrin operasyonuyla Suriye merkezinde Orta Doğu’da dengelerin yeniden şekillendiğini, batının alışılagelmişin dışında Suriye krizinde bölünmüş tavır sergilediğini öne süren uluslararası ilişkiler uzmanı Valentin Naumescu, şimdi yaşananlarının bir kaç yıl önce tahmin bile edilemeyeceğini söylüyor. Rumen uzman Naumescu’nun Contributors sitesinde yayınlanan “Zeytin Dalı ya da Kuzey Suriye’de Amerika’ya karşı Türkiye” başlıklı yazısından öne çıkan noktalar şöyle:
“TÜRKİYE GERÇEKTE BAĞIMSIZ KÜRT DEVLETİ ORTAYA ÇIKSIN İSTEMİYOR”
Afrin operasyonunda, Türkiye sınırlarında kendisini tehdit eden oluşumlara izin vermeyeceğini söylese de gerçekte her zaman kabusu olan, güneyde egemen bir Kürt devletinin ortaya çıkmasını engellemek istiyor.
Artık zayıflamış bir devlet olan Suriye’de PYD ve YPG özerk yönetim söz konusu olduğunda akla ilk gelen oluşumlar.Her ne kadar tanınmamış olsa da komşu devletteki Kürt yönetiminin yüzde 92 evet oyuyla bağımsızlığı oyladığını unutmayalım.
Mevcut Afrin operasyonunda Rusya açık pozisyon almaktan kaçındı ve Türkiye’nin müdahalesine karşı çıkma garantisi vermedi.Orta Doğu’da menfaati olan İngiltere ve Fransa farklı davrandı. İngiltere Ankara’yı destekledi, Fransa BM’yi toplantıya çağırdı.
Görülüyor ki, Türkiye’nin müdahalesi Batı’yı bir kez daha böldü ve bunun kazananı bölgedeki etkinliğini ve Türkiye ile ilişkilerini artıran Rusya oldu.PKK sorunu yüzünden resmî rakamlara göre şimdiye kadar 37 bin kişi hayatını kaybetti. Soğuk savaş tarihçilerine göre, Öcalan ilk zamanlarda, Sovyetler Birliği’nin desteğini aldı.
Öcalan, 1999’da ABD/CIA desteğiyle yakalandı ve ömür boyu hapse mahkum edildi.
2000’li yılların sonuna doğru Erdoğan rejimi kademeli olarak islamcılığa yöneldi. Önce ılımlı başladı ama iktidar hırsları gittikçe büyüdü ve liberal demokrat batıdan ve Amerika’dan uzaklaşmaya başladı.
Bugün durum şöyle: Rusya, Türkiye’nin Suriye’deki müdahalesini sessizce onaylıyor. (Birkaç yıl önce kim bunu düşünebilirdi?) Amerika ise, siyasi ve askeri olarak Kürt militanları destekliyor.
Ortadoğu’daki derin ve çılgınca hizipleşmeler, bölgenin stratejik tablosunu yeniden şekillendiriyor. 21. yüzyıl şartlarında bölgedeki çöllerin hareketli kumları büyük güçlerin ittifak ve rekabetlerinde değişmelere sahne olacak bu kez.Büyük güçler stratejik çıkarlarını ve kendi dış politika mantığını 21. yüzyıl şartlarında devam ettiriyor.
İKİNCİ SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ BAŞLADI
İkinci Soğuk Savaş resmen Mart 2014’te Rusya’nın Kırım’ı ilhakıyla, gayrı resmi olarak ise Putin’in yeniden göreve geldiği 2012’de başladı.
Şu an Rusya, Türkiye’nin Batı’ya karşı soğumasını kışkırtarak, Amerika’nın Orta Doğu’daki menfaatlerine karşı Türkiye’yi bir çekiç gibi kullanabilecek durumda.
Bu günlerde Rusya ile Türkiye’nin oluşturduğu blok, kısa vadede karşılıklı avantajlı gibi görünse de içinde uzun vadede Ankara’yı uyandıracak çok sayıda ağır tuzak barındırıyor.Türkiye’de Avrupalılık illüzyonu önemli ölçüde tüketilmiş, bölgesel güç olmak için dayanışma eğilimleri yükselmiş durumda.
Erdoğan rejiminin çıkarları Batı’dan çok Orta Doğu endeksli.Burada çıkarcı ve içe yönelik iktidar hesapları var. Erdoğan şu iki şeyi fark etti: ilki; Batı artık birleşik bir güç değil ve geleneksel kültür alanının dışında aktif rol almaya istekli görünmüyor, Amerika Avrupa’dan ve dünyadan geri çekiliyor. İkincisi; Neo-Osmanlıcılık, içeride liberal-batı yanlısı söylemlerden daha fazla oy getiriyor.
TÜRKİYE’NİN SÖYLEMLERİ RUSYA’NIN İŞİNE GELİYOR
Afrin’de 8 bin, bilemediniz 10 bin Kürt militan var, Amerika’nın desteğine rağmen YPG yakın zamanda işlevsel bir orduya dönüşemez. Türkiye’yi tehdit edecek seviyeye asla gelemez.
Türkiye’nin abartılı şekilde dillendirdiği Amerikan karşıtı söylemler Rusya’nın işine geliyor.
Öte yandan İngiltere ve Fransa Afrin operasyonuna farklı tepkiler veriyor.
Macron, Nisan ayındaki Beyaz Saray ziyaretinde bu konulara yönelik çözümleri konuşacak. Brexit sonrası Fransa, toprakları dışında operasyon kabiliyeti olan askeri güce sahip tek AB ülkesi olacak.
Afrin harekatı Romanya’yı uzaktan da olsa ilgilendiriyor ve endişe uyandırıyor.
Afrin ve Zeytin Dalı operasyonu, küçük bir kriz gibi gözükebilir, ancak asla değil. Büyük Devletler arasındaki dinamik ilişkilerin önemi itibariyle, uluslararası sistemdeki durum giderek karmaşıklaşmakta.
YENİ KÜRESEL DÜZEN BAŞLIYOR
Birçok kez söyledim ve tekrar edeceğim; ABD’nin küresel ve bölgesel düzeyde güvenlik çözümleri geliştirme kabiliyetinin azalması ve NATO müttefikleriyle yaşadığı ayrışmalar bize fayda sağlamıyor.
Güvenlik garantilerinin ve ulusal çıkarların giderek daha karmaşık alanlarda müzakere edildiği, hiçbir şeyin şeffaf olmayan bölümler içerisinde oynandığı ve söylediğimin ötesinde dünyada gerçekte neler olduğunu görmenizi isteyeceğim yeni bir küresel düzene giriyoruz.
Masadaki antlaşmalar ve evraklar (hiçbir zaman böyle olmamıştı). Mevcut durum her an her şeyin sorgulanabileceği, ancak her türlü sorgulama ve meydan okuma için bir cevabın ve gerçekçi hareket planının hazırlanmış olmasını gerektiriyor.
Kaynak: http://ipahaber.com/2018/01/29/baslayan-ikinci-soguk-savas-ve-yeni-kuresel-duzen/