Romanya Haber

‘Hiç Bi Kere, Hayır Hayır, Yırt At O Kararı Selami…’

Yorum | Nurullah Albayrak

Anayasa Mahkemesi tarafından, gazeteciler Mehmet Altan ve Şahin Alpay hakkında, tutuklamanın hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ve ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması yani tahliye kararı verilerek gazetecilerin serbest bırakılmasına, karar verildi.
Bu karar, nihayet doğruyu gördüler ve hukuka dönüş başlandı şeklinde yorumlanacakken, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi herkesin kendine gelmesini sağlayacak o ibretlik kararını verdi.
Mahkeme, ‘Anayasa Mahkemesi’nin Heyetimizden ihsas-ı rey yasağını çiğnemesine yol açacak talebini yerine getirmemiz kanunen mümkün değildir’ diyerek gazetecilerin tahliye taleplerini reddetti. Gerekçe, tahliye kararı verilmesinin kanunen mümkün olmadığı mealinde. Eğer tahliye kararı verirlerse ihsas-ı rey yasağını ihlal etmiş olurlarmış bu durum da kanunen mümkün değilmiş.
Zannedersiniz ki bu kararı veren hakimler tarafsızlıklarının zirvesinde. Saray ne der diye düşünen ve o doğrultuda karar veren hakimlerin ihsas-ı reyi gerekçe yapmaları trajikomik olmuştur. En basitiyle, yargılanan insanların suçlu olduğunu kabul ederek ‘sen diye hitap ederim’ diyen hakimlerin tarafsızlıktan bahsetmemesi gerekir.

İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen bu karara ve iktidar mensupları tarafından yapılan açıklamalara şaşıranları anlamıyorum. Büyük hukukçumuz ve siyasetçimiz Bekir Bozdağ’ın, ‘Anayasa Mahkemesi, Anayasa ve yasaların çizdiği sınırı aşmıştır’ diyerek Anayasa ve yasalara atıf yaptığı zannedilmesin. Kastettiği Anayasa; Sarayın talep ve arzuları, yasalar da çıkardıkları ya da gözden kaçırıp çıkartmadılarsa da ilerde çıkartabilecekleri Kanun Hükmünde Kararnamelerdir. Yanlış bir değerlendirme olmasın.
Ortada bir hukuk devleti yok ki olaylara ya da kararlara hukuki değerlendirme yapılsın. ‘Ama, Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen bu karar Anayasanın 148. maddesine aykırı’. ‘AİHS’ye göre Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulması gerekir’, şeklinde ki ifadeler sistem değişikliğini görmeyen ya da görmek istemeyenlerin safça değerlendirmesinden başka bir şey değil.
ANLAMAMIZ BİRAZ ZAMAN ALDI
Ortada bir Hukuk devleti değil mafya devleti var. Artık bunu kabul edelim. Dönemin Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala tarafından İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok’a, ‘yırt at o kararı, hayır hayır, hiç bi kere hiç bi kere, meclis bizde bir yasayla suç olmaktan çıkartırız’ denildiğinde zaten hukuk devleti bitmişti. Sadece bu durumu anlamamız biraz zaman aldı.

OHAL süresinde verilen kararlara bakıldığında bu gerçeği görmemek ve anlamamak için ya yandaş ya da ahmak olmak gerekir.
Sadece mesleklerini yaptıkları için gazeteciler ve avukatlar,
Bir siyasi partinin genel başkanı, milletvekilleri, siyasiler
Ceza Muhakemesi Kanunu ve Ceza İnfaz Kanunu açıkça yasaklamasına rağmen hamile ve yeni doğum yapmış kadınlar, hastalar, muhalif düşüncelerinden dolayı fikirlerini açıklayanlar, mesleklerine geri dönmek için masum eylemler yaparak seslerini duyurmak isteyenler, Anayasal bir özgürlük olmasına rağmen sendika üyesi olduğu ya da bankaya para yatırdığı için tutuklanan ve tutuklanmaya devam eden insanların varlığı bu gerçeği açıklığıyla gözler önüne sermektedir.

Kabul edelim ki karşımızda verdikleri karar ve uygulamalarıyla hukuku yok sayan bir iktidar var. Bizlerden de istediği ve beklediği hukukun olmadığını kabul etmemizdir.
Unutulmamalıdır ki hukukun olmadığını kabul etmek sadece iktidarın işine yarar. Nasılsa bir sonuç çıkmaz demek hukuku yok eden bu anlayışa teslim olmaktır.
İktidar, hukuku yok ettikçe biz daha fazla hukuka sarılmalı ve yapılan hukuksuzluklarla sonuna kadar mücadele etmeliyiz.
Hukuka sarıldığımızda elbet bir sonuç çıkacaktır. Ummadığımız bir zamanda ya da yerde çıkabilir. Yeter ki hukuksuzluklara karşı hukuki argümanları sonuna kadar kullanma azmi ve kararlılığından vazgeçmeyelim.
Bu nedenle…
Yaşanan tüm hukuksuzlukları göstermek, hukuksuzlukları kayda geçirmek ve hukuk geri geldiğinde de haklılığımızı kolayca ispat etmek için hukuksuzluklarla mücadele etmeye devam edilmeli…
(tr724)